Selam Enki.
Blogdaki son yazıların bu tema etrafında toplandığını görerek
bende eklemek istedim.Gerçeği görebilen insanların doğayı izlediğinden
bahsetmiştin hep.Mesela Nat Geo belgesellerini izlediğimde gözüme sokulan şey
ormanın işleyiş sistemindeki objektiflikti.Ormanın yeşilliğinden faydalanıp
kamuflaj halde avına saldıran avcılara hiç bir av "delikanlı gibi niye gelmiyon
lan" diye kızmıyodu.Tabi ki bende koyunlarda olan bu taraflı bakış açısıyla
büyütüldüm.Çok küçükken ve öğretmenlerin sevdiği bir çocukken ben :D vatan
millet meselesi denilen konulara dair koyunların hoşlanacağı şekilde konuşurdum
ve kendimde bunlara inanırdım zaten.Sonra biraz daha aklım ermeye başladı ve her
konuya sazan gibi atlamamam gerektiğini düşündüm.O günden bu güne herşeyi çift
taraflı düşünürüm.Zaten bu koyunlarda yaratılan taraflılık beyne yapılan bir
yalıtım gibidir.Onların kalıplaşmış fikirlerini değiştirmeyen şeyde budur.Asla
yanılabileceklerini düşünmezler.
Mesela bende herkes gibi terörist
cesetlerine leş diyip şehitlere üzülürdüm.Sonra ikisininde durumunun hiçbir
farkının olmadığını farkettim.Tıpkı yingle yang gibi.İkiside beyni yıkanmış
masum koyunlardı.Biri türk olarak yetiştirilmiş diğeri kürt.Hepsi kendisinin
haklı olduğuna ve kendi milletinin amacının doğru olduğuna inandırıldı.Hep senin
tarafın güzeldir haklıdır düşman sana haksızlık yapmıştır.Başka türlü nasıl
milyonlarca insanı savaş cephesine taşıyabilirsiniz ki kendisinin bile olmayan
topraklar için?Bir amerikalı cartoon network çizgi filmlerinde elinde eğri bir
kaması olan entarili barbar arapla tanışırken biz gazzeye atılan bombalarla
onlara bileniyoruz.İsraillilerle konuştum mesela onlarda bunu bir intikam olarak
görüyorlar.O halka karşı bir şekilde bilenmişler.11 eylül olayı gibi işte halk
için bir kötü adam yarat ve kendinide bu kötü adamın düşmanı olarak tanıt.Halk
hemen gücünü sana verir.Suriye sınırında düşen uçak gibi.Her ülkenin tarihi
şanlı zaferlerle doludur.Ulan o zaman kim bu şerefsiz namussuz ülke?Bize göre
ingiliz şovalyeleri karıya kıza tecavüz eden gittiği yerleri yağmalayan yavşak
heriflerdir.Onlara göre bizim akıncılarımız barbar türklerdir.Her ülkenin
vatandaşı daha bebeykene okulu tarafından verilen bu etiketleri yapıştırır
sorgusuzca.Zaten düşünebilenin farkı budur.Koyun olan etiketi alır aynen zihnine
ekler.Düşünebilen mantık süzgecinden geçirip bilgiyi kendisine ait olan gerçeğe
çevirir.Saptırmayalım bu etiketler ayrı bir mevzu.Aslında iyi kötü diye birşey
yoktur bana göre.Eğer doğuda doğsam yaşasın bağımsız kürt devleti
derdim.İngilterede doğsam yaşasın kraliçe elizabeth.Türkiyede doğdun taşşağnı
yiyim başbakan.Okulda bir laf vardır.Biz burda vatanına milletine bağlı evlatlar
yetiştiriyoruz.Aynende böyle yaparlar.Hiç tarih dersinde biz bu savaşta böyle
ipnelik yaptık böyle puştluk yaptık görmedim.Osmanlı üç kıtayı çiçekle kebekle
mı ele geçirdi ?Hatta bu konuyla ilgili en güzel örnek türklerin müslüman
olmasıdır.Kimse GERÇEK türklere yapılan katliamdan bahsetmez.Bu konu hep şöyle
atlanır
Dinler benziyordu.
İkiside göktanrıya inandı.
Talas
savaşından sonra sarıldılar öpüştüler.
Bu tarz saçma ortak yönler bularak
olayı saptırırlar.
Halbuki tarihte araplar hep türkleri
kullanmışlardır.Türkler savaşçıdır bunlarda sınırlara dizerler türkleri götleri
sağlama almak için gerçek budur.Araplar türkleri katletmişler bazılarıyla
beraber yaşamışlar araplaştırmak için.Zaten başka bir şekilde bu milletin dinini
değiştiremezsiniz bu nasıl bir zırvadır.Neymiş ? Dinler benziyomuş.
Bir
insanın bile dinini değiştirmek bu kadar zorken koskoca bir milletin bu kadar
kısa bir süre zarfında dinini değiştirmek nasıl sağlanabilir.
SOYKIRIMLA
ELBETTE. AÇIK VE NET!
Ancak islam iyilik güzelliktir ya hani asla bundan
bahsetmezler.Tüm savaşlar savunma için yapılmıştır hepsine bi kılıf bulurlar
islam tarihinde.Bedr de anamıza sövdüler o yüzden savaştık.Şu savaşta
müslümanları öldürdükleri için oldu.Koskoca islam tarihinde bir savunma savaşı
varken siz neyin kafasını yaşıyorsunuz ? Mesela Ömer başa geçtiğinde
etrafındakileri yağmalayıp haraca bağlamış.Peki bunu bize nasıl alladılar
pulladılar.O haraca bağladığı devletler zekat vermeyi reddediyormuş.Olaya bak
seeeen.İyide zaten bunlar islam devleti değil ki ömerciğim yani din gerekliliği
için zekat vermek zorunda değiller.Hani hoşgörüydü hani inançlara saygı.Olmuyor
ama herkes yemez.
İşte tüm tarih hocaları bu konuları atlar benim
NİYElerimi ışık hızıyla geçiştirir.Tarih dersinde türklerin müslüman oluşu
konusu 5 dakikada atlanır kaçar gibi.Çünkü okulda dinine bağlı koyunlar
yetiştirilmelidir ki bu birbiriyle alakasız olan insanlar arasında bağ
kurulsun.Birbirine din kardeşim o benim vatandaşım gibi saçma düşüncelerle
sarılsınlar ve bu subjektivite bir ülke boyunca yayılsın.Ben milliyetçiyim
dediğinde neden herkes sana sırtında kanatlar varmış gibi bakıyor.Bu millet
sikimde değil de türk ölülerinin kürt ölülerinden farkı yok sadece madalyonun
iki tarafı de.Koyunların hepsinin sana nasıl saldırdığını ve beynine yapışan
ETİKETLERİ en sonuncusuna kadar kullandıklarını gör.
Tabi ki
fenerbahçe galatasarayda bunlardan biri.İyi ve kötünün tanrıları onu kullanıp
kullarını yönetiyorlar.Oysa hepsi illüzyon sadece iki farklı taraf.
-----------------------------
Okulda öğrenmen gerekenleri değil öğretilmen gerekenleri alırsın. Senin gibi bende okulda iken bir sürü sorun yaşamıştım. Tarih konusunda öğretmenler hep bir garipti - ne zaman müfredatı kurcalayan yada sorgulayan birşey sorsam "partizanmısın sen?", "vatanına karşı garezinmi var?" tarzında cevaplarla karşılaşırdım. Tabiki bu davranışları hem beni diğerlerine karşı öcü gibi gösterip dışlanmamı sağlamak, hemde kendi cahilliklerini gizlemek içindi! Hangi öğretmen delikanlı gibi çıkıp bildiği ile öğrettiğinin çeliştiğini söylemek ister.... denemesi bedava - tabiki sonucu sadece kovulmak olacaktır. KOyunlar doğrucuları sevmezler!
Hangi ülkenin vatandaşı aslında gerzek bir toplumun yada daima kaybetmeye mahkum edilmiş bir ulusun ferdi olduğunu kabullenmek ister?! Bunun önüne geçmek için kaybedilen savaşlar bile efsanelerle sanki kazanılmış gibi lanse edilir. Çanakkalede 250.000 şehit verincemi savaşı kazanmış olmanın bir anlamı olur yoksa kimse ölmeyincemi? Oldukça basit bir cevaba sahip olan bu soruyu hangi sığıra sorsan tabiki şehitlikti, kahramanlıktı gibi gurur yada onuru irdeleyen zırvalar doğrultusunda vereceği cevap belli olacaktır: ölerek! Henüz çocukken eline tabanca gibi oyuncaklar verilip sokakta katliam oynama oyunları oynatılanlardan farklı bir cevap bekleyemezsin! Daima şunu derim: ölmek isteyenlere, buna hazır olduğuna inananlara ve çarpışma sevdasıyla yananlara bir şans ver! Ellerine silahı ver ve cepheye gönder, yalnız adam başı 30 dan fazla mermi verme, ki böylece kesin gebersinler! Sonrada sokakta milletin eline bayrak verip sallatalım ve "şehitler ölmez, vatan bölünmez" naraları attırıp,ü boktan ideolojilerine götümüzle gülelim. Şehitler ölmez demek..... hmm.... bana şu tabuttaki çocuklar oldukça ÖLÜ görünüyorlar - bembeyaz, kaskatı ve bazılarının bazı uzuvları bile eksik.
Koyunlar nasılda insanı zihinsel komaya sokacak şeyleri gururlanacak birşeye dönüştürebiliyorlar değilmi! Bütün şehit denenler daima doğrudan bok yoluna gidenler ve ne bir daha ayaklanacaklar, nede ölümsüz olacaklar... sadece bir mermerin üzerine anlamsız şekilde isimleri yazılmış olacak ve o mermerin hemen yanındada onlara götleri ile gülen hayırseverlerin bir dikilitaşı olacak.
Tarih dersleri seninde dediğin gibi türkleri islama geçmiş halleri ile lanse etmeye programlıdır, yoksa din dersinin ne önemi kalır! Sanki 1070 lerden sonra bir anda müslüman olarak peydah olmuş ve bunu takibende osmanlı voltranını oluşturmuşuzdur. Tabiki tarih derslerinde öğretmenler şöyle anlatamazlar: Evet çocuklar bizler anadoludayken arap orduları bizi ziyaret edip onların dini klubüne katılıp onlara haraç -ee pardon, zekat vermek isteyip istemediğimizi sorduklarında nazikçe bu teklifi geri çevirdikten sonra, bu teklifin üzerine tekrar düşünmeleri için biraz kılıçla göz dağı vererek bir "miktar" insanı öldürmeye başladılar. Sonradan neredeyse tüm soy tükenmesin diye bu teklifleri onaylandu ve bugün hepimiz bu büyük klubün birer üyesi olarak bununla gurur duymaktayız. Yaşasın müslüman türkler - yuhuuu, haydi eller havaya!
