14 Ağustos 2012 Salı

3 Boyutlu Gördüğününümü Sanıyorsun?!

Merhaba Moronistanlılar,

Hayatınız boyunca 3 boyutlu bir ortamda yaşadığınız için 3 boyutlu görüyor olduğunuza inanadırıldınız, ancak bunun aslında böyle olmadığını anlamanın vakti sanırım geldi. Etrafınızda görebildiğiniz herşeyi sadece iki boyutu ile görüyor olduğunuz hiç aklınızın ucundan geçmedimi. Hangi objeye bakarsanız bakın, tek bir görüş açısından, karşınızda duran objenin ancak 2 boyutunu görebilmektesiniz. Bu boy ve en yada derinlik ve en olabilir fakat asla 3 boyutu aynı anda göremiyorsunuz. Tabiki bir şeyin enini daha önceden görmüş olarak kafanızda hayal ederek 3 boyutu aynı anda görüyor olduğunuzu hayal edebilirsiniz, fakat bu sadece kendini kandırmanın bir başka yolu olur.

Asırlardır, insanların bu eksikliği hayırseverlerin oldukça işine yararyarak bilimsel alanlarda koyunları alt etme konusunda oldukça başarılı adımlar atmışlardır. Özellikle koyunların bilmediği yenilikler 2 boyutlu şekilde önlerine sunularak onlara kabul ettirilir, ardındanda bu yeniliğin koyunlar tarafından bilinmeyen ve keşfedilmesi için imkan tanınmayan boyutu ilede manipülasyona devam edilir. Örnek vermek gerekirse.....

 
Bilinen Güneş Sistemi "boylamasına".

  
Bilinen Güneş sistemi "enlemesine".
Görebildiğiniz gibi bu iki resimde baktığınız sistemin bir derinliği yok! Tüm gördüğünüz ve öğretildiğiniz şekli itibariyle güneş sistemini sadece 2B olarak biliyorsunuz. Yani güneş sap gibi ortada durur, gezegenlerde deli gibi etrafında döner. İster yandan, isterse tepeden bakın hareket hep aynıdır: dön, satan aşkına dön! 

Hey.... ya buradaki 3. boyuta ne oldu? Yani bu döngünün 3. boyuttan bakışı nasıl olacak? Neye benziyor bu boyut? Bahsettiğim şey derinlik boyutu! Bununla sakın gezegenlerin derinliğini algılamaya uğraşmayın, çünkü bunu öyle yada böyle zaten göremiyorsunuz. Unutmayın sadece tek noktalı bir bakış açımız var!

Bu konuyu daha fazla açmadan evvel size bir kaç resim sunacağım, ki böylece görsel olarak konun nereye varacağını daha kolay anlayın!



  Deniz kabukları ve spiral gelişimleri

 
Galaksiler ve spiral enerji dağılımları

2 Boyutlu ses dalgası

  
Güneş sisteminin galaktik sistemin merkezine doğru yaptığı spiral hareket

 
Hepsi aynı kalıpta: Spiral! As above so below....

Bütün dalgalar, frekanslar, rüzgarlar ve hatta ışık fotonları - aynı şekilde hareket eder, çünkü bu hareketin temelidir. Düz bir hatta enerji iletimi diye birşey yoktur. Mikrodan makroya tüm bu spiral döngüler iç içe bir düzenle hareket ederler ve buda ivme kazanılmasını herhangi bir dış etkene (itiş gücü) bağlı olmadan sağlar.

Viktor Schauberger'in ürettiği motorun enerjiyi kullanım modeli - tek döngüde ve sonsuz! Bu motor ünlü "Nazi Bell" uçan cismi için tasarlanmıştı.

Sakın uzayın ortasında sap gibi duran bir güneş sistemi içinde görevi sadece güneşin etrafında dönmek olan bir gezegende yaşadığınızı zannetmeyin! Herşey daima hareket halinde, içten ve dıştan!

  
Dünyanın manyetik alanının hareketi

Tüm bu spiral danslar eşliğinde güneş sisteminin ve onun parçalarının halen tek düze bir şekilde oldukları yerde topaç gibi döndüklerini umarım düşünmüyorsunuzdur. Çünkü bahsetmekte olduğum 3. boyut tam olarak bu hareketin kendisine bağlı bir görüntü......

İşte bizde tüm bu sistemlerin ve hareketlerin etkisinde aynı dinamikle hareket etmekteyiz.... Peki nereye doğru? Tabiki ışığa, yani galaksinin merkezine - yok edilmeye! Başlangıcı olan her seyahatin birde sonu vardır.

Çoğunlukla görmeye alıştığınız görüntü bu spiralin önünden yada ardından baktığınızda gördüğünüz şey, yani bir çemberler serisinin anlık görüntüsü. Size asla bunların esas hareket prensipleri ve kaynakları öğretilmeyecek - taki siz meraklanıp öğrenmek için kendiniz araştırana kadar tabiki. Bu bilgiler gizli değil, sadece herkese sunulması birçok açıdan sakıncalı. Bu spiral davranış ve onun "as above so below" prensibine bağlı okült öğretiler binlerce senelik. Bunların izleri bugün bile birçok yapıda ön planda durmakta, tabiki sadece konunun ne olduğu hakkında bilgisi olanlar için.

Hani bir yılan ve onun sembolizmi vardır, ve bu sembolizm birçok alanda hayatın bir nevi parçasıdır. Parçası olması aslında oldukça doğal, çünkü bu "ne ise o" dur: kozmik enerji akımı. Yılanlar görebileceğiniz gibi yerde sürünmezler (isimleri sürüngende olsa bu böyle değildir), sanki bir akıştaymışçasına kayıp giderler. 

 
Dünyanın 18 yılda bir tekrar eden tutulma döngüsünün izi. Sağdaki resim size diğer birçok sembolizmi çağrıştırmalı. Aynı yılan dünyadaki havanın, suyun ve akıntılarında gidişatını temsil eder. Hepsi aynı şekilde hareket eder ve bu yüzdende aynı izi bırakır!
  

İşte buradaki 3. boyutun görülememesinden dolayı, tarlalarda beliren sembollerin ne manaya gelebileceğini bulmak zorlaşıyor. Bu resimlerin hepsi 3 belkide 4 boyutlu, ancak sadece 2 boyutluk açı ile bakılınca hiç bir bok ifade etmeyecekleri kesin.



Belki yeni bir bakış açısı kazanarak izleri daha kolay takip eder, buna bağlı olarak gidişatları ve gelişmeleri evrensel olarak algılayarak öngörünüzü geliştirirsiniz.

Heil Satan

ENKI..... 

