22 Şubat 2018 Perşembe

O ARTIK BİR TANRI

Merhaba sevgili kınalı kuzular,

Eğer kralınızın askerleri bir gece gelip evinizden karınızı aldırabiliyor, sonrada onu bir güzelce anal, vajinal, oral yada kabine üyeleri ile gang bang şeklinde düzüp geri gönderebiliyor ve sizde buna karşılık hiçbirşey yapabilecek imkana sahip olamıyorsanız...... sizleri ancak tebrik edebilirim - kendinize bir diktatör yaratmışsınız demektir! Evet SİZ!

Ona elinizdeki tüm gücünüzü alması için imkanları sunmuş, yolunu açmış ve sizleri düzmesi için ona hergün biraz daha bükülmeyi tercih etmişsiniz. Şimdide o kıllı penisini taşakları ile beraber sokmaya çalışıyor diyemi şikayet ediyorsunuz?! Ne oldu alabileceğinizden fazlasımı girdi?! Bu istediğiniz şey değil miydi?! "Alırımda acaba ne kadarını alırım" diye merak etmiyormuydunuz?! İşte cevabını aldınız..... ne oldu yinemi memnun değilsiniz.... YİNE Mİ? Casinoya girdiniz ve şansınızı kasaya karşı denediniz.... her zamanki gibi zannettinizki "bu sefer ben kazanıcammmmm", ve her zamanki gibi yine herşeyinizi kaybettiniz. Şimdide çıkıp şikayet mi ediyorsunuz...... kendinizden ne zaman utanacaksınız? Ne zaman aptal bir koyun sürüsü olduğunuzu ve daima tıpkı koyunlar gibi bükük vaziyette bir sonraki düzücü abinin gelip sizi güzelce düzmesinin verdiği hazzı hissetmek için bekleyeceğinizi kabulleneceksiniz? 

Kabul edin, tokatlanmayı seviyorsunuz..... düzülmeyi seviyorsunuz..... kandırılmayı seviyorsunuz...... aptalca sebepler uğruna ölüme koşmayı seviyorsunuz...... çıkarlarınıza uyduğu sürece yalakalık yapmayı seviyorsunuz..... durum müsaitse çalmayı hele çooook seviyorsunuz..... bedava şeyleride çooooook seviyorsunuz..... etrafınıza ahlak dersleri verip başkalarının karısına kızına yavşamayıda seviyorsunuz.

Birisi çıkıp size tüm bu sevdiğiniz şeyleri bir bir sunuyor, sizin isteklerinizi destekliyor ve şimdide onu sevmiyor musunuz? 

Size bedavaya yollar sundu.
Size bedavaya sağlık hizmeti sundu.
Size bedavaya eğitim imkanı sundu.
Size bedavaya işyeri açma imkanları sundu. 
Size bedavaya iş imkanları sundu.
Size bedavaya kuma imkanı sundu.
Size bedavaya devletin kasasını soyma imkanı sundu.

Peki şimdi ne diyorsunuz? "Bunların hecbürüsü bedava deelkü" mü? DEĞİL Mİ? Nasıl yani.... Gerçekten mi? Bedava değillermiymiş?! Hay aksiiiiiii, tühhhhh, kandırıldınız deseneeeeee. YİNE Mİİİİİİİİİİ? Neden her gelen lider bu koyunları bir önceki liderden daha beter düzüyor fakat bu koyunlar halen tüm bu düzende BEDAVAYA birşeyin var olmadığını ve aslada var olamayacağını idrak edemiyor? Bunun suçlusu kim???? Noel Baba? Hitler? Şiva? Pandalar? Kambur balinalar? Küresel ısınma? Zetalar? Teröristler? Esed? Esad? Asad? Dinozorlar? Tereyağındaki kıl? Kıçınızdaki çıban? KİMMMMMM????

Tabiki koyunların bitmek bilmeyen ihtiyaçları için besledikleri UMUT ve bedavaya ulaşma yolundaki zeka yoksunu davranışları. 
Bedavayı nasıl avuçladıklarına bakın...... evet iyi bakın işte koyunların gerçek yüzü..... kendileri için alabildikleri kadarını alacak ve arkalarındakileri asla düşünmeyeceklerdir. Bunlar birbirlerini umursamayan fakat çıkarları varsa sanki umursuyormuş gibi davranan vahşi yaratıklardır.
Aynı şekilde ihtiyaçları olsun yada olmasın..... bedava varsa onu almalıdırlar, hemde son kırıntısına kadar. Gerçekten o dağıtılanlara ihtiyacı olanları umursamadan saldırırlar ve asla başkaları ile empati kurmazlar. Yeterki o bedavalar onların olsun, başkasının değil!

Yeni tanrıları onlara istedikleri bedavaları vaat etti ve hepsi birden çoştu. Yeni tanrıları onlara dünyaya beraber hükmetme vaadini verdi ve hepsi birden çoştu. Yeni tanrıları onlara hep tatlı yiyeceklerini ve bir daha acı sıçmayacaklarının vaadini verdi ve hepsi birden çoştu. Yeni tanrıları onlara yepyeni bir ülke (Yeni Türkiye) vaadi verdi ve hepsi birden çoştu. 

O çoşkulu halleri ile evlerine geri döndüler ve tüm bu vaatlerin aynılarını öncekilerinde verdiğini ve hiçbirisinin bunu yerine getirmediğini hatırlamadılar bile. Çünkü tüm koyunlar UMUT ile indükte edilmiş birer mıknatısa dönüşüvermişti. Yeniden şarj olmuşlar ve eskinin önemini, acılarını ve hayallerini unutmuşlardı, çünkü yeni tanrıları gerçektende bu vaatlerini yerine getireceğine dair onlara söz vermişti. "Valla, söz veriyom" dedi ve hepside bunu yedi...... Yinemi dedim..... EVET YİNE DEDİLER..... ama bu sefer gerçekti, bu sefer olacaktı, bu seferrrrrrr bu tanrı sözünü tutacaktı, çünkü o söz verirken kuranı eline almıştı!!!!!! 