Eğer türklükle bağdaştırılan bir zırva varsa oda müslümanlıktır! Hele birde CIA/MI6/Mossad üretimi olan şu Müslüman Kardeşler yokmu.... ah ne kardeştir onlar - gördüğünüz yerde sarılıp kucaklaşasınız gelir. Bir halka kendi geçmişini unutturup, onları yıkıp ezen ve benliklerini unutturan bir doktrinasyon uygularsan işte karşına Türkiye gibi boktan bir ülke ve onun halkı çıkar. Müslümanlığı kabul etmiş olarak ve onu savunarak kendi atalarının mezarına tükürmeyi bir görev bilen bu halkı nasıl eğitirsen eğit ve nasıl savaşa yollayıp yok edersen et - hepsi onlar için mübahtır. Özellikle dikkat ettiğim şey ise "Pagan" kelimesinin nasılda negatiflikle bağdaştırıldığıdır. Paganizm dediğinde bu daima taşa, heykele yada putlara tapan bir beyinsizler ordusu gibi irdelenir. Bize okulda "onlar" putlara tapardı diye öğretilirken, ben "ama bizde kabeye doğru aynı şeyi yapmıyormuyuz? Kabede tapılan bir put, heykel yada obje değilmi?" sormuştum.... senmisin bunu soran - vay efendim ben kafirmiyim, putperestmiyim, şeytanımı kendime örnek alıyorum, herkes yanlış biliyorda bir tek benmi doğru biliyorum.... tipli suçlamalar başlamıştı. Tüm bu bağırışmaları sakinlikle dinledim ve sonunda "ben halen sorumun cevabını almadım" deyincede sınıftan kovuldum. Kapıdan çıkarken öğretmene sadece "çoğunluğu aptal olmayı seçtikleri sürece kandırabilirsiniz" dedim ve "senin verecğin eğitime sokayım" deyip çıktım. Beni din dersinden muaf kılmak için uğraştılar ama ben sırf inat olsun diye bırakmadım ve her derste o lavuğu kıl edecek sorular sormaya devam ettim... bu beni bir nevi neşelendiriyordu, çünkü her sorumda içine düştüğü çaresizliği gözlerinde görmek bana sanki güç veriyordu. Duaları arapça öğrenelim diye tuttururken ben daima türkçesini sorup onu tekrarlardım, ki bu duanın nasılda bir zırva olduğunu herkes duysun. Hani hep Fatiha denen sureyi ezberletmeye çalışırlardı... hani herkesde ezbere bilirya....
Zavallıların duası - Fatiha!
Rahmân ve Rahîm olan Allah i adıyla. (Kısaca Rahman abi)
Hamd âlemlerin Rabbi,olan Allah'-a/-için dır. (Patron o dur)
O Rahmân ve Rahimdir, (O öyle birşeydirki.. peeeehhh)
Din gününün ,sahibidir. (İşverendir)
Ancak sana kulluk ederiz ve ancak senden yardım dileriz.
Bizi doğru isteyenin yol(un)a hidayet eyle.
Kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil.
Başa önce biraz ilahi zırva koyup esas amacı sonradan koyuyorlar... kulluk etmek yani sorgusuz sualsiz köle olmak! Gazaba uğramış ve sapmış olanlarında aynı zamanda kendi Türk halkını temsil ettiğini kimse pek düşünüyor gibi görünmüyor. Hani nasılsa artık müslümanızya, o eski pis pagan atalarımıza saygı göstermemizede bir gerek yok - bunun yerine arapların hindistandan çalıp getirdiği zırvaları kendimize esas alalım, bu kesinlikle Türk kültürüne yakışan ve onu araplaştırmak için uygulanan ideolojiye en uygunu olacaktır.
Okulda sürekli uygulanan en etkili doktrinasyon ise demonize etme metodudur! Yani tarihi zırvalarla belirli ülkelerin halklarına karşı nefret duyulması sağlanır, buda ilerideki savaşlar için atılan ön temeldir. Böyle yetişmiş bir nesil zaten çocukluktan beri nefret besleyerek büyütüldüğü için karşısında insan değil bir yaratık görmeye şartlandırılır! Bu sayedede onları savaşa yollayıp üretim fazlasını yok etmek önceden programlanmış olur.
Koyunların aptallıkları, vurdumduymazlıkları, düşünme kabiliyetinden yoksunlukları, gurur denen hayalleri ve vatani görevleri onları daimi birer köle olmak için daima hazır ve nazır olarak beklemeye şartlandırır. Bir ülkeyi bunca aptalla doldurduktan ve gerçek tarihle değilde günlük gündemlerle doktrine ettiğin zaman o ülkenin halkına herşeyi yaptırabilirsin!
Daima bir otoritenin kahramanlıkları yada hoş sözleri örnek verilir ama asla bunlardan bazılarının sübyancılığa yatkın olduğu, köle sahibi olduğu, köleleri ve karılarıyla aynı yatağa girdikleri ve ensest takıldıkları gerçekleri anlatılmaz. Anlatsanda dinlenmek istenmez!
Osmanlı Tarihinde Oğlancılık mesela:
Osmanlı ve Padişahlar ile ilgili derin tecrübe ve bilgi sahibi olan Mustafa Ali’nin ‘’Görgü ve Toplum Kuralları Üzerinde Ziyafet Sofraları’’ adında 2 cilt, muhafazakar Tercüman yayınlarından çıkmış olan kitabının sekizinci bölüm başlığı "Bıyığı terlememiş ve sakalı çıkmamış olanlar takımını anlatır" tanımı ile büyük harflerle yazılmıştır.
Son günlerde tartışılmakta olan gündemdeki yerini sabitlemiş ‘’Muhteşem Yüzyıl’’ dizisinin kıyamet koparan harem sahneleri bir kenara, kitapta anlatılan o dönemin oğlancılık kavramını tüm çıplaklığı ile anlatmaktadır.
Bölümde o dönemde tüyü çıkmamış sakalı bıyığı çıkmamış oğlanların, cazibeli kadınlardan da çok ilgi gördüğü tercih edildiği anlatılıyor. Civanlarla arkadaşlık etmek aşikâr olmuş, çekinmeden oturak âlemlerinde yolculukta her yerde yanlarında dolaştırmaya başlamışlar, aynı dönemde ay yüzlü kadınları asla yanlarında taşımaz birlikte bulunmazlarmış.
Kitabın 59 ve 60. Sayfalarında bakın nasıl anlatılmış yaşananlar:
“Çünkü sevilen kadın bölüğünün namahremleri avan korkusundan gizli tutulur. Şimdi ise civanlarla arkadaşlık onlarla düşüp kalkma yolunda bir kapıdır ki bu kapı gizli, aşikâr hep açıktır.
Tüysüzler soyundan namert lokması olanların çoğu Arabistan piçleri ve Anadolu Türklerinin veled -i zinalarıdır, onların sürdüğü güzellik ve cazibe süresini hiçbir diyarın tüysüzleri sürmez.
Niceleri otuz yaşına varıncaya kadar güzel yüzünde gönlünde üzüntü olacak kıl görmez. Türk çocukları Arabistan’daki ele avuca sığmaz civelek çocuklar güzellik yönünden hepsinden kısa ömürlü olurlar.
20 yaşlarına vardıkları gibi rağbetten düşerler ve aşıkların işinden kalırlar. Ama İçel civarları Edirne, Bursa ve İstanbul'un ince bellileri her yönden kusursuzlukta ve güzellikte onlardan ileridir.
Güzelliği ve cazibesi eksik olanların ise çeke—çevire tazelikleri ve tatlı kılan naz ve cilve ile sevimli gösterir. Ama Kürt tüysüzleri, anadan—doğma evbaş olanların tecrübesine göre sağlıklı, yumuşak ve uysal imişler ve her ne teklif olunsa dinleyip yapmaları çok olurmuş. Hele bellerinden aşağısını kına ile boyatır, dizlerine ininceye kadar boyanarak kendilerini süslerlermiş.
Özellikle Çoğu ince—belli ve uzun—boylu olurlar. Kendilerini teslim ettikleri sırada her uzvuyla birlikte yumuşaklık gösterirlermiş. Sözün kısası görünüşte yumuşak davranmakta, aslında karşı durmakta İçel güzellerinin çoğu inat ederlermiş.
Buna göre bunların vuslat nimeti bu- yükler için vardır. Yanlarında gezen aşıklarını bahtsız ettikleri ve parasız pulsuz bıraktıkları meydandadır, derler. Ve iki gencin fırsat vaktinde birbirinden yararlanması, yahut birisi ötekini sarhoş edip üstüne çıkması, değmede mümkün olmayacak bir iştir, diye anlatıp söylerler.
Sözün kısası, ün almış güzel yüzlülere rağbet edip karşısında gümüş—servi endamlı. Uzun boylu, salınarak yürüyenleri kullanmak isteyenler Rumeli köçeklerinden şaşmasınlar. Kul cinsinin de Yusuf çehreli Çerkeslerinden ve Hırvat asıllıların nefesleri mis kokanlarından sakın usanıp bezmesinler.
Gerçi İçel mahbuplarında da nazeninler olur lakin çoğu vefasız insanı üzmek isteyen cefacı güzellerdir. Onlara sahip olanların huzuru ve rahatı az bulunur. Ama Arnavut cinsi de gerçi âşıkların gönüllerini alırlar, bu kadar var ki gayet inatçı olurlar.
Ama Gürcü, Rus ve Görel cinsi, öteki esnafın gübresi gibidir. Onlara bakarak Macar soyundan olanlar, başka tayfaların tabiata uygun ve makbul olanlarıdır.
Gel gelelim, çoğu efendisine, hıyanet eder; düşüp kalkmalarından, davranışlarından her kişi onların çirkin yönlerini görür. Şaşılacak olan budur ki Mısır evbaşları Habeşlilere düşkündür. Araya soğukluk girer, her biri insanın samurudur, derler. Aslında yatak hizmetinde usta olurlarmış, yani esbap buhurlamayı, yatak ve yastık döşemeyi candan isterlermiş. Erkeğinde, dişisinde adamlık belli imiş: her ne semte görülürse uysal ve güzel davranarak yumuşaklık göstermeleri kolaymış.”
Benzer davranışların geçmişte birçok otorite tarafından sergilendiğini tarih zaten yazıyor. Fakat bu tip şeyler asla tarih derslerinin sayfalarında yer almıyor, çünkü tıpkı imam osursa cemaat sıçarmış sözündeki gibi durum daha beter olurdu.
Bunada örnek gerekirse:
"Ey peygamber! mehirlerini verdiğin hanımlarını, allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kıldık. bir de peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık). kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. (bu hususta ne yapmaları lâzım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın. allah bağışlayandır, merhamet edendir." (ahzab 50)
Bu ayet kısaca açıklamak gerekirse etrafında ne kadar kadın varsa topuna gönül rahatlığıyla çakabilirsin demek. İster akraba istersede savaştan köle olarak getirilen ve zorla koynuna sokulan cariyeler olsun - hebicüğü senin. Ne tesadüfki, oldukça alçak gönüllü olan bu abimiz bu teklifi geri çevirmek gibi bir davranışta bulunmuyor - çünkü diğerleri gibi oda am düşkünü biri! Am herekese lazım! Hele birde hepsini size sunanların dediklerini yapıp yazacaksanız ne ala - yanına gencecik (savaş esiri yada aileden satılmış) oğlanlarda verilir! Burada am yada tüysüz göt uğruna yahudilere satılmış bir dinden bahsediyoruz! Kıçını kemik parçasıyla temizleyip develere tecavüz edenlerin başka neye ihtiyacı olurki?
"Allah, Cennet karşılığında müminlerden mallarını ve
canlarını satın almıştır. Allah yolunda savaşırlar, öldürür ve öldürülürler. Bu,
Allah'ın Tevrat, İncil ve Kur'an'da onlara vadettiği bir haktır... Sözünde
durmak için Allah'tan daha iyi kim olabilir? İşte ey müminler! Yaptığınız bu
alışveriş ile müjdelenin, sevinin. Çünkü en büyük kazanç budur." (Tevbe 9/111)
Bu sunulan cennette bunca am ve tüysüz oğlanların götü olmasa kim savaşa giderdi? Askerler için savaş ganimet (para) ve am/göt sikmek demekti. Ne kadar genç ve saf o kadar iyi! Tabiki sırf bu askerleri iyi tanıtmak için birde utanmadan kalkıp onları "melekler" olarak tanıttılar. Asimetrik kanat sayılı, adam gırtlaklayan ve tecavüz eden melekler - yani her meleğin sicilinde mutlaka bulunması gereken olaylar.