61 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Enki bunları düşünerek mi buluyorsun yoksa belli kitaplarda yazıyor mu bu bilgiler! Bu spiral olayına bağlı olarak hayat sonsuz bir döngü olarak işliyor deniyor.Ancak sanıyorumki çoğu koyununda kendine sorduğu şeylerden birisi bu spiral hayat döngüsünü kimin oluşturduğu,bu doğa kanunlarını kimin neyin yerleştirdiği'nin merakı var herkesde.Bunun cevabınıda hayali veya insansı bir dış gücün verebileceğini düşünmek kişiyi embesil yapıyor.Bu yüzden bence tüm evreni içinde yaşadığımız bir ev ve hayatın hepsi gibi değil'de çok büyük bir canlı veya organizmanın çok küçük bir parçası,asıl hayatın çok küçük bir parçası gibi görmeye çalışmak daha mantıklı sanki.Sadece bu evreni yada herhangi bir EVreni hayatı barındıran asıl birim olarak görmeye çaışmak sanki biraz özelleştirme yapmaya çalışmak değilmi...Gerçi daha EVrimin Dünya dışı canlıları nasıl şekillendirdiğini dahi bilmiyoruz,bunlar neyimize oradan buradan birkaç spiral takılalım işte..Aşağıda yukarıda aynı şeyler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet daha hiç bir şey bilmiyoruz ne yazık ki, fakat en azından yavaş da olsa ilerleme katetmeye çalıştık. bu ilerlemelerimize oralarda bir yerde biri kahkahalarla gülüyor, o ayrı mesele de, neyse.. :D

      ekin çemberlerini kimin yerleştirdiğini ben de merak ediyorum. uzaylılar hakkında duyduğum hiç bir şeyi ciddiye alamam çünkü kendim bir tanesiyle karşılaşmadım. ya da şu ışık hüzmeleri vs. hiç birini görmedim. bana hiç uğramıyorlar :(

      Sil
  3. Thrive "http://www.nowvideo.eu/video/ovy6u3blct1bk" bu adresten izleyebilirsiniz. En sondaki görüntülerin 3d versiyonlarını da belgesele yerleştirmişler... Kutsal geometriyi araştırabilirsiniz. Çok karmaşık sistemlere girmek istemiyorsanız, en azından fikir edinmek için Drunvalo nun "Yaşam çiçeğinin unutulmuş sırrı" nı okuyabilirsiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Thrive sadece insanlara bir umut ışığı verip paralarını ve zamanlarını çalmak için yapılmış, profesyonel bir film. Yani seyrederken bile "burada yanlış olan birşey var" hissi doğmuyormu? Filmin sunucusu Foster Gamble - Proctor & Gamble holdingin ortaklarından, yani adamın zaten parası var ve bu film ile başaracağı şeyde şirketin yeni açılımını insanlarında desteklemesini sağlamak, fakat her zamanki gibi bu açılım insanların avantajına olacak değil. Evet bazı özel efektler etkileyici ancak filmin kendisi sadece dis-info! Filmin sonunda kafanızda bir kaç soru işareti olacak! Eee, yani ne yapılacak, ne zaman başlayacak, kimler yapacak... gibi! Çözüm sunulmadan sadece problemlere değinen ve sanki ellerinde süper bir teknoloji varmış gibi takınılan bir başka high-tech işporta filmi. Foster abinin o yapışkan iyilik meleği tavırları bile yeterince itici.

      Drunvalo bir başka CIA ajanı. Yazdığı hiçbirşeyi doğrudan pratiğe dökmemiş, milleti sadece parasından etmek için şaklabanlık yapan bir başka boş adam. Drunvalo gibi mentalistlerin tek yaptığı şey şovdur, yani dinleyen ve izleyene kendini iyi hissetme uyuşturucusunu aşılamaktan öte değillerdir.

      Bana söylermisin lütfen.... "Yaşam çiçeğinin unutulmuş sırrı" kitabından ne öğrendin ve bunu hayatına nasıl adapte edip bir başarı yada değişiklik elde ettin?

      Sil
    2. O ekin çemberlerini yapanlar elitler olabilir mi? Belkide elitler uzaylılarla iş birliği içerisinde! Eminimki bu uzaylıların vahşi koyunlara yardım gibi bir planları olamaz. Belgesel iyi güzel ama yeni ve adil bir ekonomik sistem sayesinde var olan sorunların ( bu sorunlar sadece bazı insanların acı çekmesi ) tamamen çözülmesi değilde,hala köle gibi çalışılarak ( en az haftada 5 gün ) biraz daha fazla PARA alınması ve böylece köle kıçınızın azda olsa rahatlaması. Tabi buna bağlı kaç milyarın katledilmesi gerektiğinin hesaplamaları ve işlemi elitlere kalıyor. Bu film ve diğer her düşünce ve herkes objektif çözümlemelerin üzerine kafa yormuyor,pis işleri yine o sevmedikleri kontrollerinden nefret ettikleri elitlere bırakıyorlar.
      Hey koyun,bunun üzerine konuşmayalım-kafa yormayalım-görmezden gelelim federal rezervin sahipleri bunuda hallederler biz bilmesekte!!Onlar bizi öldürsün,biz aptal sığırlara daha fazla PARA! düşsün!!!! AAAAhhahaahhhh....

      -Parantez bağ teşekkürler belgesel paylaşımın için.

      Sil
  4. ''Tıpkı eski bloglarınız ve kitabınızdaki gibi sarsıcı bilgiler sunmuşsunuz!''

