Bir çok koyun olmadığını düşünen kişi sürekli bir ikilemi yaşar. Koyunlardan izole edilmiş bir yaşam hayali kurar, aynı zamanda kafası koyunlarla doludur. Onları suçlar, kızar, bazen laf anlatmaya çalışır, sık sık aşağılayarak dejarz olur ve kendini yüceltir. Anlamak istemediğiniz nokta ne ise o oldukları. Bunun için onları suçlayamazsınız, aslında olanı değiştirmeye çalıştığınız için kendinizi suçlayın. Zamanında koyunlardan zorluk görmüş veya çok sıkıntı çekmiş kişiler yada halen çekenler, onlar yapması gerekeni yapıyor, ya sen? Oh, evet! Onları... Bunu nefretle kinle değil bilinçli bir şekilde yapacaksın. Şu postu giy artık, kimileriniz ilk fırsatta bulunduğunuz ortamı terk etmeyi düşünüyor? Fikirsel, dinsel, ekonomik vb. baskılar görmüş gençlerin aklında tek fikir var: Yurt dışı! Akıllarında bir plan bile yok, kapağı atayımda gerisi gelir mantığında hepsi. Zamanında bende kendimce sebeplerden ötürü düşünmüştüm. İyice düşündüm, sordum kendime ''İstediklerimi burada yapmaktan alıkoyan nedir beni?''. Hiçbir şey! Kaçma uzaklaşma fikri cazip geliyor değil mi? Kolay yol :D Hani koyunların dünya dışı yaşamla ilgili merakları gibi ''Belki orada her şey daha kolaydır?'' . Buradaki vasıfsız adamın oraya gidincede sik gibi yaşadığını bilmem söylemem gerekli mi?
Hadi oturup açık açık konuşalım. Pek parası olmayan bir ailede doğman, 12 yıl zorla(!) eğitim adı altında kafa düzdürmen senin suçun değil. Parasız ve bilgisizsin. Bunların ardından bir ''system error!'' vermen gerekir ama değil mi? Tam bu dönemde herkes senden hayati bir karar bekler: Üniversite! İşte sıçtık! Kafan allak bullak, amı götü dağıtma evresini bitirmeden güya geleceğini çizmeni isterler (istetirler, tek yaptıkları kendi kafalarındaki yola girmen için türlü baskılar yapmak). Üç yol vardır:
-Okumazsın işe atlırsın
Paran yoktur, kendi işini kuramazsın. Ticari zekan vb. vasıfların yoksa ömür boyu kendi çemberinde köle olarak çalışabilirsin.
-Üniversiteye gider mezun olunca akademik olmayan yada doğrudan pratikte uygulayamayacağın şeyler okur ardından üç kuruşa öğrendiklerinin hiçbir gereği olmayan boktan köle işine girersin.
-Üniversiteye gidersin, gerçekten bilim, ilim öğrenir ve bu yolda devam edersin veya gerçek iş dediğimiz şeyler okur ve bu işleri icra edersin. Bu üç alternatif arasından hangisini kabul edersiniz? İkincisini direk ele, ilki de fazla riskli ve zaten götüm yemez, sonuncusu ise zor ve/veya çok çalışmak gerek. ''Yaa! Yine mi kolay yol yok?''. Evet, Yok! Bakın moronlar bende sizin gibiyim, üstelik zengin ve lüksün dibine vurmuş ardından batmış bir ailenin çocuğuyum. Şuan orta halliyim, olmayan bir şeyin yokluğumu yoksa kaydilen bir şeyin yokluğumu? Yine de siz moronlar gibi zırlamıyorum, kaç kez ''vole''yi vurma fırsatı sundular, reddettim! Bedava bir şey yok, başkasının taşakları başkasınındır. Siz lapinler ilk fırsata atlamaya nasılda hazırsınız. Bunun için gece gündüz yakarmıyor musunuz? ''Yardım allaaam! Allaaam sen yardım et!''. Bakıyorsunuz tık yok bu sefer de insanlara zırlıyorsunuz. Gençken aileniz idare ediyor sizi ya sonra? İleride size bakanlar(!) aileniz gibi bir takım duygusal etkenler yüzünden yumuşak sömürmeyecek! ''Çalışmak özgür kılar!''