"Kadınlarınızdan âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdet görmeyenler
hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. Hamile
olanların bekleme süresi ise, doğum yapmalarıyla sona erer. Kim Allah’a
karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir." (Talak 65/4)
Ne zaman nasıl mala vurulması konusunda bizi "apaçık bir şekilde" aydınlattığı için bu abiye kesinlikle teşekkürü borç bilmeliyiz. Birde neden özellikle adet görmeyenleri seçiyorlardı - çünkü bu kızları adet dönemlerine kadar evire çevire, hamilelik korkusu olmadan sabah akşam düzebiliyordunuz. Aynı şekildede oğlancılığı bu kadar popüler yapan şeylerden biri buydu: sorumsuzca mala vurma imkanı! Padişahlar yada peygamberler... hepsi aynı dürtüye sahipti - bir deliğe sokmak! Bunun haricinde beraber takılıp pipilerini emdikleri oğlanlarıda sırf ne yapmış oldukları etrafa yayılmasın diye o gece öldürtürlerdi. Eskiden eldeki kız çocuğunu ne kadar çabuk elden çıkarırsanız, ev ekonomisine bir o kadar katkıda bulunmuş olurdunuz, çünkü bir boğaz eksilirdi! Yaş 9-10 oluğunda vajinası sulanan kızlar bir an evvel görücüye çıkarılırdı. Bekaret mi? O da ne?
Aklı fikri am olan bir inancında taptığı sembol ancak o amın kendisi olabilirdi! Karşınızda Kıble - her müminin günde 5 kez yatıp kalktığı putun kendisi ve neyi temsil ettiği.
Görebildiğin gibi tarihin bir "lay lay lom" sayfası, birde "karanlık" sayfası mevcut. Tabiki ne okulda nede aile içinde biri çıkıpta neyin ne olmuş olduğunu öğretecek! Bunu sadece kendin başaracaksın! Okul denen yer senin gitmek istediğin değil - gitmek zorunda olduğun yer! Zorla eğitimin sonucuda budur - uyanma! Tabiki bu tip uyanmalar herkesde oluşan bir gelişme değil. Ülkede hergün yüzlerce çocuk doğuyor ve bu çocukların aileleri bir önceki ebeveynlerinden dahada salak, buna bağlı olarakta onların çocukları kendilerindende salak oluyor. Benim açımdan etrafımda bunca salağın olması asla aç kalmam demek oluyor!
Kızgınsın ve seni anlıyorum... bende senin gibiydim - daima bu salaklığa ve manasızlıklara küfür eder dururdum! Ancak zamanı gelip bunun böyle olduğunu ve öylede kalacağını anladığında sakinleşeceksin! Bugün istersen tüm dinleri iki cümle ile yok et - ne fark edecek? Koyunlar bir yenisini bulacak! Bilinen tüm liderleri yok et - ne fark edecek? Koyunlar yine yenisini bulacaklar. Koyunlara ne diye eğitim veresinki? Esas amaçları bizim gibilere hizmet etmek değilmi? Bizim için bellerini kırmak, bizim için ölüme atlamak, bizim için para kazanmak. İşte bu onlar ne ise o: köle olmaya dünden razı olanlar. Bu sığırlara eğitim değil sadece amaç ver yeter. Onlara çalışmanın, düzülmenin yada tapmanın hayatlarının esas amacı olduğunu en az 10 kere irdele yeter.... böylece zaten boş olan beyinleri senin ideolojinle dolar ve sadece ona odaklanırlar. Kafalarında başka bir düşünce olmadığından senin düşüncen onlarınkisi olur. Bu yüzden ideolojini kafalarına sokup kullanmak istediklerine daima sanki aradıkları şey buymuşçasına bir eda oluşturmalısın. Bunun haricindeki herşeyide demonize ederek bu sığırlara sanki başka bir şansları zaten yokmuş fikrini aşılamış olursun.
Senin kendin için öğrenmenin yararı sadece sana! Öğreniyor olmanın amacıda doğrusunu bilip doğru kararları verebilmek. Sakın bu sığırlara karşı bir acıma duygusu yada merhamet besleme - çünkü eninde sonunda seni hayal kırıklığına uğratacaklar.... anlıyormusun? Kendin bu doktrinasyonlardan kurtulduğun ve kendi başının çaresine bakabildiğin sürece "kazanan" olursun... diğerlerini boşver! Bırak ne halleri varsa görsünler - sana ne? Halen içinde yakın koyunlar için hissettiğin şeyler olduğu kesin, fakat bunların hepsi gelip geçici... kimse sana senden daha fazla değer vermez. Öncelikle başardıkların, öğrendiklerin ve daha öğreneceğin şeyler için kendinle gurur duy.... en önemlisi budur - başkalarının tasdiği için değil sadece kendin için!
Coriolanus:
Sizi aşağılık sokak köpekleri! Çürümüş bataklıklardan gelen pis kokunuzdan nefret ediyorum. Sizin sevginize ben ancak etrafı kokutan gömülmemiş cesetler olarak değer veririm. Asıl ben sizi sürüyorum. Bütün şüphelerinizle burada kalın! Her söylentide kalpleriniz tir tir titresin! Tepelerindeki tüylerle düşmanlarınız yüreğinizde korku estirsin! Sizi savunanları sürgün etme gücünüz hep olsun. (TSK ya ne oldu?) Hissedemediğiniz cahilliğinizin ölçüsü sizi rahat bırakmasın. Düşmanlarınız sizi rahat bırakmasın ve başka bir ulus sizi esir edip tek bir darbe vurmadan savaşı kazansın. Sizinle aynı şehirde yaşamak benim için bir utançtır. Arkamı dönüp gidiyorum. Yaşanacak başka yerler de var.
Kesinlikle tavsiye edeceğim bir film...... o kadar gerçekle dolu ki - koyunların edebi tarzda konuşulan senaryoyu anlayamadıklarından sadece vur kır sahnelerini seyredip "eh işte idare eder" diyecekleri türden.
Koyunlar daima bölünerek yönetilecek! Asla gerçek manada tek bir din, tek bir devlet, tek bir bilinç yada tek bir bayrak diye birşey olmayacak! Bunların hepsi hayalden ibaret. Hayat şuan nasılsa öyle olmaya devam edecek. Aynı çatı altında olduğuna inanıp yinede "benim inancım daha güçlü" deyip farklılık yaratacaklar ve bölünme istensede önlenemeyecek! Hani şu dünyanın türkler tarafından feth edilmesi efsanesi varya - puhahahahaaa.... Birde tüm dünyaya islamın hükmetmesi hayali vardır.... bunların hepsi sadece hayalden ibaret. Bunlar sadece koyunlara ellerindeki ideolojileri barındırmaları için sunulan telkinlerden ibaret - yani umut!
Çevrene iyi bak - şuan ne görüyorsan bu ya aynı kalacak yada daha kötüye gidecek.... birşeylerin iyiye gidebilmesi imkanı 6000 yıl evvelki yılan tanrısı zırvası ile ortadan kalktı. Sakın birşeyleri iyileştirebilirim yada düzeltebilirim gibi düşüncelere dalma, çünkü bunu yapacağın insanlar ileride bir şekilde kendi egoları için seni satacak olanlar. Bugün yanındalar, çünkü onlara ihtiyaçları olan birşeyi sunmaktasın - bu kaynak tükenincede ne olacağını sana herhalde anlatmama gerek yok.
Olayları saptırma ve koyunları bölmenin yararlarını incele! Böylece sende hayırseverler gibi kendi ağılındaki koyunları kendi emellerin için kullanabilirsin. Uyandın ve şimdi NASIL yapıldığını öğrenip uygulama vakti. Uyanmanın amacı sistemin kötülüğünü çözmekten çok onu nasıl kendin için kullanabileceğini öğrenme fırsatını değerlendirmektir. Gerçekleri öğrenmenin iyi tarafıda budur: önce seni güzelce bir kızdırırlar, sonrada herşeyi "ne ise o" olarak algılamanı sağlayıp önceleri kızdığın şeylerin nedenlerini anlamana yardımcı olurlar. Kızmakta olduğun şeylerin çoğu senin yapamıyor olduğun ancak yapmak istediğin şeylerdir. Yapamıyor olmanın nedenleride çoğunlukla koyunsal doktrinasyonun aşıladığı sınırlayıcı fikirlerdir. Bu fikirleri objektivite ile yok etmeye başladığındada özgürlüğün ne olduğunu hissedeceksin!
Yazın için teşekkürler!
Heil Satan....
ENKI
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilahzab suresi gerçekten bir dindara karşı en büyük silahınız olabilir bence. diğer sureler bir şekilde başka kılıflara girebiliyor fakat bu sure, hayır! bize ne peygamberiniz hanımlarından?? bunun neresi evrensel. hiç bir mantık yok bu surede. üstelik zeydin ismi bile geçiyor. bir hz. ömer bile kuranda yok, zeyd ne iş?
Sil53. Ey iman edenler! Siz, bir yemeğe çağırılmadıkça, zamanını gözetmeksizin, Peygamber'in evlerine girmeyin. Ancak davet edildiğiniz vakit girin. Yemeği yediğinizde hemen dağılın, sohbete dalmayın. Çünkü bu hareketiniz Peygamber'i üzmekte, fakat o (size bunu söylemekten) utanmaktadır. Ama Allah, hakkı söylemekten çekinmez. Peygamber'in hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Bu, hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temiz bir davranıştır. Sizin Allah'ın Resûlünü üzmeniz ve kendisinden sonra onun hanımlarını nikâhlamanız asla caiz olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük (bir günah) tır.
YanıtlaSilAyrıca karşımızda "kıskanç" bir adamda durmakta... yani onun karısına sulanan hem cehennemi boylar hemde azap görür. Bir başka sebep ise peygamber karılarının onun ne tür işler çevirdiğini bilmelerinden kaynaklanır. Yani peygamberin eski karısını alan onun bildiklerini öğrenerek güç kazanabilir ve böylece daha önce yapılmış anlaşmaların içine sıçabilir. Bu tip bir risk alınamayacağından, otoritenin getirdiği bir düzmece yasak ile olay kontrol altına alınır.
Tabiki hemen yiyip çıkacaklar, ama sakal atmayıda unutmayacaklar.....
Ey iman edenler! Resulle gizlice konuşacağınız zaman, bu gizli konuşmanızdan önce bir sadaka verin! Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Eğer bu imkânı bulamazsanız bilin ki, Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. (Mucadele)
Gizli konuşma tabiki kurana yazılacak memolardaki değişiklik ve savaş stratejileri üzerinedir. Sonuçta peygamberin ağzına koyulacak cümle bedava olamaz! Bedavaya kim peygamberlik yapıyor kardeşim!?
Yazıyorsun karı kız yağıyor! Yazıyorsun savaş başlıyor! Yazıyorsun para geliyor... varmı daha iyisi? Hepte ona hiçbir günah yazılmıyor ve mazur görülüyor ama diğer "aynı" şeyi yapanlara cehennem sunuluyor... hmmm bak bu oldukça adil! Olmadı artistlik yapana cinleri melekleri salar bak....
Bayılıyorum bu saçmalıklara yahu. Birde tüm şu pornoyu ilahi bir dille yazıp başka birşeye çevirmeye çalışıyorlarya. Kadınlarıda öyle bir alıyorki, sanki yediği önünde yemediği ardında - daha ne olsun, adam peygamber yani, mala vurmadan bu iş nasıl yapılsın? Anal takılmanın yasak olduğunu denemedenmi karar verdi sanki!? :D
Hep merak ettiğim şey, hani ona vahiy gelirken üstüne bir ağırlık çöküyormuş zırvası vardır.... ya o vahiy tam mala vururken gelince ne oluyordu acaba?? Kimse bundan bahsetmiyor!