    Aklımdan böyle bir şey geçiyordu benimde :D

    parantez bağ verdiğin link diğer öneri için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  5. Thrive, zeitgeist, kymetica, bla bla bla... Birini ötekisinden ayıran bir özellik görmüyorum. Sen, sana kadar ulaşan bir belgeselde, saf bilgi olmasını beklemeyecek kadar zeki bir adamsın. Hadi ama, elbette ki altında bir ibnelik var, bunu kim inkar eder... Ancak içeriklerindeki konulardan ilgini çekenler varsa seni araştrmaya iter... Bu hep böyledir, okudugun kitaplar içinde... Tek kaynaga zaten baglı kalamazsın. Thrive, evet haklısın çok aptalca, hele ki sonlara dogru kadının çıkıp; tüm bunları insanlık haketmiyor tarzı konuşmasına kıçımla güldüm. "İNSANLIK" derken? demek istedim. Bugün, araştırma kapasitesine ve meraka sahip her insan bilir ki, hiç bir kaynak çarpıtılmadan sana ulaşmıyor... O bakmdan thrive ı eleştirmiyorum, sadece düzenin bir getrisi olarak görüyorum Ancak 3D görselliğini gördüğümde, beni silkelemedi değil... Seyretmek isteyen olursa mahsuru yok...
    Drunvaloya gelince, Yaşam çiçeğinin unutulmuş sırrıyla hayatıma neyi adapte etmemi bekliyorsun ki? O kitap kutsal geometri denilen şeyle ilgilenmeme sebep oldu... Bundan önceki nesillerde, insanların merkaba sahibi olmuş olma olasılıkları bana mantıklı geldi... Onun dışında, amenti kapılarını bilemem, piramitin içinde o dedği şeyleri yaşanmışmıdır, oralara gitmiş midir bilemem, gerçekten iklim değiştiren bir teknolojiye sahip midir onu da bilemem, ilgilenmedim de...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Görsel efektler konusunda haklısın, benimde dikkatimi çekti ve oldukça iyi yapılmışlar. Sana yazdığım şeyle suçlama kastım yoktu, sadece bilginiz olsun diye idi. Drunvalo sadece bir aktör, yani sadece yapmış gibi takılıp başkasının onu adına yazdıklarını yayınlıyor. Ne merkabayı kendi uygulamışlığı var nede kutsal geometriyi simyacılar gibi kullanma bilgisi. Durum tıpkı sheakspare'in anonim bir yazar olmasına tekamül ediyor... esas yazar ve bilgi toplayıcı sahnede görünen değil! Sedonadaki yeni çağcı guruların bu akıma kapılanlara sadece duymak istediklerini sunup paralarını almak, yaptıkları en profesyonelce işlerden biri.

      Thrive filminin efektlerinin bu kadar iyi olması zaten paralı olan bir sponsor hayırseverin kendi ajandası için yaptırdığı reklamın etkileyici ve izleyeni "owww, eveeet" demesini sağlatması için, yani bilindik pazarlama tekniği. Bir tek arkada alkış tutan gerzek koyunlar eksik. :D

      Sil
    2. Öncelikle drunvalo ile ilgili bilgi için teşekkürler. Kendisini araştırmadım, çünki sadece kutsal geometriyle ilgilendim, o kitaptan sonrada yaptığım araştırmalar bunun içeriklerinin doğru oldugunu gösterdi. Ama kendisi hakkında bilgi edinmek isterim. Çünki merkaba için sunduğu çalşmalarda var. Bunları da uygulamadım, ancak belki ileride üzerine düşerim diye kafam da bir yerlerde saklamıştım.

      Thrive filmi için elebette haklsın, zaten aksini düşünmemiştim. Teşekkür ederim bilgilendirme için

      Sil
    3. Film ilginç gerçekten ama birazcık harun yahya tadı var. Fakat dediğin gibi içinden seçilen konular tek başına değerlendirilmeli. Bu arada ben çoğunlukla benzer konularda birazda işimle ilgili olduğu için www.ted.com (Ted Talks) adresindeki sunumları takip ediyorum gerçekten pek çok konuda, çoğu zamanda işin uzmanlarından yorumsuz sunumlar yapıyorlar. Size nasıl gelir bilmem ama bazı konularda iyi bir kaynak.

      Sil
    4. Merhaba saygıdeğer ENKI

      Şuradaki egzoterik eğitim seti hakkında bir bilginiz var mıdır? Robert Gilbert isminde bir adam anlatıyor sanırım. Sacred Geometry ve BioGeometry ilgi çekici gözüküyor. O fake öteki fake beriki fake... Hangi adamı okuyacağım bilemiyorum.

      http://www.vesica.org/sacred-geometry1

      Sil
    5. Sacred Geometry gibi bir konunun sana ne faydası olacak? Mimar olmayı düşünüyorsan ayrı tabiki ancak bu konuyu anladıktan sonra kendinde ne gibi bir değişim olacağını sanıyorsun? Aydınlanmışmı olacaksın yoksa kitabın son sayfasını okuduktan sonra boşa harcadığın para içinmi üzüleceksin. Önceki blogta okunması gereken bir kitap listesi yayınlamıştım, neden onlardan başlamadın?

      Verdiğin linkteki ürün DVD ile beraber 247$... yuh artık!!! Sanki ilk sacred geometry ürünü bu. Saatlerce seyredecksin, nerde bu geometrinin kullanıldığını göstermek için yüzlerce resim izleyeceksin ve durmadan "wooww" diyeceksin fakat DVd nin sonunda yine aynı şey olacak, nasıl başladıysan öyle bitmiş olacak. Sacred Geometry mistik birşey değil... göz önünde olan şey - heryerde ve her zaman olan şey.

      Bu konu hakkında birşeyler okumak istiyorsan buradan başla ve linkleri takip et!
      https://en.wikipedia.org/wiki/Sacred_geometry

      Bu tip "Spiritüel Aydınlanma" sözü veren sitelerin ürünlerindende uzak dur! Sana verdikleri şey senin aradığın fantastik şey.... realitede kal ve çevrene bak - göreceksin! Bu tip kitapların bir çoğu bir ürün olarak başkaları tarafından yazılıp basılırlar.... bunada arz-talep denir. 10 tane sacred geometry kitabı alsan 7 sinin neredeyse aynı içeriğe sahip olduğunu görürüsün ve çoğunluklada birbirlerini kaynak gösterirler.

      Yinede bir tavsiye istiyorsan "Priesthood of the Illes" kitabını bul derim. Bu gerçekten aydınlanma yardımcı olur.

      Sil
    6. Sayın ENKI,

      Kitap tavsiyeniz için teşekkürler. İşlerden dolayı internette olamadığımdan biraz geç kalmış bir teşekkür oldu bu. Maxwell ne zamandır okumak istediğim bir kişiydi, fakat zaman darlığından dolayı bir türlü başlayamamıştım. Bu tavsiyeniz üzerine bu kitap için zaman yaratacağım.

      Sacred Geo. işime yarayacak bir konu... Link için teşekkür ederim. Wikipedia'da onca kitap tavsiyesi olması beni şaşırttı. Ayrıca bazı uzaklarda aradığımız şeylerin burnumuzun dibinde olabileceğini hatırlattı.

      Kaliteli yazılarınızın devamı dileğiyle.. Saygılarımla.

      Sil
  6. Ups! Teşekkürümü geri mi alsam ha!
    ''filmin kendisi sadece dis-info!''

    Bak yeni bir şeyi daha hatırladım/öğrendim; birine bilmediğin bir şeyin şükranını verme

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vay anasını.Olaylar olaylar...

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    3. GOD, açıkcası yazdığın mesaj garip geldi, ister teşekkür et ister etme, bana bir yararın yok :))) ama enki ye çokça teşekkür edebilirsin, çünkü bir sürü bilgi edinip, bu bilgileri ayıklayıp, sentezleyip bir araya getirip şekil veren, gözlerinizin önüne sunan o ... Hatırla ki, o da bu kaynaklara bakmamış yada araştırmamış olsa kendi fikrini oluşturamazdı.