Eğer liseyi bitirmediyseniz siktir edin etrafınızı ve iyice düşünün. Ben akademik kariyer yapma fırsatımı varken (torpil), türkiye derecesi yapma potansiyelim olmasına rağmen zamanımı zırvalara harcamadım. Ezberden beyni sulanmışları solladım mı solladım yine de. Tercih zamanı hiçbir hedefim yoktu. Muazzam bir boşluk! Eskiden tarih okumak, araştırmacı olmak isterdim, fakat zamanla beni kesmeyeceğini, sınırlandırıcağını farkettim. Ne yapsam derken ideal bir şey buldum benim için. Somut bir şeyler koyuyorsun ortaya (okurken bile), düşünsenize gününüzü bok püsür belgeler evraklar pc başında moronik işler yaparak geçirmek mi yoksa gün bittiğinde verdiğin emeğin karşlığını yaptığın işte görmen mi. Üstelik parası ve zamanı da iyi. Mezun olduktan bir iki sene içinde rahat 10-15 milyar kazanabileceğim, istersem yılın yarısını çalışarak geçirebilirim. En önemli yanıda bu zaten benim için, kendime istediğim gibi zaman ayıracağım (sanat, bilim, gezmek görmek, yalnız kalmak, yaşamak! ...). Zaten çocukça büyük saçma hırslarım yok, istediğim standartlarımı karşılayacağım. Belki istersem kendi işimi/yeni işler kurabilirim ileride. Karar bana ait ne istersem o! Şimdi daha rahat anladınız mı elit olmak, tanrı olmak derken ne demek istediğimi? Kendi kararlarınla kendi yaşamını sürmek (sonuçların sorumluluğunu alarak), yoksa sikimsonik örgütlere katılıp dünyayı yönetmek gibi bir fantazya değil.
Ana konuya dönelim yavaştan. Bu arada yaşınızı genç değilse ve sıçtığınızı düşünüyor ''geç kaldım'' diyorsunuz halen bir şey anlamamışsınızdır.
Nedir bu koyunlardan çektiğimiz diyorduk. Yok mu bunların olmadığı bir memleket? Yok! Size bir sır vereyim: Koyunlar sizindir! Onu sevebilirsin(!), üstüne binip eğlenebilirsin (mecaz tabi ki O.o), vakti geldiğinde düzebilirsin. Sömürün yahu! Sömürmekten bir tek götlerinden kan almayı mı anlıyorsunuz? İstediğinizi yapın ancak bilinci elden bırakmayın. Onlar hakkında bilgili olun. Müslüman olarak yetiştirildim, ailem hiç baskı yapmadı. Yaşıtlarım küçükken kuran kursana gibip bir halt anlamadıkları arapça şeylerle uğraşırken, ben koca koca ilhimal kitaplarını, kuranı (türkçe) vb. şeyleri okurdum. Meraktan... Yine de bugün bilgim olmasaydı yine edinirdim. Bir şeyi manipüle etmenin yolu onu anlamaktan geçerken!
Yaşlı bir ihtiyarın torununu namaza götürme teşviklerini/taktiklerini ona bakarak yüzünüzde bir tebessümle dinleyemiyorsanız daha gidecek çok yolunuz var demektir.(aslında o yol hep öyle kalacak ya neyse :D)
Bırakın şu yeni yetme üniversiteli ateist yada enteller gibi ''bende biliyorum, ben biliyorum, dinle beni!'' hastalığını.
Mükemmel bir yazı !
YanıtlaSilGOD bugün döktürüyor :)
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilOhhhh, yurt dışııııı - kaaaççç :D
YanıtlaSilYurtdışındaki koyun türklerin mesleklerini sıralayayım size:
1- Temizlik
2- İnşaat işi
3- Kebap büfesi
4- Marketçi
5- Garson
Bunlar yabancıların yurt dışında uyguladıkları meslekler. Neden bu meslekler, çünkü oranın halkı elini bulaştırmak istemiyor... hazırda bunca dünden razı köle varken ne gereği var!? Bu çoğunluk kaldıkları yerin lisanını adam gibi konuşamıyor, kültürlerini anlamak istemiyor, hele iletişime geçmeyi hiç istemiyorlar... varsa yoksa kendi türklük zırvaları ve izah edemedikleri kültür ve gururları. Bu koyunların çocukları "özel" eğitim alıyor, çünkü aptallar... içinde yaşadıkları ülkeyi değil türkiyeyi öğreniyorlar.
Hangi ülkeye giderseniz gidin, türk varsa uzak duracaksınız! Tek yaptıkları toprak ayağı ile sizden birşekilde para koparmaya çalışmaktır. Birileri hastadır, ameliyat olacaktır, borç yüzünden ölüm tehdidi vardır, çocuk diş çıkarıyordur, pampers parası yoktur, araba kaza yapmıştır... vs... Yurt dışındaki türklerin yaşam tarzı tam anlamıyla parazitiktir.
Birde sürekli bulundukları ülkenin durumunun ne kadar boktan olduğunu geveleyip dururlar. Ekonomi şöyle, politika böyle diye durmadan kafanızı ütülerler. Oralardaki türklerin işi topluluk kurmaktır, yani "us vs them" oyununu yanlış yerde oynuyor olduklarını bir türlü kabullenip entegre olmayı denemezler.
Benim gittiğim hiçbir ülkede entegrasyon sorunum yoktu, çünkü önceliği adaptasyona veriyordum. Asla "sen yabancısın" tarzında aşağılamaları duymadım, çünkü bunun için bir sebep yaratmıyordum. Ulusal gurur gibi saçmalıklarla hayatta kalınmıyor, bu sadece bir dezavantaj. Gidilen ülkede ilk iş lisan, kültür ve mantaliteyi anlamkatan geçer, bu yolla onlardan biri gibi olur ve kabul edilirsiniz.
Para için bir yer gidecekseniz ve bunda kararlıysanız ASYA en doğru tercihlerden biri olur! Avrupa bitti artık.....