Hadi yaratıcı olup acayip sorular soralım. :D
sana şöyle cevap verebilirim ki hadislerin neden çoğu ayşeden rivayet edilmiştir sorusunu kendine sor.
Silayşe en genç ve en saflarıdır da ondan. bütün zırvalarını ona anlatırdı, inanmaya daha müsait.
Rivayet "uysa kodum uymasada kodum" un başka bir tercümesidir. Bahsedilen kişi aslında öyle birşey söylememiştir, fakat eğer sanki o söylemiş gibi bir hava katılırsa daha inandırıcı ve bir o kadarda uygulatıcı olur.
SilRivayetlere göre:
Sahih-i Müslim'de Ebû Hüreyre (r.a.} tarafından bir rivayette Peygamberimiz, giyindiği halde açık olan, yani ince ve şeffaf elbise ile dolaşan kadınların Cehennemlik olduklarını, Cennetin kokusunu bile alamayacaklarını bildirirler.(Müslim, Libas.-125.)
Hz. Âişe (R.anhâ)'dan nakledilen; "Allah Teâlâ erginlik çağına ulaşan kadının namazını başörtüsüz kabul etmez" (İbn Mace, Tahâre, 132; Tirmizî, Salât, 160) hadisi saçları da kapsamına alır.
Umeys’in kızı Esma’dan nakledildi. Dediki: Resulüllah (s.a.v) bir gün Hz. Aişe (r.anha)’nın evine girdi. Kızkardeşi Esma yanında idi. Üzerinde Vucudunun hertarafını örten ve yenleri geniş bir elbise vardı. Resulüllah (s.a.v) onu görünce kalkıp dışarı çıktı. Hz. Aişe (r.anha) kızkardeşine “buradan uzaklaş Resulüllah (s.a.v) sende hoşlanmadığı bir şey gördü” dedi. Hz. Esma uzaklaştı arkasından Resulüllah (s.a.v) içeriye girdi.Hz. Aişe (r.anha) niçin kalkıp gittiğini sordu. Resulüllah (s.a.v) de elbisesinin yenini sadece parmakları görünecek şekilde ellerinin üzerine çekerek şöyle cevap verdi: “Kızkardeşini görmedinmi? Müslüman bir kadın şurasından başkasını gösteremez. (Mecmeu’zzevâid nr:4168)
Bu hadis-i şerif’ten hz. Esma’nın giydiği elbisenin bedenini örttüğünü fakat kollarında açıklık olduğunu bunun üzerine Resulüllah (s.a.v) bu kıyafetinden hoşlanmadığını ellerinin üstünün parmaklara kadarda örtünmesi gerektiğini islam alimleri anlamışlardır ve de böyle ifade etmişlerdir.
Buda Allah abiden....
"Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Zinet yerlerini açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır. Baş örtülerini yakalarının üstüne koysunlar. Zinet yerlerini kendi kocalarından, babalarından, kocalarının babalarından, oğullarından, kocalarının oğullarından, kendi erkek kardeşlerinden, kendi kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin oğullarından, kendi kadınlarından, kölelerinden, erkeklik duygusu kalmayan hizmetçilerden veya henüz kadınların gizli yerlerine muttali olmayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizleyecekleri zinetleri bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar. Ey müminler! Hepiniz Allah'a tövbe edin. Böylece "korktuğunuzdan emin" umduğunuza nail olasınız. (en-Nûr, 24/31)
Hepside sırf gördüğü her kadına siki kalkanların bu rezilliklerini şahsen kontrol altına alamadıklarından dolayı sanki bir başka otorite öyle demiş gibi takılıp bu yeni kuralı diğerlerine kabullendirtmeleri içindir.
zaten hadis rivayetleri muhammedin ölümünden 230 sene sonra başlamış, mantıklı düşününce hiç birinin gerçekten ravilerden bize geldiğini düşünemeyiz. buna rağmen hadis zincirini korumak için ortaya çıkarılmış tonlarca kitap var. zaten muhammed ve ekibi onların dışında 'söz(hadis)' söylenmesini engellemek için bir çok da 'bu söz(hadis)den başka söz mü ararlar' ayetleri koymuşlardır kurana. BUNA RAĞMEN... onların ölümünden sonra yeni söz(hadis)ler eklemeyi başarmışlar. tabii ki başarırlar çünkü dediğin gibi insanlar kendilerine din arıyor, talep varsa yapmak an meselesi.
Silkuranın muhammede has geçen ayetleri ve tek tanrıcılık felsefesi üzerine geliştirilen bir kaç orjinal içerik dışında neredeyse tümü incil ve tevrattan copy paste olmasına rağmen islam gibi soykırımcı bir dinin bu kadar gelişebilmesi de aslında doğanın ne kadar acımasız olduğunun bir göstergesi olabilir..
YanıtlaSilMuhammedin ay'ı ikiye ayırıp tekrar birleştirdiğini söylüyorlardı sanırım,http://cs.astronomy.com/resized-image.ashx/__size/600x600/__key/telligent-evolution-components-attachments/13-62-00-00-00-48-78-28/SolarEclipseMay2012_2D00_JM.jpg
YanıtlaSilNiye hala nefes alıyor bu orospu çocukları,niye.........Ne iyidir'ki yeni dünyevi dünya düzeninde hiçbirine yer olmayacak.
Yeni dünya düzeni ile bu sığırların sonu gelecek değil! Bu düzen sadece onlara yeni bir inanç sistemi sunacak - fakat bu yeni inanç yavaşça oturtulmakta, yani çoğunluk bu yeniliğin farkına bile varmayacak. Eğer eline 1928 basımı bir türkçe kuran alırsan farkları dikkatli inceleyerek görebilirsin.
YanıtlaSilKoyunlar dronedur ve inanmak için bir temele ihtiyaçları yoktur, sadece herhangi bir otoritenin varlığına ve herşeyi onların gücü dışında idare ettiğine inanmak isterler. Bu otoriteye ilahi bir isim verdikten sonra inanmamaları içinde bir neden kalmaz.
Sakın inançsız bir dünya gibi hayali bir düşünceye kapılma - bu asla olmayacak! İnanç daima var olacak, çünkü bu sayede koyunlara (işine gelen) amaçlarını veya görevlerini yerine getirmye şartlandırırsın. Seni dinlemeyeceklerse, senin üzerinden konuşan ilahi bir lavuğa kulak vermeyi daha çok isteyeceklerdir. Koyunlar için boşluğa konuşup yalvarmak, gerçek bir insana doğru konuşup yalvarmaktan daha kolaydır, çünkü başkasının karşısında aslında ne kadrda gerzekçe birşey yapıyor olduklarını yine hatırlarlar.
Günlük TAPINMA egzersilerinde her defasında baş aşağıda ve göt yukarıda düzülmye hazır şekilde bir pozisyona girip beklemek ve o anda dua etmek, aslında düzülüyor olduklarını verbal yolla kndine unutturmaya çalışmaktan başka ne olabilirki?! Neden sadece el kalbe koyulup baş ile selam verilmiyor? Neden sadece iki el birleştirilip alına götürülmüyor? Neden bunca basit ibadet yada selam metodları varken en ağırlarından biri olan yerde domalma seçilmiş? Çünkü bu sığırlara aşağılanmayı kabullendirerek onları en itatkar köpek sürüsü haline ancak böyle getirebilirsin. Böylece onlar üzerinde uygulayacağın her türlü saçmalığı zırvalara dayandırıp cehennemde kazığa oturtulma korkusu ile yaptırırsın.
Mesaj basittir... Allahın (Yahudilerin) dediğini yaptığın zaman cennette seni bi ton am/göt bekler, yani sabah akşam mala vurursun. Eğer denileni yapmamışsan o(nlar) seni kazığa oturtup götünden kan alır! Adil bir anlaşma, değilmi? Bu yüzdende bu bilinçaltı mesajı hergün ve her saat bu inançlıların zihninde dolaşıp durur. Kimse cennete gidince flüt dersi alcağını yada resim yapacağını falan anlatmıyor - varsa yoksa am/göt, huriler, gılgamlar (oğlanlar) ve tembelce tüketmek. Bunca gerzeğede herhalde başka birşey sunamazdın.
Üzgünüm ama bu cübbeli sarıklı tipleri dahada sıkça göreceksin, taki son damla düşene kadar. Daha çok kadın türban takacak, daha çok erkek sakal bırakacak, koyunlar caminin yolunu daha sık tutacak, kuran kursları daha çok artacak, tv deki ilahi programlara daha çok ağırlık verilecek.... her zamanki gibi koyunlar daima daha fazlası ile tedarik edilecekler.
SilBunların dinine karşı olmak yada karşı tavır takınmak aslında tam olarak onların istediği şey, yani karşı gelindikçe daha çok sarılmaya devam ediyorlar. Tıpkı bir çocuğun önünden oynamadığı oyuncağı alırken sanki şimdi onunla oynamak istiyormuş gibi sarılıp bırakmak istememesi gibi, bu sığırlarda aynı şekilde onların inancını ellerinden almak istediğin zaman sım sıkı sarılıp sonuna kadar korumak isterler. Anlayacağın bu tip güç uygulamaları ile onları bu aptallıklarından kurtaramazsın! Fakat teşviklerle arzulanan değişimleri başarmak mümkün. Yeni kelimeler, yeni anlayışlar, yeni anlam (tasfir) keşifleri ile tüm bu değişimler ve "saptırmalar" yavaş yavaş yerini bulacak.
Öncelikle bu gruplar birbirlerine kırdırılacak - tıpkı suriye, mısır yada hindistandaki gibi, farklı mezheb ve inançlardan inasanlar birbirlerini boktan sebepler yüzünden öldürmeye başlayacaklar. Tıpkı eski zamanlardaki gibi hemde. Bak, bugünde sığırlar birbirlerini taşlayıp kılıçla resmen doğruyorlar - tıpkı eskisi gibi. 2000 senedir değişen birşey yok aslında - insan doğası halen aynı!
Bu sığırlar senin hizmetin için bu şekilde doktrine vaziyette bekliyorlar - yeterki onlara nasıl hitab etmen gerektiğini bil. Kedileri yanına "pisi pisi" demeden çağıramıyorsun değilmi? Ne sokaktaki kedilerin bir sonu gelecek nede bu beyinsiz droneların.... etrafını olduğu gibi kabul et ve bu gerzekleri manipule edip onlardan faydalanmanın yolunu bul! Bırak kutsal penisini öpüp yalasınlar, nasılsa kabede tanrıça kibelenin vajinasını yalamaya alışıklar!
Bu salaklardan kurtulabilecek değilsen, o zaman onları kullanacaksın!
dediğin gibi dini grupların üstüne gidildikçe daha bir geliştiler, kendi içlerinde daha büyük stratejiler oluşturdular. özellikle erbakan devri türkiyedeki dini otoritenin en yüksek düzeyde olduğu bir devirdi bence. bu devire dindar bir devir diyemiyorum açıkçası. fakat erbakan devrinde daha idealist islamcılar vardı. şimdi sadece dışı dolu içi boş eğilimlerle vakit geçiriyorlar.