      Sil
    4. Haklısın parantez bağ!

      Sil
  7. Tek kelime ile MUHTEŞEM bir yazı.Teşekkür Enki, herzaman olduğu gibi.
    Mikrodan makroya..Araştırıp , gerçek bilgiye ulaşmak isteyenler için bir define sandığı sanki..

    YanıtlaSil
  8. görme insanın duyularından en az gelişmiş olanıdır ve en çok manipüle edilmeye açık olan organ da gözdür. beyin görmenin yüzde 90 ınını gerçekleştirirken retinaya düşen sadece yüzde 10 luk kısımdır. oysaki şu an göz üzerine geliştirilen teknolojilerin hiç biri beyni hedef almaz, aksine retinayı ve lensi nasıl görme tembelliğine alıştırabiliriz sorusunun çözümünü ararlar.

    işte insanın bu eksikliğinden yararlanarak görseller geliştirildi de geliştirildi. artık her şey bir İLÜZYON.

    görmenin çoğu hayal üzerine gerçekleşir. tamamen subjektiftir. renkler bile. tamam, tüm duyular böyledir diyebilriz. ancak bir işitme duyusu çok daha gelişmiştir. bir şeyi işittiğin an artık onun etkileşim alanına girmişsindir, kaçış yoktur. kulaklarını kapasan dahi duyarsın. görmek istemediğin şeyi ise görmemeyi çok kolay tercih edebilirsin. ne yazık ki insanlar işitme duyularını nasıl kullanacaklarını bile unuttular, artık her şey görselleşti. bunu son zamanlarda yapılan müzik türlerine bakarak görebilirsiniz. çok eski zamanlarda kafiye önemliydi, çünkü insanlar bir şeyleri ezberlemek için kafiyeye ihtiyaç duyardı. sonra edebi gelişmelerle kafiyenin türlerinde değişiklikler gözlemlendi, artık daha gizemli ve önceden anlaşılması zor şekilde düzenlenen şiirlere rastlanabiliyordu. ama şimdiki geldiğimiz duruma bakın, yine basit kafiyelere, basit beatslere geri döndük.

    daha işitme duyusunu bile geliştiremeyen bir insanın görme duyusunu geliştirmesi düşünülemez. o yüzden önce gözlerinizi kapayarak hayatı deneyimlemeye çalışın. gözleriniz kapalıyken görmeyi öğrendiğiniz zaman belki gözlerinizi açıp ikinci aşamaya geçebilirsiniz..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ek: Şimdi bize gösterilen ilüzyonu seyretmek, gerçeği işitmekten daha kolay geliyor. Bir şeyi izlerken onun ilüzyonuna o kadar kapılıyoruz ki arka tondaki seslerin içindeki gerçek frekansı duyamıyoruz bile. Onun yerine bize gösterilen ilüzyonun istediğini duyuyoruz. Bunun nasıl olduğunu kendinizde deneyimleyerek hissedebilirsiniz: bir film izlerken sesleri hiç zorlanmadan takip edebilirsiniz fakat şimdi aynı filmi gözlerinizi kapayarak izlemeyi deneyin; evet eminim telaşa kapıldınız, artık söylenenleri yakalamak için ekstra efor sarfetmeye başlıyorsunuz çünkü görsel yardımı kaybettiniz, artık ilüzyon yok. artık beyninizle işitmek zorundasınız ve bu size zor geliyor..

      Sil
    2. Daha beyninle işitmeyi öğrenmeden, dünyayı 2d olarak tanıyamadan, okumayı öğrenmek de neymiş! Neden artık çocuklar görme problemlerine çok küçük yaşta başlıyor sanıyorsunuz. Nedeni açık; bu çocuklar teknolojiyle büyüyorlar. Ve teknoloji manipülasyonun zirvesidir. Daha doğar doğmaz bir ilüzyonun içine atılıyorlar. Kendi beyinlerini kullanmayı öğrenmelerine izin verilmiyor. Okumayı en son öğrenmen gerekir. Okumak en son aşamadır, fakat zorla çocuklara okumak öğretiliyor. Sıkıştırılmış odalarda köle gibi büyüyorlar.

      Sil
  9. Ben üniye gidecem hepsini orda öğrenicem aga.Tercihler açıklandı.İstediğimi aldım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yooo... şimdilik Borg V0.80. Diplomayı alıncada V1.2 olacak. Master ve Lisans zırvaları ilede V2.0 ye yükselecek! Yaşı 26 üzeri olup işe aldıklarımda bu özelliklere çok dikkat ederim. Versiyon ne kadar yüksekse bir o kadar itaatkar oluyorlar. İşveren olarak karşımda nasıl durması yada dvranması gerektiğini bile doğru dürüst bilmediklerinden şekilden şekile giriyorlar. Kimisi hazırola geçiyor kimisi korkudan altına işeyecek gibi oluyor.

      Tabiki bunlara yüz vermek gibi bir hata yapılmamalı, yoksa hemen götleri kalkar ve "patron beni seviyooo" gibi şeyler zırvalayıp kendilerini diğer sığırların arasında "özelmiş" gibi gösterir ve üzerlerinde güç uygulamaya kalkarlar. O anda yapılacak tek şey o salağı kovup kimin daima patron olduğunu diğerlerinin unutmamalarını sağlamaktır.

      Hayırseverler tarafından bizim hizmetimize yaratılıp şekillendirilmiş bu diplomalı itaatkarlardan dışarıda tonla var, seç beğen al!

      Sil
    2. Büyük ihtimalle borg ver. olayı aileden aktarıldı herkese olduğu gibi, fakat kişinin genlerinde upgrade imkanı yok ise eliminasyon sürecinden geçemeyecektir.Toplumu oluşturan kesim bu borg tayfası olduğu göz önünne alınınca onlar için yapılabilecek hiçbirşey yok zaten.

      Sil
  10. Aga iş bulması kolay mı?Diploma şart!Ben kimlere anlatıyorum ya..

    Borg derken?Robot mu demek istiyorsun?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. http://en.wikipedia.org/wiki/Borg_%28Star_Trek%29
      Veya sadece google resimde ara.

      Diploma için şimdiden başarılar... merak etme senin gibi man kafaları benim gibi hayırsever üniversite mezunu olmayanlar asgari ücrete işe alıyor. Ne yani diploman var diye kafadan 3000TL alacağınımı zannettin? Senin gibiler gün geçtikçe artıyor, buda ihtiyaç fazlası olduğunuzdan dolayı fiyatınızı düşürüyor. Yarın gazeteye sırf dalgasına bir iş ilanı ver: asgari ücretle çalışacak muhasebeci aranıyor! Bak bakalım 1 saatte kaç kişi seni arayacak... çoğunlukta iktisat yada işletme mezunu sığırlardan oluşuyor olacak.