Silzaten akpartinin başa getirilmesinin nedeni de buydu. alın size lüks vericez, hadi dayanın dayanabilirseniz sizi gibi idealistler sizi :D
dyslexia mı oluyorum ne gibi-gidi
SilHaklısın onlardan hiç akıllarına gelmeyecek şekillerde faydalanmak gerekiyor.Mesela sıradan bir koyuna sen nasıl hayatını geçindirebilirsin,nasıl karnını kendi başına doyurabilirsin diye sorunca cevabı bir efendinin kölesi olarak diye verir,çünkü ona böyle olduğu doktrine edilmiş.Başka bir yöntem bilmiyor,başka seçeneklerden korkuyor.Beynini tamamen korku ele geçirmiş,içinde bulunduğu toplum onu kendi sorumsuzluklarına ortak ederken pis işleri için maşa olarak kullanıyor.Benide kendileri gibi yapmaya çalıştıkları için ve onlar gibi olmadığım için beni ruhsal ve fiziksel olarak yok etmeye çalışmalarından dolayı onlardan onları teker teker boğabilecek kadar nefret ediyorum.Bu her konuda geçerli sadece din değil.İşin aslı dinleri umrumda değil,isterlerse ateist olsunlar.Gelişkin sosyal zekam sağolsun,yaptıkları en ufak lanet bir hareketin,en ufak bir belirtinin dahi en derinden anlamını biliyorum.Bu aynen kahrolasıların zihnini okumak gibi ama kelimelere yada cümlelere gereksinim yok,çok daha açıklayıcı.Bu beni onlara karşı yüzde 90 iğrendiriyor.Kendi zavallılıklarına aynaya bakan bir kör gibi yüz çeviriyorlar,diğerlerine odaklanıyorlar.Zavallı olmamak için başka zavallılar arıyorlar.Onların ceplerindeki paralarını alıyorum,onları kullanıyorum.Ama bu hissettiğim hiçbirşeyi değiştirmiyor,bu düşmanların ne pahasına olursa olsun ölmesi gerektiği gerçeğini........değiştirmiyor.
SilDinleriyle,inançlarıyla,düşünceleriyle,gelenekleriyle ve kontrolsüz üreme gibi bir çok negatif özellikleriyle birlikte Dünyada kanserler.Her kafamı çevirdiğim yerde bu domuzlardan en az 10 tane görmek bile dehşet verici ama onlar birbirlerini göremiyorlar.
Duygusallaştım çünkü onlara herhangi bir zarar vermek istemeyen eski bana tüm yaptıkları eziyetler bir bir aklıma gelmeye başladı. Aslında benim yaşamak için böyle domuzlara ihtiyacım dahi yok! Giderim doğal hayatta kendi işimi görürüm,doğanın sunduklarını avlar hayatta kalırım. Ancak illuminatiyi bırakamıyorum,buda onların o kirli ellerinden o kirli paraları almaya devam etmek demek.Bir kaç boktan kağıttan tanrı.Paradan nefret ediyorum,herşey bir yana günümüzün en büyük yalanı bu para denen şey.Dinler gider ama para kalır.Para çok daha etkili.
normalde hiç k0pipiYst yapmam ama buna değer;
Sil"HuHuh! I was in the right!"
"Yes, absolutely in the right!"
"I certainly was in the right!"
"You was definitely in the right. That geezer was cruising for a
bruising!"
"Yeah!"
"Why does anyone do anything?"
"I don't know, I was really drunk at the time!"
"I was just telling him, he couldn't get into number 2. He was asking
why he wasn't coming up on freely, after I was yelling and
screaming and telling him why he wasn't coming up on freely.
It came as a heavy blow, but we sorted the matter out"
O müzik bana fazla birşey ifade etmedi.Ancak şunlar ediyor.
SilI want the finer things in my life
So I hustle (hustle)
Nigga you get in my way while I'm tryin get mine,
And I'll buck you (buck you)
I don't care who you run with, or where you from ( bu orospu çocukluğunu hep duyarsınız,ben şunlardanım ben şuradanım demek koyunların ben en adi orospu çocuğuyum,her pisliği yapabilirim sorumluluğu üstlenmem bana güvenirsen göte gelirsin bana karşı önlemini al deme yöntemidir )
Nigga fuck you (fuck you)
I want the finer things in my life
So I hustle (hustle)
http://www.youtube.com/watch?v=aj5JzTwGNJo
ben de senin gibiyim bakşimdi, bu domuzlardan nefret ediyorum. zaten hep onların sorumsuzluk, haketmediklerinden fazlasına sahip olma istekleri yüzünden para denen şey ortaya çıktı. parası olan kişi, hiç bir emek vermeden istediğine kavuşabilen kişidir. yani paranın icat edilmesinin tek nedeni hak etmediğin halde sahip olmak için. başka hiç bir nedeniyok!
Sil"Aslında benim yaşamak için böyle domuzlara ihtiyacım dahi yok! Giderim doğal hayatta kendi işimi görürüm,doğanın sunduklarını avlar hayatta kalırım. Ancak illuminatiyi bırakamıyorum,buda onların o kirli ellerinden o kirli paraları almaya devam etmek demek."
Silöyleyse bu dediğini yap, ben de yapmayı düşünüyorum ama iki tane korkum var 1. gelip beni bulmaları 2. gece konakladığım yerlerde polislere ne cevap vereceğim.
fakat o dediğini başaran çok insan var. mesela balıkçılar en büyük örneği. yenikapı-eminönü yolunda onlardan çokça görebilirsin. taşlardan kendilerine ev yapmışlar denizin kenarındalar :( onların arasına katılmayı çok isterdim
"parası olan kişi, hiç bir emek vermeden istediğine kavuşabilen kişidir. yani paranın icat edilmesinin tek nedeni hak etmediğin halde sahip olmak için. başka hiç bir nedeniyok!"
Silhttp://d1208.hizliresim.com/10/w/ccsp4.jpg
derdin anlaşılmak değil, ortaya yem atmak olsa gerek phi
SilBunca senedir bu sistemin içinde debelenip durdum,tam onun içinde kendime bir yer bulmaya başladığım zaman onu bırakacak değilim.Şu anda gördüğün Dünyanın en zenginlerinin bazıları kendilerini o hale getirmişlerdir kendi akıtııkları terleriyle.Ancak,bahsettiğin gibi! Bir çoğuda doğma büyüme zengindir,ona para ve kontrol basan işleri hazırdır.
YanıtlaSilAma düşünsene bir,bu büyük işleri hazır olan kişiler bunu nereden buldular? Tabikide babalarından,yada babalarının babalarının babalarının dedelerinden ! Belki işleri fırsatların çok bol olduğu 1600'lerden kalma,ancak unutma'ki bizim dedelerimizde o zamanlarda hayattaydı ve hiç bir bok başaramadılar ve bize birşey kalmadı.Gerçi bana kaldı bir kaç tl,ancak onu kişisel amaçlar için kullanmıyorum kendim kazanmadığım için.Çoğu zenginde böyledir zaten,paralarını çarçur etmezler oğullarına'da yedirmezler,aile için köle gibi çalışmayan o ailenin mirasına ortak olamaz ve kendi çocukları bir bok elde edemez.Bu kurala Dünyayı yöneten bankacı ve illuminatiyi kurdurmuş aileler dahil.Hepsinin çocukları işlerin nasıl yürüdüğünü öğrenmek ve varlığı elde tutmak zorundadır.
Aslında sıradan bir insan başarılarıyla hayattan onların aldığından daha fazla zevk alabilir.Mesela aileden zengin olsan,babanın sana verdiği iş'te çalışarak kazandığın parayla aldığın lüks arabayı sürmek sana büyük bir mutluluk vermez ve değerini bilemezsin.Bu borç parayla araba almaya benzer.
Bunun değerini ancak arzu edilene tırnaklarıyla kazıyarak,acı çekerek,arayarak,ruhunu yavaşça katlederek gelmiş biri bilir.Tabikide bu genellemem sadece erkekler için geçerli,kadınların herhangi bir kendini kötü hissetme duygusu olmaz.Kadınlar için hayatı yaşadıkları sürece her yol mübahtır.Fazla düşünmeleri'de gerekmez çünkü erkekler zaten onlar için düşünüyor ve üretiyorlardır.
Benim daha çok demek istediğim,200-300 milyon dünya nüfusu ideal.Ve bu rakamın artış göstermemesine dikkat etmek gerek.Ancak Dünya nüfusu 300 milyon olduğunda komunizm baş gösterebilir.Yeni uygun bir ekonomik sistemin oluşturulabilmesi mümkün olsada bu daha çok yönetenlere kalmış birşey,komunizm onlara mantıklı bir seçim olabilir...Ancak kişisel bir gelecek vaadedmiyor,koyun olmaya zorlayıcı bir sistem,7 milyar nüfus ve kapitalizm'i 300 milyon komunizm'e tercih ederim.Ben ne kadar özgür olmak isteyenlere bu hakkın tanınması gerektiğini savunsamda asıl yöneticilerin çoğunluğu veya en güçlüleri böyle düşünmeyebilir.Eğer doğa kanunlarına söylendiği kadar saygılılarsa belkide düşünürler.Belkide fikirlerini değiştirir kendilerini tanrı ilan ederler...herşey olur.
bakşimdi, yazdıkların beni çok tatmin etti, teşekkür ederim. gayet açık ve net anlatmışsın. tabii kadınlarla olan kısmı tamamen yanlış. bir çok kadın hayırsever var. sonuçta kadın-erkek hayatta acı çekerken kadınlardan acısı daha az alınmış olarak kurulu bir düzen filan yok.
Silkomunizmin gelecek vaad etmediği doğru. benim kanlarıma işlemiş bir hayalim olarak kalacak. belki paralel bir evren yarattığım zaman komunizmle yönetirim orayı, orası kesin.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Sil@baska bir yer @baksimdi
Siltavsiyelerin için teşekkürler başka bir yer, okuyacağım.
balıkçıların arasına katılıp da doğal bir balıkçı olmasam da balıkçılığı metaforik olarak ele alalım. aklıma gelmişken, paylaşmak istedim. Ya balığını tanı, ya da balıkçını! çok şey anlatıyor değil mi? eğer gerçekten bir yerlere gelmek istiyorsak etrafımızdaki bunca balığı çok iyi tanımalıyız ki onları kontrol edebilelim. eğer balığımızı tanıyamıyorsak (hayırsever değiliz o zaman), balıkçımızı iyi tanıyıp, onla aramızı iyi tutmaya bakarız değil mi
baska bir yer, aslında bir elitin altında köle olarak başlamakla kastettiğim buydu. işte usta-çırak ilişkisi. ustanın deneyimlerinden yararlanarak bir usta olmak.
Silçoğu zaman, hatta neredeyse her zaman, balıklarla vakit geçirmek zevkli değildir.. çünkü balıklar çirkin ve sıkıcıdılar. ama unutmamak gerekir ki balıklar bizim zevkimiz için yoklar, balıklar bizim kurtulmamız için varlar. onları avlayıp hayatta kalırız. ben enki gibi koyunların bizim zevkimiz için olduklarını düşünmüyorum. koyunlarla vakit geçirmekten nasıl zevk alınabilir ki? koyunları kullanıp istediğimi elde ettikten sonra gerçekten vakit geçirmek istediğim insanlarla olmak isterim.
SilNigma, sende diğerleri gibi yüzeysel düşünen bir moronsun!
SilKim sana git koyunlarla vakit geçir diyor?? Konu koyunları vaktin için kullanman, yani senin yapacağın işleri onlara yaptırman ve bununla zaman kazanman. Bundan daha önemli bir ayrıntı olabilirmi?!
Konuyu balık ve balıkçıyla açtın, ancak ne balığın nasıl oltaya takıldığını nede balıkçının nasıl avlandığını idrak etmekten uzaksın. Sadece cümleler bulup yazıyorsun, fakat neyden bahsettiğin konusunda en ufak bir fikrin dahi yok.
Balıkları yakalamaya başlamak özen ve sabır isteyen bir meşgaledir! Her avdan sonra oltanı bir sonraki av için yeniler ve daha işlevli bir hale getirisin. Misinenin rengini değiştirirsin çünkü balıkların yüzdüğü su yeşil değil turkuazdır. Kullandığın yemi balıkların nasıl ısırdığına bakarak, bunun bir saldırı ısırığımı yoksa merak ısırığımı olduğunu bulur, ona göre yem değiştirip balıkların doğrudan saldıracağı bir yem bulursun. Mesela Lüfer balığı istavritten çok Zarganaya atlar. Bunu zarganaların peşinden hoplaya hoplaya giden lüfer yada çinekop sürülerini görerek anlarsın. İşte bu ve benzeri şeyler hayatın kendisinde gizli olan ve mikrodan makroya uzanan döngülerin açık ve seçik anlatımıdır. Ancak senin gibiler nedense bu tip "basit" şeyleri görmektense burada yazılan filozofik yaklaşımların çözümün doğrudan kendisi olduğunu zannetmekte.