      Akıllı olanlar 30.000TL sermaye ile işyeri açarken bu sığırlar 4 seneye yaklaşık 200.000TL yatırıp karşılığında borç senedi ile hayata başlıyorlar. Hesapla yavrucum... harç paraları, kalacak yer parası, yiyecekler, seyahatler, kitaplar ve diğer ıvır zıvırlar - hemde 4 sene için! Tayyip abi harçları iptal edeceğiz dedi, eee şimdi bu eksik para nereden çıkacak sence? McDonaldsta daima bir kasiyere daha yer vardır, merak etme! Yeterki kasayı kullanabilecek işletme eğitimini 4 sene boyunca adam akıllı almış ol. Muwahahahaaaaaaa....

      30 sene evvel diploma bir işe yarıyordu - şimdi değil... zaman değişiyor ve üretim fazlalarını yakında yok etmek için birşeylerin yapılması gerektiğini sende "göreceksin". Boş durma bu arada, git bişeyler "ezberle"........

      Heil Satan...

      Sil
    2. Mükemmel bir yazı !
      Enki senin de dediğin gibi ya risk alıp hayata atılmak gerek, ya da zor olanı seçip gerçek bir meslek sahibi olmak.
      Fakat tüm koyunları yaptığı şey hayali meslekler ile hayali işler yapıp hayali bir hayat yaşamak.

      Sil
    3. Aslına bakarsan haklısın bir yerde.Fakat üni mezunu olunca daha rahat daha düzeyli işler buluyorsun haksız mıyım?
      Gel gelelim dediğin türden bir köle olmayacağım.Ben ilim öğreneceğim aga...

      Sil
    4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    5. Haksızsın!!!! Ya sen anlamak istemiyorsun yada sabit fikirli bir borg olduğunu anlayamıyorsun. Herhangi bir ofise git ve milletin ne mezunu olduğunu sor.... göreceksinki çoğu mezun oldukları dalla alakası olmayan işlerde çalışıyorlar. Onca ezberledikleri zırvaların hiçbir manası yada yardımı yok.

      Bir tanıdığım üniye gitmek yerine bir börek salonu açmıştı ve şuan 8 tane şubesi var! Bir başka tanıdığım ise alman edebiyat fakültesini bitirdi, şimdi ise bir ihracat firmasında pazarlamacılık yapıyor. Diplomanın ne işine yaradığını kendide bilmiyor.

      Herkes aynı hatayı yapıyor, sonrasında bunu kabulde ediyorlar ancak yinede sanki hipnoz edilmiş sığırlar gibi aynı hatayı tekrarlamak ve başkalarına tekrarlatmak istiyorlar.

      Sen git hayırseverlerin doktrinasyon merkezine, sonrasında anlayacaksın ne demek istediğimi, fakat o zamanda çok geç olmuş olacak! Gidebileceğin iki yön var!
      A) Koyunların yönü
      B) Elitlerin yönü

      Henüz hangi mesleği nasıl uygulayacağını dahi bilmeden diploma peşinde koşarak senden bi sikim olamayacağını belirtmeme gerek yok sanırım! Dediğim gibi McDonalds gibi yerler senin gibilere diplomalı kasiyer olarak daima ihtiyaç duyar. Tek ihtiyacın olan şey mantık ve matematiksel hesap! Ezberler seni sadece yerinde saydırır ve böylece devam etmiş olanların ardında gezip kıçlarını yalamanı sağlar.

      Kafana göre takıl....

      Sil
    6. Bu konuda haklısın ama benim dediğim bambaşka bir şey.Ben dediğin türden borgluk yapmayacağım.Yani sana göre üni okuyup akademik kariyer yaparak para kazanmak da mı saçma.Üni bittiğinde orada kalırsın ve mesleğin çerçevesinde araştırma yaparsın.Bunun sonucunda işinde ilerlersin,ilim öğrenip kendini geliştirirsin ve paranı bu şekilde kazanırsın.Sonuçta istediğin işi yapmış olursun.Çok mu aptalca sence bu?

      Sil
    7. "Bu konuda haklısın ama benim dediğim bambaşka bir şey."

      Tipik koyunsal bahaneler dizisine hoşgeldiniz.....

      Neymiş peki bu "bambaşka birşey"??? Hadi beni kendine anlattığın yalanlarla işe yarar bir fantaziye sahip olduğunu göster. Hangi ilimi ünide okuyupta adam olacaksın ve bu ilmi nasıl kullanacaksın?

      Dur ben sana söyliyeyim: HİÇBİR FİKRİN YOK! Tek bildiğin sadece öyle yapman gerektiğine programlanmış olarak devam etmen gerektiğine inanman.

      Aynı kafa ile başlayıp aynı kaderi paylaşıyorsunuz. Çünkü AYNISINIZ!

      Sil
    8. Ben bir psikolog olup alanımda araştırmalar yapacağım.Hayatımı bu şekilde idame ettirmek istiyorum ve bunu yapacağım da.Bu bir fantazi değil ben olacakları,yapacaklarımı yazıyorum.Araştırmalar yapıp ilerledikçe ilerlemek istiyorum.Şimdi bunun neresi saçma.Ben köle olacam ofis ofis gezcem demiyorum ki?Sen de kendi işini yapıyorsun sanırım,ben de kendi işimi yapacağım bu şekilde.İstediğim ve yatkın olduğum bir meslek.Bunun neresi kötü?!?
      Yani illa bir 'dükkan' sahibi mi olmak,bir iş kurmak ve köleleri çalıştırıp para kazanmak mı gerekiyor gavat olmak için.Birbirimizi yanlış mı anlıyoruz?!?

      Sil
    9. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    10. 'Psikanalizcilerin psikanalize sokulmaları gerekir' Haha...Malca bir söz.Niye diyeceksin..Çünkü sebebini sen kendin açıkladın.Kimse gerçekleri çat diye adamın yüzüne söyleyip müşterisinin psikolojisini daha kötü duruma getirmez.Adamlar moronları sömürüyor ve parasını kazanıyor.Bu psikologların psikanaliz görmesi gerekiyorsa,bütün GAVATların psikanaliz görmesi gerekir.Çünkü aynı şeyi yapıyorlar.Enerji emiyorlar... Gerçekleri çatır çatır karşıdakilerin yüzüne söyleyenler MÜKEMMEL mi oluyor yani? O zaman sen de dışarı çık ve ALLAH YOK LAN YARRAA YEDINIZ!CENNETE GİDEMEYECEEENİZ!ŞİMDİ NE BOK YİYEJEENİZ?!? de ve sana yakından bir 'psikanaliz' uygulasınlar, ben de seni ayakta alkışlıyım.Tabi hala tek parça kalırsan.