Diskoda bir koyuna çaktırmadan 50TL veririsin ve 2 dakika sonra masana bir demet gülü şekilli bir şekilde sunar. Hangisi koyun kadınlar için daha şekilli, mal gibi elinde gülle masaya gitmekmi yoksa gülleri onun önüne serdirmekmi? İşte buna muhabbeti bölmeden bir koyunu kullanarak zaman kazanma denir! Hadi bakalım şimdide buradaki balık/balıkçı ilişkisini anlat!!! Bakalım olayı kavramaya başlamışmısın.
hiç bir zaman moron olmadığımı söylemedim. ne olduğum umurumda değil, bunu sadece zaman gösterir.
Silsadece cümleler bulup yazdığım doğru, ve onları bana açıkladığın için de sana minnettarım.
fakat anlamadığım her koyunun aynı şekilde işlediğini mi düşünüyorsun? yani şimdi verdiğin örnek mesela koyun kadın için hangisi daha şekilli dedin. elinde gülle masaya gitmen de daha şekilli olabilir, bu onun neye değer verdiğine bağlı değil mi?
Enki cevabın için teşekkürler.Okul ve aile böyle küçük yaşlarda çocuklara doğruları ve yanlışları veriyor.Bunları hazır almaya alışınca sorgulama mekanizması paslanıyor tabi.
YanıtlaSilGerçek tarafsızdır zaten.
http://www.youtube.com/watch?v=O5APPIKu_MI bir parçada benden konuya dair.
Kacınılmaz olandan pasifize bir şekilde hadi geçmişe dönek yeaa! Diyerek kurtulunmaz. Adaptasyon saglarsın yada yok olursun. Sizin gibiler zamanında ateşden korkup kullanmasaydı ne olurdu? Bugünde o sikko korku içinizi titretiyor! Her şey çok hızlı ilerliyor ve sen yetişemediğini düşünüyorsun. Bu gidişle bir işlevin kalmayacak ve tasfiye edileceksin... Evet böyle olacak, zamana ayak uydurmalısın, şimdiden korkuyorsan ileriye git! Koyunlar sadece geçmiş saplantısı ile yaşar, buda yerinde saymalarındandır. Enki burda sadece filozofi mi yapıyor? HAYIR!
YanıtlaSilBen kimseyi suçlamıyorum, sadece kendimi geliştirmeye çalışıyorum. ne kadar ezik olduğumu kendime itiraf etmezsem, nasıl gelişebilirim? deniyorum işte, nereye kadar sürerse oraya kadar devam edeceğim.. bu kadar basit.
Siltabii ki haklısın, geçmişe dönmekle olacak iş değil. fakat geçmişe dönmeye çalışmamın iç güdüsel bir işlevi var. o da geçmişi anlayarak şimdiyi, şimdiyi anlayarak da geleceği anlayabilmem için.
@Alperen
YanıtlaSilO paylaştığın şarkıyı burada görmek beni değişik duygular içine itti, iki sene önce, yani gerçek bir ezik ve loooser olduğum zamanlar dinler dinler kendimi bulurdum. Bir de 'İndigo' vardı dinlediğim rapçilerden. Kayra ve İndigo genel moronsal sözlerden farklı yazıyorlardı, ben de İŞTE BUU! diyerek dinlerdim
ama ENKI ve yazdıklarını keşfedip, reality slapları yedikten sonra onlar artık bana ezik müziği olarak gelmeye başladı. Geçenlerde arabesk müzik için toplumun en alt seviyesinin dinleyeceği müzik diye bir tanım yapmıştı ENKI, Hip-Hop bu tanıma girer mi sence? Bence girer
İndigo - Sonuma Kadar ;; Şarkı Sözü
Açması gerek birilerin bu yolu,
kaçtığım yeter artık böyle gelsin sonu,
sonuma kadar bu çabam neden?
Açması gerek birilerinin bu yolu sonuma kadar bu çabam neden?
Kaçtığım yeter artık böyle gelsin sonu.
Kestim bi ton ahkem pazartesi tıraş olup takım giyip staj yapçam
istemediğim bişey olmadığım biri gibi davranıp takdir toplicam bu iyimi ki?
O salak moda gir direk stres altındasın,
antidepresan işe yaramicak farkındayım içip gitmeli ya da söylemeli sikim seni
bide şu var umrunda değil siki kimsenin.
Mutsuzum yardım etcek bi insan bulabilsem
yapışcam yakasına isyan ve nefret ediyom dicem
ezmek istiyo beni üst kademe lavuk
götüm yerse çıkarıp ceketimi sarılıp boğazına
çok mu güveniyon kendine lavuk
ayakkabım yüzüne değmeden şimdi git çabuk.
--
Aklıma direk bu şarkı geldi, tam olarak buralarda tanımını yaptığımız EZİKleri anlatmıyor mu?
- Evet kendim göbekli, işe yaramaz bir malım, bi baltaya sap olamadım ve bir TANRI gelse AÇSA ŞU YOLU.! Mutsuzum, çok mutsuzum, hayırseverlerin anti depresanları da işime yaramadı, beni bu duruma düşüren lavuğu kaba KUVVET kullanarak alt edeceğim ama götüm zaten yemez, onu da bir tanrı yapsa ya :(:(:(
:) :) :) :) :)
Bu adamın diğer şarkılarına da bakmanızı tavsiye ederim
Bende tıpkı senin gibi düşünüyorum çünkü rap sürekli bir şeyleri protesto ediyor.Nasıl pop şarkılarda aşk klişeyse rap müziktede her şarkıda birşeylerden şikayet edilir.Zaten Kayra gibi birçok mc sıkıştığı sıkıcı döngüden şikayet edip kurtulamadığından bahsediyor.Diğer şarkılarını dinlediysen farkedersin oldukça öfkeli bir tarzı var.Bunları dinlerken bende düşünüyordum yani.İndigo orda senin dediğin gibi ben bir eziğim diyor.Yinede bunlar zihinsel hapislerden kurtulamamış insanlar olsada bunlar bazen attığım şarkı gibi güzel damarlar yakalayabiliyor.
SilBen sığırkene sıkıntılı zamanlarımda bu şarkıları mal mal dinleyip kendi hayatımla özdeşleştirip şikayet ederdim(tüm sığırların yaptığı gibi).Sonra acizlerin bunu yaptığını anladığımda sadece anlatılan konuya odaklanmaya başladım.Rapin arabesk yönünü yani mclerin kendini acındırma ve dilenme kısmını atlayıp anlattığı konulara odaklanıyorum.Mesela End of Days vardır dinlemişsindir.Orda Vinnie paz koyun gözüyle anlatır işte bu adamlar şeytan bizi kontrol ediyor falan ama yinede anlatır yani demek istediğimi anladın umarım.
Attığım şarkıda mesela
Rekabetten anlamam anlasamda kaç yazar
Çünkü evde perdeler yıkandığında ben asar
Yani durumu belli kimseyim ne söyliyim
gibi sözlere dikkat etmişsin.Bunlar ben eziğim diyen kısımlar.Dinlerken bende tıpkı senin gibi düşündüm.Hatta keşke bu satırları atlamanın bir yolu olsaydı :)
Yinede tema olarak parça güzel ve Kayra iyi yakalamış diyerek gönderdim.
insanlar belli dönemlerden geçiyor, sizin de dediğiniz gibi. ben de çok çok kısa bir dönem öylesine arabesk takılmıştım :D bunlar o kadar da korkunç şeyler değil bence. sonuçta senin içindeki duygulara tercüman olan bir müzik türü yapılmış, dahası mı var? hiç biri bir diğerinden üstün ya da aşağılık değil. herkes ne isterse onu dinleyebilir, tabii bu onun o andaki durumunu yansıtmıyor değil. fakat ben müziği hep meraktan dinlemiş biri olarak bu kategoriye dahil olmuyorum. hiç bir zaman beni etkilesin diye müzik dinlemedim. analiz etmek için dinlerim hep. bu bir üstünlük mü, hayır. bu da benim işte :D
SilRap yada hiphop tarzının öne çıkmasının en önemli nedenlerinden birisi koyunlar arasında şiddeti arttırmaktır. Şarkılar sürekli şikayet modunda olduğundan ve bunları dinleyenlerinde "evet haklı" diyerek düşünmeleri nefret sobalarına daha çok odun atıp adrenalin seviyelerini arttırmak için birebirdir. Vahşetinde adrenalin ile olan bağlantısına bakarsanız bu şarkıların dinleyenleri nereye vardıracağını herhalde tahmin edersiniz. Daha çok şiddet eşittir daha çok polis ve "koruma" dır. Daha çok suç eşittir daha çok suçlu ve cezaevi demektir!
SilHenüz göremiyorsunuz ancak ilerisi için yapılan özel cezaevleri bu tip şikayet akımlarının yeni müşterilerini ağırlamaya başlayacaklar. Özel cezaevlerinin iş görebilmesi için öncelikle suç oranında artış ve buna bağlı olarakta suça teşvik gerekir. Bu yüzden bu rap akımı, özelliklede gansta rap olayı oluşturuldu. Hani şu elinde silahlarla fotograf çektiren lavuklar varya - işte onlar!
Bu tarz müzikleri dinleyince çoğunluk tabiki sanki "işte buuu, tamda benim düşündüğüm gibi" hissetmekte ve buna bağlı olarakta yeni mesajlarıda beraberinde zihinlerine yüklemekteler. İlk mesaj tam aradığın şeydi, ikincisi ruhunu okşadı, üçüncüsü ise "yeni" birşey yükledi - sadece farkına varamadınız, çünkü ilk ikiden sonra üçüncüsü upgrade yapmış gibi bir his verdi.
Düzenin nasıl işlediğini zaten anlamışken fakat kabullenememe aşamasındayken bu tip "sanat eserlerinin" yardıma koşması ne ilginç değilmi. Ohh demek kadınlar sadece mala vurmak için aşık olunan yiyicilermiş... Ohh demek savaşa giriyoruz.... Ohh demek düzen boktan ve sıkıcı... Ohh demek parasız adam olunmuyor... tüm bunların farkına varmak için sadece kabullenmek yeterli iken bir şarkının bunu tasdiklemesini bekleyerek ne değişmiş olacak? Tabiki hiçbirşey! Buna sadece başkasının size masturbasyon yapması denir!
Ancak bu şarkıları "dur bakalım yeni sözleri nasıl?" hissi ile dinleyip bir sonraki dozu almayı bekleyenler, dünde farklı birşey yapıyor olmuyorlar. Yani birisi size hayatın nasıl boktan olduğu ve nasılda daha çok boka sardığı ezgilerini dinletince bu "ay tıpkı benim düşündüğüm gibiii" hissini verip sizi birşey yapmaktansa olduğunuz yere mıhlayıp yaşama isteğinizi yok ediyor.