      ''.....bir psikolog olsan da "bu kafayla"......'' 'bu kafa'mda ne varmış acaba söyler misin?Moron olduğumu mu sanıyorsun/düşünüyorsun? Kimin ne düşündüğü umrumda olduğunu mu sanıyorsunuz?

      Bana gelince, ben her tür psikolojiyle ilgilenirim...Sanırım sen psikolojinin,köleleri uyutma yönünü Psikolojiden saymıyorsun veya önemsiz görüyorsun?Unutma ki o da bu ilmi öğrenmekten geçer...
      Sadece insanları sömürmek için araştırma yapmam.Yani ofis açıp akşama kadar aptalların zırvalarını dinleyecek değilim.

      Sil
    11. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    12. Moronistanlı...
      Sana uzunca bir yazı yazardım fakat biliyorum ki hiçbir işe yaramayacak.Olayların farkındasın fakat otlamaya ve sana gerçeği söyleyenlere saldırmaktan başka birşey yapmıyorsun.
      En basiti yazdıklarının tutarsızlığı çok açık ortada;
      ''bu kafa'mda ne varmış acaba söyler misin?Moron olduğumu mu sanıyorsun/düşünüyorsun?'' burada tipik bir koyun saldırısında bulunup kendini rahatlatırken, hemen ardından dürtülerine hakim olamayıp ''Kimin ne düşündüğü umrumda olduğunu mu sanıyorsunuz?'' diye ikinci bir meee sesi çıkarıyorsun.
      Senin gibiler için yapılabilecek hiçbirşey yok.
      Koyun görünümlü kurt olmak ayrı şeydir, koyun olup kötünün iyisi olmak ayrıdır.

      Sil
    13. Pardon birader anlayamadım?

      Şimdi,OBJEKTIF OL ve bu cümleyi okuduktan sonra yazılan yorumları SIRAYLA oku ve kimin saldırıda bulunduğunu yaz.Ama bu sefer DOĞRU oku!Enki düşüncesini yazdı,ilk saldıran oydu,okey.Fakat Birşey diyemem ona çünkü HAKLI.Nasıl yazdığı değil ne yazdığı önemli olan.Fakat beni bazı noktalarda yanlış anladı.Ben dediği gibi köle olmayacağımı, kendi işimi yapacağımı zaten yazdım...Bir kere üni okuyan herkes köle değildir bunu aklınıza sokun önce.Üni okuyorsa koyundur.Koyunsa üni okuyodur gibi düz mantıkla konuşmayın.Ben bilmiyormuyum moronların %99 unun üni okuduğunu?Bunu birtek kendinizin mi bildiğini sanıyorsunuz?

      'Tipik bir koyun,meeleme' gibi enki'nin ağzından konuşmalarınızla beni eğlendirdiğinizi belirtmek isterim(sadece sen değilsin bunu yapan)Biraz yaratıcı olun.Ah bir de kendini herkesten 10 kat üstün görenler yok mu...

      Ben kimseye sataşmadım.'başka bi yer' yazımı belki de senin gibi algılamıştır.Benim için problem değil.Ben onun yorumunu yorumladım sadece.Dikkat edersen ona da HAKSIZSIN demedim.Sadece 'bu kafayla' (haha) lafına takıldım.
      Uzun uzun yazardım da anlamazsın gibi boktan laflar da etme bana.Madem zaman harcamak istemiyorsunuz,hayhay.. Hiç yazmayın o zaman!.Komik duruma düşüyorsunuz:)

      Ünide hatırlayacakmışım yazışmaları.Öylemii?? Vay canına peki bu cümleden çıkarmamız gereken nedir?söylediklerimin hep arkasındaydım!Öyle de olacağım...(belki dediğim tarzda araştırma yapmam bana para kazandırmayabilir.Fakat ben yine de deneyeceğim.)

      Beni forumdaki diğer moron kızlarla karıştırmayın.

      Sil
    14. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    15. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    16. söylediklerin doğru.Zaten ben bu dediklerimi öğrencilik yıllarımda yapmayacağım.Çünkü dediğin gibi bu olanaksız.

      Sil
    17. Ata demirer baydı.Önceden severdim ama hakkaten baydı kodumun ayısı.

      Sil
    18. Söylediklerin bana sanki bir can çekişme gibi geldi.. Sen de biliyorsun ne olacağını.. Planların olduğu yalanına inanmışsın fakat onları nasıl gerçekleştireceğini dahi bilmiyorsun..
      Hayatını koyunlara göre programlayıp onların istekleri doğrultusunda yaşayan birine göre benim Sevgili Enkı'nin koyun benzetmesine takılman beni de iyi güldürdü.Acaba düşünceler sana yalan söyleyip seni mutlu ettiği zaman objektif de, seninle çeliştiği zaman mı saldırgan.Önce bunu anlamak lazım, kendine karşı dürüst ol.
      Söylediklerinde bu kadar çok benim için ne dediğiniz problem değil deyip de, söylenenlere bu kadar sert tepki vermen de ayrı bir sistemsel zombi vakası.
      Bu arada kız olduğun imajını da verme gereği duyman bile durumu özetliyor.
      Tatlı Rüyalar..

      Sil
    19. Sana bu kadar yorum yeter.

      Bu arada kız değilim ve öyle bi imaj yaratmaya çalışmış da değilim.Diğer konuya yazan moron kızı kastetmiştim!Yine yanlış anlamışsın! F-A-I-L

      Birisi şuna umutsuz vaka olduğu gerçeğini söylesin.

      Sil
    20. Oyunun sonu.Bu kadar çabuk bitmesini beklemiyordum.
      ''Birisi şuna umutsuz vaka olduğu gerçeğini söylesin.''
      En azından hayatında bir kez olsun sorumluluk al ve bunu kendin yap.Bana söyle, umutsuz olduğumu, hatta fikirleri beş para etmez bir moron olduğumu dahi söyleyebilirsin.Başına gelenlerden ve gelecek olanlardan beni sorumlu tut.
      Hatta bunu sen yapma dediğin gibi bir başkası yapsın.Mutlaka bir hayırsever bulunur hep.
      Fakat hiçbirşey değişmeyecek.Bunu sen daha iyi biliyorsun.
      Senin gibiler oldukça benim gibiler hayattan lezzet ve haz almaya devam edecekler.
      Koskoca yazıda kendine bir çıkış aradın ve o çıkış da kız konusundaki yanılsamaydı değil mi?
      Fakat diğer şeyleri görmezden gelmek onları yok etmiyor maalesef.

      Sil
    21. Bence okumalısın psikolojiyi,benim derslerle aram iyi olsaydı okurdum ancak aptalım kafam almıyor dayatmaları.Lise üstüne üniversitede dersler var,hiç gelemiyorum böyle şeylere.Ancak sen yapabiliyorsun!! Bitirirsin 5,6 senede sonra 2,3 bin liraya işe girersin bir 10 sene civarı daha sonrada kendi psikoloji işini kurarsın,oturursun hasta koyunların sorunlarına her gün kafa yorarsın.Zengin yaşarsın.

      Sil
  11. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  12. Sana birşey söyleyeyim,fakat yine inanmayacaksın.Yazdıkların bile enki'nin tarzında bunu hiç farketmiyor musun?Mürit kokuyorsun kusura bakma. Madem güldürdüm,bu sefer daha fazla gülmüş olursun.MWAHAHAA

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Direnecek gücün kalmayınca bu tarz koyunsal geyiklere döndün.Bu olay da sanırım kaçınılmaz sondan zevk aldığına kendini inandırıp mutlu görünme safhası oluyor.
      Fakat teşekkür etmeden de edemeyeceğim, çünkü senin gibiler bana ilham kaynağı oluyorlar.Siz olmadan bugünlere gelemezdim.
      Burada istediğini yaz istediğine inan hatta yüzünde bir tebessüm ile eğlen.Ben de zamanında seçimimi yaptım.Ve şimdi o seçimin bana getirisi ortada.
      Gel gelelim bundan uzun yıllar sonra senin hayallerinde kalan şeyler benim gibilerin anılarında yer tutacak.Çünkü onları başaracak ne yeteneğe sahipsin ne de cesarete.
      Bu yazıya yine Enki tarzı, obama tarzı veya fethullah gülen tarzı diye şeyler söyleyip kendini avut.Bir nevi anestezi etkisi yani, olaya eğlendirici ve alaycı yönünden bakıp gerçeklerden uzaklaşmak.
      Hayallerin orada seni bekliyorlar, umudunu sakın kaybetme ;)

      Sil
  13. AHAHAHAHA!!!Onları tabiki SENİN GİBİ GÖRMEZDEN GELMEDİM!

    Şu an boştayım ve sana cevap yazabilirim. mesajındaki sorularımı objektif perspektiften cevaplayamadın bu bir.2. mesajında ayrı zırvalamışsın bu da iki. Peki nasıl zırvalamışsın bir de ona bakalım:

    "Söylediklerin bana sanki bir can çekişme gibi geldi.. Sen de biliyorsun ne olacağını.. Planların olduğu yalanına inanmışsın fakat onları nasıl gerçekleştireceğini dahi bilmiyorsun.."

    Planlar,yalanlar değildir.Herkesin planı vardır.Fakat uygulayabilen vardır,uygulayamayan vardır. Saçma 1

    "Hayatını koyunlara göre programlayıp onların istekleri doğrultusunda yaşayan birine göre benim Sevgili Enkı'nin koyun benzetmesine takılman beni de iyi güldürdü."
    Burada gerzeklikte tavan yapmış arkadaşımız..Hayatını koyunlara göre programlamak.Hmm... Bu iki anlamı doğurur.

    Biri hayatını "koyunlara" göre planlar.Onların gözünde değer kazanmak için kendi değerini hiçe sayar ve her şeyi "koyun" endeksli yapar.Yani boş gelip boş gider.

    Diğer anlam ise:

    Onları nasıl sömürürüm sorusuna yanıt ararsın.Onlara göre iş kurarsın.Fakat kendine yaşarsın!Onlara değil.Ama bu seçenekte kazanan sen olursun.

    Yani bu lafından da bi bok çıkmadı bu da Saçma 2

    "Acaba düşünceler sana yalan söyleyip seni mutlu ettiği zaman objektif de, seninle çeliştiği zaman mı saldırgan.Önce bunu anlamak lazım, kendine karşı dürüst ol."

    Hangi yalan beni mutlu etmiş?Hangi düşünceler.Neden bahsediyorsun?Objektif olan objektiftir,mutlu edip etmemesi bu OBJEKTIFIN sende ne tür bir duygu uyandırdığına bağlı... Saçma 3

    "Söylediklerinde bu kadar çok benim için ne dediğiniz problem değil deyip de, söylenenlere bu kadar sert tepki vermen de ayrı bir sistemsel zombi vakası."

    Sert tepki vermem seni neden bu kadar rahatsız etti?Takip ettiğin blog yeterince sert tepki veren yazarlardan oluşmuyormu?O halde neden onları takip ediyorsun?Kendi "yumuşak" blogunu kurmayı neden düşünmüyorsun? SAÇMA 4

    "Bu arada kız olduğun imajını da verme gereği duyman bile durumu özetliyor." bunu saymıştım değil mi çocuk? Saçma 5

    "Tatlı Rüyalar.." buzz off please...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anlaşılan o ki seninle burada tartıştığımı zannederken ben kendi kendime konuşmuşum.Sen sadece konuşma sıranın gelmesini beklemişsin.Son olarak söylemek istediğim şey ise belki de en başında söylemem gerekirdi;
      Üniversite kazanmışsın sana başarılar diliyorum, orada nasıl para kazanılacağını değil nasıl itaat edileceğini öğren.Sonrasında hayallerine kavuşma arzusu ile sistemin çarklarından biri ol ve hikaye böyle devam etsin...

      Sil
  14. Demek hala zırvalara devam edip onca yazıyı görmezden geliyorsun.Ok.


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazdığım şeylerde sadece kendini rahatlatabileceğin cümleleri seçmen güzel bir gelişme.Olaylara hem objektif bak deyip hem de kendini rahatlatıcı şekilde bakman ne kadar doğru.
      Madem sen kendi kafanda rahatlatıcı düşünceler ile içinde bulunduğun durumu kabul edilebilir hale getirmek istiyorsun ben de sana yardımcı olayım.

      ''Planlar,yalanlar değildir.Herkesin planı vardır.Fakat uygulayabilen vardır,uygulayamayan vardır.''

      Söylediğim şeye karşı vardığın sonuç inanılmaz.Yalan olan şeyler ''PLAN'' değil, senin planın olduğuna kendini İNANDIRMAN.Kaldı ki onları nasıl gerçekleştireceğinden bile bi habersin.

      Hayatını koyunlara göre programlamak konusunda dediğimi tam olarak anlamışsın.Güzel bir sonuca varmışsın fakat oradan da kendine hiçbirşey alamayıp direk Saçma yaftasını yapıştırmışsın.