Yani ortada bir şikayetsel yada aşksal beste oldumu her dinleyen tamda en zayıf olduğu yerden saldırıya uğruyor olduğunu tabiki düşünmek dahi istemiyor. Tarkan "kır zincirlerini" dedi, kadınlar kırmaya başladı ve evlenmeden önce vajinalarını tattırarak doğru erkeği seçeyim diye düşünürken aslında birer "evde kalacak 2. el fahişeye" döndüklerini anlayamadılar. Niye? Çünkü şarkılar aşkı anlatıyordu. Yani sevişmeyi, yalaşmayı, pompalamayı ve boşalmayı. Hiphop ise farklı değil... sadece negatiflik üzerine! Düzen bozuldu, herkez ziki tuttu, hayatın anlamı unutuldu, diziler bize yeni umut oldu.... gibi sözler tüm koyunların duyup hoşlandığı şey değilmi? Nedenmi? Çünkü koyunlar hayatı sadece zannettikleri gibi gerçek sanıp birinin bunu tasdik etmesini bekliyorlar... bunun içinde şarkılar, diziler ve filmler imdada yetişiyor. Bunu anlamanın en kolay yolu insanların bu etkenlerden öncemi yoksa sonrasındamı değiştiğidir. Dikkat ederseniz "sonradan" olduğunu fark edersiniz.
Kim "ben tanrıyım", "ben başarıyorum ve diğer eziklerin suratına tükürüyorum" diye şarkı söylüyor? Tabiki kimse, çünkü bu tamda koyunların en nefret edeceği şey, yani objektif gerçek:
Hey ezik evinde sıkılarak otur ve şarkımı dinle,
SilCD mi al ve bana paranı itele,
Çünkü sen ancak buna layıksın - başkasının köleliğine,
Seni kandırıcam - aldatıcam - cebindeki paranı alıcam,
Sonrada senin yaklaşamadığın kadınlara saçıcam,
Gününü gün edicen ama önce düzeni bilicen.
Sen koş efendine,
Yalvar yakar gündelik düzülmeye,
Saatin geldi beşe,
Haydi şimdi ev dediğin 60m2 kübik cehennemine,
Aç şimdi gözlerini tek gözlü öğretmenine,
Sana akı kara, karayı ak gösteren ustana.
Sen kimsinki ben olasın,
Nesinki insan olasın,
Yüce satanın gölgesinde sadece bir karıncasın,
Başkalarının malısın,
Bence kendini bu kadar zorlamamalısın!
Komşuda kan gövdeyi götürüyor,
Ne diye umursayasın....
At bi sms, öde 1TL, yollat bombalarını,
Toplat milleti kamplara, sonrada uçur kafalarını.
Yok et gereksiz yiyicileri,
Yok et hayalperestleri,
Yok et önemsizleri,
Yok et hepsini!
Aşkı şarkılardan öğrenen salaklar,
Cesareti diziden benimseyen ahmaklar,
Aklı hocadan alan moronlar,
Parayı borç alan sığırlar,
Tanrılara 5 vakit domalanlar,
Yardım için yalvaranlar...
Ölüm size eziyet, bana hediye,
Para size meziyet, bana meşgale,
Hayat size külfet, bana eğlence,
Aşk size yasak, bana şelale,
Sevgi size parayla, bana veresiye...
Sabah akşam benim emrimdeler,
Bir ararım hemen hallederler,
Bir bağırırım hemen dellenirler,
Ben paranın efendisiyim, onlar kölesi,
Ben döngünün takipçisiyim, onlar cahili,
Ben enerjinin kaynağıyım, onlar pili,
Hangisi bilir yüce satanı luciferi?
Hangisi bilir aşkı sevgiyi?
Hangisi bilir yaşamın inceliğini?
Hangisi bilir evrenin entropisini?
Hangisi görür gerçekleri?
Cennette cehennemi yaratanlar,
Ölmeyi bayılmak sananlar,
Yüzme bilmeden ağaca çıkanlar,
Takım elbiselilere ruhlarını satanlar,
İnsanlığını unutan dronelar,
Vahşetin yaratıcıları,
Aptallığın en alaları,
Ahlaksızlığın temel taşları,
Bedavanın takipçileri,
Çobanların koyunları,
Kraliçelerin hizmetçileri,
Başkanların göt yalayıcıları,
Tarikatların kutsal pipi öpenleri....
Hepsi düzülmek için sıra bekler,
Hepsi medet için servetini döker,
Hepsi ölmek için hazır ola geçer,
Hepsi tanrılara kan döker,
Hepsi çocuğunu vatan saçmalığına kurban eder,
Ama hiçbirisi bilmezki!
Bilmezlerki hepsi bir kandırmaca,
Bilmezlerki hepsi bir aldatmaca,
Bilmezlerki hepsi bir yanıltmaca,
Bilmezlerki hepsi bir yalan!
Bilmezlerki hepsi bir MAL!
Ben Malların takipçisiyim,
Aptalların avcısıyım,
Ölümü arayanların yardımcısıyım,
Pipi öpmek isteyenlerin sağlayıcısıyım,
Kızının taze vajinasını sunmak isteyenlerin çaldığı kapıyım,
Para ile güç arayanların odağıyım,
Zorlayanların arkasındayım,
Teşvik edenin yanındayım,
Talep edenin karşısındayım,
Sızlayanların uzağındayım,
Yaratıcılığın takibindeyim.....
Ben Satanın aynasıyım!
ENKI
Bunada 5 dakikada şarkı yazmak denir! :D
SilKendi eserim....
Bir dakka ya bu şarkılar arabesk değil öncelikle sadece rapçilerin çoğu zaman "ben eziğim" diyip birşeylerden şikayet etmesinden bahsediyorduk.
SilAyrıca Enkide birçok kez yazıp çizmişti rap gibi tempolu bir müzik dinlerken senin sözlere kapılmanı sağlar.Genelde sözlerin içindeki duygularla alakası yoktur ancak sen sözlere göre dinlerken o duyguları edinirsin hani arabesk dinlemesemde yıllardır protest rap dinleyen biri olarak bizzat yaşadım.Zaten sürekli rap dinleyenlere bakarsan fark edersin hep bir triptedir :)
Neyse bu kendine hayrı olmayan adamlar bazen tutar didaktikte yazarlar.
Arabesk rapçiler tam eziklerin yaptığı gibi yaparlar çünkü hepsi zaten tam olarak eziktir.Hayatlarında hiçbir bok olamamış herifler olarak sürekli birşeylere suç atarlar.Sürekli kendilerini acındırmak isterler birileri tarafından tokatlanmış olmak aslında onlara mazoşist bir zevk verir.
Kız arkadaşı ona vermemiştir.Amı elde edemediğinden parça yapar mesela örnekleri çoğaltabilirsin.Kaybetmiş olmak emin ol onlara zevk verir.Burdan gelen öfke ve nefretten beslenirler.Şimdi gelelim işin korkunç olan kısmına yani tabi dinleyiciler için.Bu parçaları dinleyen adamda hemen sözlere göre kendini moda sokar aynı şekilde acıdan zevk alır.Herşeye sitem eden isyan eden suçu kendinde aramayan bir morona dönüşür.
Hiç görmedin mi yav Fuck the government Fuck the system Fuck tha police :D
Bunlar rap müziğe ait deyimler artık ordan anla :D
Tabi sen analiz için dinliyorsan o ayrı.
Rap müzikte elitlerin kontrolündedir zaten.Emineme gerek yok daha geriye git.Tupac mobb deep Dr.Dre Dmx falan.Bol pantolonlu salakları kim yarattı al sana işte taze taze bir önceki blog konusu
Tupac = İNPUT :)
http://www.youtube.com/watch?NR=1&feature=endscreen&v=J4kPkER3I5Q
SilOoooohh.....
sizinkiyle alakasız ama madem herkes şarkı paylaşıyor, ben de paylaşıcam :(
Silhttp://www.youtube.com/watch?v=AdKNlGfkyhc&feature=related
And silence that speaks so much louder that words,
SilOf promises broken
Sanıyorum ki illuminati bu kış gündönümünde Pembe Floydu kurban edecek. Zaten kurban edilmiş olanları görmek için youtube'ye ''illuminati solstice sacrifice '' yada illuminati sacrifice vb. yazın.
SilŞimdi baktımda pink floyd bir rock grubuymuş,hepsini öldürmek dikkat çekeceğinden grubun en önemli elemanını en korktuğu şekilde kurban etmek,problemi yinede çözüme ulaştırır.
BakŞimdi sanmam :D
SilPink Floyd kendi emekleriyle büyümüş bir grup. Tabii onların büyüme payından elitler kendi ceplerini doldurmak için yararlandı. Fakat Pink Floyd onlara hiç bir şey borçlu değil. Dolayısıyla öldürülmelerine gerek yok.
Konu müzikten açılmışken Pink Floyd'un tarzından da bahsetmekte yarar var. Enkinin de dediği gibi kimse ben tanrıyım, çok güçlüyüm diye müzik yapmıyor. Zaten böyle hissetseler acılarını konuşturmak için müzik yapmalarına gerek kalmazdı. Pink Floyd'un tarzı da nihilizm. Gerek pink floyd olsun gerek rap grupları olsun, gerek pop olsun o müziği yapan kişi emeğiyle bir yerlere gelmişse ve kimseye borçlanmamışsa bence takdire şayandır. sonuçta onların hayat amacı müzik yapmak..
Fakat telkin müzikleri var mesela, sanırım onlar özel olarak insanı güçlendirmek için hazırlanıyor. Tam emin değilim, bu konudaki görüşlerinizi de merak ediyorum.
yani demek istediğim bazılarının sandığı gibi insanlar sırf beyin yıkamak için müzik yapmaz. o insanın amacı zaten müzik yapmaktır, kendi hislerini anlatırlar. bundan da bir başkası bir şekilde yararlanabilir. menejerin görevi zaten yararlanmaktır ama sırf benden yararlanmasınlar diye müzik yapmazsan da kendine haksızlık etmiş olursun. zaten insanlar kendi hissettiklerini olduğu gibi yaşarsa problem diye bir şey kalmıyor, herşey olduğuna varıyor.
SilEn baştaki elitlerde tabii tüm bu olan bitenden en iyi şekilde yararlanmak için enkinin de dediği gibi belli müzik türlerini belli zamanlarda ön plana çıkarır. Yani herkes görevini yapıyor. Kontrol edilmesi gereken bir dünya var ve bazılarımız onun piyonlarıyız, az bir bölümü de kral. Benim en çok altını çizmek istediğim nokta, herkes gerçeği görsün ama kimse işlevinin dışında birisi olmaya çalışmasın, çünkü bu acı verir.
SilMüziği prodükte eden,yayımlayıp dağıtımını yapan ve yazıp okuyanlardan başka KİMSE bu işten ekonomik olarak fayda sağlamıyorrrrrrrrrrr!!!!!!!
SilElit dediğin şeyler illuminati kan bağı olan kişilerdir!!!!! Onlara göre soyları firavunlara dayanır! Firavun senin tanrındır seni kurban edebilmesi için ona borçlu olman gerekmez!!!!!!
Neyse işte nigma pink floyd müzikleri posterleri postalamaya ve izleyip dinlemeye devam et sen....Bir kadından daha fazla ne bekleyebilirsin ki...Seni sinir edip hissettirmeden götüne kazık sokmaya çalışmasından başka.....Siz dişi cinsi kendinizde olmayan her özelliği gönül rahatlığıyla sanki kendinizde varmış gibi göstermeye çalışırsınız.....Bana tek bir tane kurban hakkı verilseydi bu kurban hakkımı bir kadın üzerinde kullanırdım.Hatta onu kendim boğardım nigma,ne FBI'a ne CIA'e bırakmaz kendim işini görürüdüm.Bir genelleme yapacak olursam gördüğüm en HASTA insanlar dişi üreme organına sahip olanlardı.Kız çocuğum olsa,onu gündönümünde kurban veririm,o kadar yani sen hesapla.ÇÜNKÜ işe yaramazlar.Ne kızlar nede kadınlar,işe yaramazlar.
Söyleceyek bir sözün var mı
?
@baksimdi
Silhepinize hayatlarınızda başarılar dilerim, hoşsohbetiniz ve paylaşımlarınız için de ayrıca teşekkürler.
Duyamadım??????
SilKadıııııın duyamadııııııııııııııııım!
Sil@baksimdi
Silmaden seni mutlu edecek o zaman gerçekleri söylüyorum: benim pink floyd'la işim olmaz. işin açıkçası hiç bir müzik umurumda değil. hele ki müzik grubunu oluşturan adamlar hiç mi hiç umurumda değil. daha önce de belirttiğim gibi sadece analiz etmek için dinlersem dinlerim. fakat pink floyd'u dinlememin tek bir nedeni var. o da çok sevdiğim birinin en sevdiği grup olması.
nigma, birşeyler yazmıştım ve bayada zaman almıştı uzundu ama sildim sana ve senin gibilere değmeyeceği için.Yaptığın şeyi bilinçsiz olarak yapıyor olsan bile,bu yaptığın şeyi değiştirmez.Anlamadığını biliyorum.
SilBu günün çıkarımı;Bir kadın ancak ve ancak basit,sıradan ve sorumsuzluk içeren günahkar zevklerim için varolmuştur.Onlara başka bir gözle bakmayacaksın!Senin aklını çelmeye çalışacaklardır,oyunlarına gelmeyeceksin.
bakşimdi güzel bir çıkarım yapmışsın, beğendim. en azından diğer erkekler gibi sıradan zevklerin için kadınları kullanmıyorsun
SilŞimdi keşke o yazıyı postalamış olsam diyorum.Değip değmeyeceği kimin umrunda'ki benim umrumda olsun!
SilBenim zekam her zaman o iri penisimden baskın gelmiştir nigma,siz durmaksınız konuşanları sevmezmisiniz zaten.....Sizi etkilemek için saçmalamak dahi yeterli.Beğenin ulan karılar......
Dj enki den yüce satan albümü şimdi tüm "tokat" marketlerde!
YanıtlaSilEline saglık, saglam güldüm!
Albüm ismi ve şarkının adı tam olmuş..
SilEnki yine döktürmüş, ellerine sağlık..
sitenin adresini yanlış girince de böyle bir sayfa çıkıyor :)
YanıtlaSilhttp://luciferocalypse.blogpot.com/ ne lakaysa
bugün bu blogda komunizm hakkında yazdıklarım üzerine düşündüm ve bir sonuca vardım, moron olup olmadığımı merak ettiğim için sizlerle de paylaşmak istiyorum. aslında yeri tam olarak burası değil sanırım, fakat konuyu bu başlıkta bulduğumuz için buraya yazmayı uygun gördüm:
YanıtlaSilAz bir nüfusta insanlar birbirlerinin değerlerine saygılı olarak yaşayabilir ve mutluluk verici paylaşımlarda bulunabilirler. Herkesin farklı özellikleri olduğu göz önüne alınırsa, farklı özelliklerden yararlanılarak güzel bir ortam kurulabilir. Fakat doğa kuralları işin içine girdiğinde ne yazık ki bu tablo bozulmak durumunda kalıyor. Çünkü hayatta kalabilmek için kesinlikle birilerinin sömürülmesi lazım. Yani böyle bir komünist toplumu az bir nüfusla oluşturmayı başarsanız bile zamanla birbirinize düşman olmak zorundasınız. Çünkü doğanın kanunu bu. O yüzden kapitalist düzen şart. Kapitalist düzenin içinde dostunuz olmayan herkesi sömürerek dost ortamınızı besleyebilirsiniz. Tabii bu düzende bir çok düşmanınız olduğunu ve en iyi olanın kazanacağını da aklınızda tutmanız gerekiyor. O yüzden ne kadar küçük oynarsanız o kadar çok mutlu olma şansınız var. Ne kadar az dikkat çekiyor ve istediklerinizi yapabiliyorsanız o kadar akıllısınız demektir. Hem göz önünde olmayacaksınız, hem düşman kazanmayacaksınız, hem de başkalarını sömüreceksiniz. Evet bu biraz akıl isteyen bir iş. Tabii bir de içinizdeki o koyunsu iç güdülere de hakim olmayı da gerektiriyor. Kıskançlık, ilgi beklentisi gibi şeyler listeden hemen çıkarılmalı. Bu tür güdülerle vakit öldürürseniz mutluluğa ulaşmanız zorlaşır çünkü.
Ne kadar emek o kadar ekmek nigma.Aslında illa birisinin birisini sömürmesi gerekmiyor yılan tanrıya kadar sır diye birşey olmadığı için güçte yoktu.
SilYani herkes kendi sikinin derdindeydi kimse kimseninde kıçını yalamıyordu.Herkes neyin ne bok olduğunu bilip sorumluluk alabildiği için çobanlarada gerek yoktu.
Mesele insanların hangi bilinçle yetiştiğinde.Her geçen gün koyun sayısı artıyor ancak farkettiysen çiftlik hep aynı.Peki ne yapmalıyız diyor elit abilerimiz.Koyunları daha iyi kontrol edip çiftliği daha verimli kullanmalıyız.Her geçen gün kontrol mekanizmaları artıyor.Teröristler satanistler illuminati.En sonundada götümüze çip takacaklar.Melekler ve Şeytanları oku ne demek istediğimi anlayacaksın.Birilerinin mutlaka sömürülmesinin gerekli olması burdan geliyor.
Her yeni doğan çocukla bir sığır daha artıyor.Toplum biraz daha aptallaşıyor biraz daha kontrol edilmesi gerekiyor kaynaklar biraz daha azalıyor yaşam kalitesi düşüyor.Eskiden böyle değildi.Evet belki herşey gelişiyor gibi gözüküyor bunun doğrultusundada sanki hayat daha güzelmiş gibi ancak gerçektende böyle mi?Tarihi araştırırsan sürekli hayatın daha boktan olmaya başladığını görürsün.Daha boktan olmayada devam edecek.Komünizm hiçbir şekilde var olamaz sadece varmış gibi bir illüzyon oluşturursun ki bu illüzyon bile zaten yine diğerlerini sömürmek içindir:)
Kimse asla diğerleriyle standardı paylaşmak istemez.Bu yüzdende sistem error verir.
Bir futbol takımı düşün.Messiyle bizim aşağı köyden memedin aynı parayı aldığını falan.Bir süreden sonra Messi madem bişi farketmiyor ben niye koşuyorum ki mına koyıyım der takımın verimi düşer.Eşitliği sadece ezikler ister zaten şimdi neden işçinin emekçinin(!)yanında olduklarını anlıyosundur :D
Ancak eğer nüfus az ve öz olsaydı.Yani neyin ne olduğunun bilincinde olan insanlar olsaydı diğerlerine saygılı ve mutluluk verici paylaşımlarda bulunulabilen ortamlar oluşurdu ama şuan görüyosun nerde çokluk orda bokluk.Sığır sürüleri her yerdeler.Seninle paylaşım yapmaları bile bak ben haklıyım diyip onaylanma isteklerinden meydana geliyor.
Demek istediğim şuan ki konumda evet hayatta kalmak için mutlaka birilerini sömürmen gerekiyor.
Çünkü kişi başına bir elma düşmüyor.
Böyle oldukça bazıları yarım elma alacak bazıları aç kalacak.Taki gereksiz yiyicilerin sonunu elitler getirene kadar.
Çok dar bir açıdan bakıyorsun! Eğer 100 kişilik bir grubu o nüfusta sabit tutmayı başarırsan herkes kendine biçilen görevleri değişimli olarak uygulayarak sorunsuzca yaşayabilir. İnsanlar birçok şeyi bilmedikleri sürece buna bağlı fikirler akıllarına bile gelmez. Bu sadece nasıl eğitildikleri ile alakalı. Doğa kanunlarını değiştiremezsin, ancak işine gelecek şekilde manipule edebilirsin.... yeterki nasıl yapman gerektiğini bil.
SilGizlilik başladığı anda sistem çökmeye başlar. Tıpkı şimdiki gibi.
Ahlaki kurallar artışa geçtikçe sistem çökmeye başlar. Tıpkı şimdiki gibi.
Kanunlar arttıkça sistem çökmeye başlar. Tıpkı şimdiki gibi.
Açgözlülük sınır tanımamaya başladığında sistem çökmeye başlar. Tıpkı şimdiki gibi.
Dao bunların çoğuna çözüm sunan bir felsefeye sahip.
@alperen ve @ENKI
SilDar açıdan baktığımı sanmıyorum. ENKInin dediğin o felsefeyi şu anda benimseyen bir islamcı grup bile var, kendilerini hanifler olarak tanıtıyorlar. Fakat onlar da eminim böyle bir düzenin gelemeyeceğini çok iyi biliyorlar. Onlara kalsa dediğin gibi her bölgede 100 kişilik gruplar oluşturulup bu gruplara diğer grupların karışması yasaklanıyor. Kadın-erkek ayrımı olmadan herkes grubu içinde kardeşçe yaşıyor. Sadece ayda bir tanesi çok büyük diğer 3’ü daha küçük olmak üzere 4 defa ortalama 3 gün süren tartışma toplantıları gruplar arası düzenleniyor. Bu toplantılar esnasında oruç tutuluyor, ve toplantı bitincede herkes kardeşçe yaptıklarını paylaşıyor. Salat diye isimlendirdikleri yardımlaşma ve paylaşma platformu dahilinde tüm bu gruplar bilimin gelişmesi için gün içinde çalışıyorlar. Günün bitmesiyle beraber de ertesi güne hiç bir şey biriktirilmeden her şey tüketiliyor. Kamu malı olmasına karar verilenler hazinede toplanıyor. Diye uzar gider bu düzen. Ben de bu düzeni isterim elbet. Mümkünse olsun :)
ayda demisim, yilda 4 defa demek istedim.
SilHanefi mezhebinde bir konuda hüküm çıkarmak için önce "kitaba" (yani İslam'ın kutsal kitabı Kur'an'a) başvurulur. Kitapta bir delil bulunamazsa sünnete bakılır. Sünnette de yoksa sahabenin birinin görüşü temel alınır. Sahabi sözünde de bir cevap bulunamazsa en son kıyas'a başvurulur. Bazen maslahat icabı kıyas tercih edilir. http://tr.wikipedia.org/wiki/Hanefi
SilNigma, eğer bir gruba birşeyi neden yapmamaları gerektiğini mantıksal olaral izah edemeden yasaklarsan bu doğrudan güç uygulamak olur ve zamanlada bunun ters tepkileri ortaya çıkar. Yukarıdaki izahatte ne kadar mantıklı olduklarının bir başka belirtisi. Kendi düşüncelerini hiçe sayıp bir kitaba (başkasının fikirleri), yazıya yada efsaneye göre karar vermeye uğraşıyorsan aptallaşma konusunda oldukça ilerleme kaydedeceğin kesindir. Bu tip gruplar kendilerini birbirleri içerisinde sürekli olarak programlayıp hipnotize ederler. Her bir şeyide ilahi kavramlara iliştirerek sanki çok önemli bi bok becermiş gibi davranışlar sergilerler.
Dini gruplaşma ile kimse bir yere varamaz. Başta daima şekilli görünürler ancak zamanla tüm salaklıkları ortaya çıktıkça düzenleride yıkılmaya başlar! Neden mi? Çünkü düzenleri yalanların üstüne temel atılarak yapılmış. Bu yalanlar çatlaklar gibi, bir deprem anında daha büyük yarıklara, bunlarda yıkıma neden olur! Düşün bakalım, zeki ve mantıklı bir grubu nasıl toplayıp yalansız bir temel üzerine kurulu düzende beraber yaşatabilirsin!? Bahsettiğim şey mükemmel sistem değil - evrilebilen bir sistem!
Çağın gereksinimlerine göre problemler ve çözümler üreterek koyunların kontrolünün sağlanmasıyla mı?
Sil