      Ve işte en sevdiğim bölüm;
      ''Hangi yalan beni mutlu etmiş?Hangi düşünceler.Neden bahsediyorsun?Objektif olan objektiftir,mutlu edip etmemesi bu OBJEKTIFIN sende ne tür bir duygu uyandırdığına bağlı...''
      Burada bile kendi içinde çelişdiğini aslında öyle değil ama böyle tarzı bir duruma düştüğünü gözler önüne sermişsin.Objektifin mutlu edip etmemesi sende ne tür duygular uyandırması demek senin önüne nasıl sunulacağıdır.Sen baştan diyorsun ki eğer objektif olarak gördüğüm şey(ki zaten bakış açısına göre değişir bu) bende uyandırdığı pozitif duygulara bağlı.Bu da demek oluyor ki sürekli bir çıkış yolu veya yalan arayışındasın.

      Sert tepki vermem seni neden bu kadar rahatsız etti?Takip ettiğin blog yeterince sert tepki veren yazarlardan oluşmuyormu?O halde neden onları takip ediyorsun?Kendi "yumuşak" blogunu kurmayı neden düşünmüyorsun?

      Yazdığım şeylerde ben hiçbir sert tepkide bulunmadım, çünkü bir insanı sinirlendirmek için o kişinin kuyruğuna basmak veya onun inandığı şeylere karşı bir tutum izlemek lazım.Fakat sen bu blogta tartıştığım diğer koyunlar gibi konuşmanın belli bir safhasından sonra sert bir uslup içine girdin sonrasında durumu alaya alarak kendine doğal bir anestezi uyguladın.Kaldı ki bu sert uslubun dahi senin vahşi doğan gereği köşeye sıkışınca ısırma eylemine işaret ediyor.

      Bu blogta yazılan şeylere, hatta yıllar önce kapanan blogta yazılan şeylere dahi senin türün zırva dedi, hatta çok iyi tezlerle gelenler dahi oldu fakat değişen hiçbirşey olmadı.Gerçek orada apaçık ortada ve herşey çok basit.Sadece ne istediğini değil onu nasıl yapabileceğini de bilmen gerekiyor.
      Benim için hava hoş, umutsuz vaka diyebilirsin, zırvalıklar diyebilirsin fakat şu an yaşadığım hayat benim haklı olduğumun en büyük göstergesi.Gerçeğe sadece sen ulaşabilirsin, burada yazılanlar hatta deliller dahi senin programlandığın versiyondan yüksek ise büyük ihtimal görüldüğü üzere Error vermeye devam edeceksin.

      Sil
    2. NWTD, gerçekten bu '3 boyutlu görme' konusu adı altında yazdıklarınla FAIL olmuşsun gibime geldi...

      Sil
  15. Yazdıklarımı yine farklı bir biçimde yorumladın.Sen beni anlamayacaksın,ben de seni.
    Hala yalanlarla mutlu olduğumu bir arayış içinde olduğumu falan demişsin.Heh,gerisini okumaya gerek de yok.(sanki neler yapacağımı,PLANIMI biliyormuş gibi)

    İnsanlara "koyun" diye bakıp onların düşüncelerini hep negatif,öyle böyle olarak görürsen fazla ilerleyememzsin.Ben yazdıklarını irdeledim.Diğerlerini irdelediğim gibi.Haklı olana haklı olduğunu,haksız olana da haksız olduğunu(sana) belirttim

    Ben senin yazılarını zırva olarak görüyorum.Sen de benim yazdıklarımı zırva olarak...Bİr yere varamayacağımız bariz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fazla konuşmaya gerek olmadan.... al kitapları, oku onları ve edindiğin bilgileri doğrudan koyunlarda uygula. Bunun için sadece kitap parasına ihtiyacın var! Kaç tane sahte doktor duvarında sahte bir diplomayla yıllardır çalışıp insanları tıpkı diğerleri gibi iyileştiriyor biliyormusun sen?

      Bir tanesi sıralarda diz çürütüp ezberleyerek diğeri ise koyunlar üzerinde doğrudan tecrübe ederek öğreniyor. Hangisi sence daha başarılı - doğrudan pratik yapanmı yoksa ezber tutanmı? İşte sen tam olarak bunu anlamıyorsun.

      Kim işini daha iyi yapıyor?
      14 yaşında tamir atölyesine çırak olarak başlayanmı yoksa meslek lisesi okuyanmı?
      10 yaşından beri tarlada ekip biçenmi yoksa ziraat fakültesi bitirenmi?
      7 yaşından beri sevdiği enstrümanı çalanmı yoksa konservativuara gidenmi?

      Diğerleri gibi bekleyip görme yada öğrenme mantığı ile farklı birşey yapıyor olduğunu zannetme. Psikoloji öğrenmek istiyorsan tıpkı ünidede yapacağın gibi oturur ve okursun - bu kadar basit! Test yok, sözlü yok.... oku uygula ve öğren - hemde nerdeyse bedavaya, üstelik uykusuz kalıp stress altına girmeden. İŞTE SEN BUNU ANLAYAMIYORSUN!

      End of Transaction

      Sil
    2. Sahte diploma konusu hiç fena bir fikir değil fakat bunun cezasından hiç bahsetmiyorsun?

      Peki sahte diplomayı aldık diyelim.Askerliğe gideceğim zaman bu diplomanın geçerliliği araştırılmayacak mı?Bize yine 15 ay askerlik girer,üstüne de 5 sene ceza yemeyelim sonra.Haha...

      Sil
  16. Merhaba

    Blogunuzu google de araştırma yaparken buldum. Birkaç yazınızı okudum gayet kaliteli yazılar. Ben de bu tip konuları araştırmaya yeni girdim. Benim size sormak istediğim bir şey var, hazır sizin gib birini bulmşken. Öyle yazılar var ki gerçek olması nasıl kanıtlanabilir bilemiyorum; örneğin dünyayı ziyaret edenler veya yeraltında olanlar. İnternette bunlarla ilgili birçok döküman var. Bizim bir uzaylıyla karşılaşma şansımız olmayacağına göre -sanırım-, bunların gerçekten var olduklarını nasıl bilebiliriz? Sadece araştırarak ne kadarı bilinebilir? Mantıklı düşününce var oldukları kesin bu koca evrende sadece insanlar yok tabii ki. Ama ne olduklarını nasıl bir şey olduklarını araştırdığın zaman info çorbası çıkıyor karşına. Gerçeği sahteden nasıl ayırabiliriz? Basit düşünerek mi? Sadece mantıkla mı? Daha fazla araştırarak??? Dediğim gibi daha yeniyim bu konularda.

    YanıtlaSil