Ve tıpkı diğer tanrılar gibi o da Barış sözü verdi......
Enkide size bunu sunuyor.... sağlıklı ve leziz pırasayı iki elinizle tutarak yemenin faydalarını google da arayarak bulabilirsiniz. Daha fazla yazmak isterdim ancak yazdıklarımı okurken gülmekten bir türlü olmuyor......

Heil Satan......

6 yorum:

  1. "çağdaş insan öyle bir durumdadır ki, "kendi" düşündüklerinin ve söylediklerinin çoğu ,herkesin düşünüp söyledikleridir; özgün düşünme yetisini edinmemiştir. oysa düşüncelerine kimsenin karışmaması ancak bu durumda anlamlı olabilir. insanın hayatını yaşarken de, dışsal otoritelerden kurtulduğunu düşünüp gurur duyarız, kimsenin ona neyi yapmasını, neyi yapmamasını emredemediğini düşünürüz. kamuoyu ve sağduyu gibi adsız otoritelerin rolünü göz ardı ederiz; oysa bunlar çok güçlüdür, çünkü insan herkesin kendisinden beklentisine uymaya çok hazırdır, farklı olmaktan çok korkar. kısacası ,kendi dışımızdaki güçlerden kurtulup özgürleşmenin hayranlığını yaşarız, ama içimizdeki kısıtlamaları ,zorlanımları, korkuları, yani özgürlüğün geleneksel düşmanlarına karşı kazandığı zaferlerin önemini azaltan yeni düşmanları görmeyiz. bu yüzden özgürlük sorunun yalnızca çağdaş tarih boyunca kazandığımız türden özgürlükten daha fazla kazanmak olduğunu düşünür, yalnızca bu tür özgürlüğü yadsıyan güçlere karşı özgürlüğü savunmanın yeterli olduğuna inanırız. kazanılan her özgürlüğün sonuna kadar savunulmasının yanı sıra ,özgürlük sorunun nicel değil nitel bir sorun olduğunu unuturuz. yeni bir tür özgürlük kazanmamız gereklidir; öyle bir tür özgürlük ki, kendi benliğimizi geliştirmemize olanak tanısın ,bu benliğe ve hayata inanmamıza fırsat versin."

    "günümüzde insana en çok acı veren , yoksulluk değil ; büyük bir çarkın küçük bir dişlisi olmak, bir robot olmak ve hayatının boş ve anlamsız hale gelmesidir. her tür otoriter sisteme karşı bir zafer kazanabilmek için demokrasinin gerilememesi yeterli değildir, saldırıya geçip yüzyıllar boyunca özgürlük savaşı verenlerin amaçlarını gerçekleştirme yoluna gitmelidir. demokrasinin nihilizmin güçlerini yenebilmesi , ancak insanlara aklın kapsayabileceği en güçlü inancı, hayata ve gerçeğe ,bireysel benliğin etkin ve kendiliğinden gerçekleşmesi anlamında özgürlüğe olan inancı verebilmesiyle mümkündür."

    " birey, kendi olmaktan çıkar; kültürel kalıpların kendisine sunduğu kişiliği tümüyle benimser; böylece tıpkı diğerleri gibi ve onların kendisinden beklediği gibi olur. "ben" ile dünya arasındaki tutarsızlık ve onunla birlikte de, bilinçli yalnızlık ve güçsüzlük duygusu ortadan kalkar. bu mekanizma, bazı hayvanların kendilerini korumak üzere renk değiştirmesiyle kıyaslanabilir. onlar da kendi çevrelerine o kadar benzerler ki, çevrelerinden neredeyse ayırt edilemezler. kendi bireysel benliğinden vazgeçen ve neredeyse bir robot haline gelen kişi, çevresindeki milyonlarca diğer robotla aynı olur, ve artık kendini yalnız hissetmez, kaygı duymaz. ama ödediği bedel yüksektir; kendi benliğini yitirmiştir"
    Bu alintilar .erich frommdan ozgurlukten kacis adli kitabindan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saygıdeğer Erich Fromm dan yaptığın bu alıntı için teşekkürler.

      Sil
  2. Hey! Hayatta olduğunu görmek güzel. Bir sohbetten dolayı aklıma geldin ve dün buraya baktım. BOM! The Great Teacher sahalara dönmüş. Şimdilik bir iki yazın kaldı sanırım okumadığım dünden beri. Yorumları okuyarak gidiyorum ve fena tipler değilmiş dedim. Belki tekrar değişik tipler gelir ve eğleniriz hahah!

    Selam vermek ve saygımı sunmak istedim *teşekkür olarak çok da şey yapma*, belki sonra bir şeyler yazarım (Yazar değilmişim artık onu da gördüm, eh en azından yazılarımı halen tutmuş olman da bir şeydir :) )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam..... yeniden yazmaya zaman buldum ve hobime devam etmeye karar verdim. Yayın yapmak istiyorsan seni tekrar editör yapabilirim. Belirtmen yeterli.

      Sil
  3. Enki, bazı yazıları tekrar okuyordum ve bir şey dikkatimi çekti. Öncelikle bu yazıyı neden yazdığını anlamadım. Burada yazdığın her şeyi zaten sen de dahil herkes yıllardır söylüyor. Her zaman tekrar ettiğin şeyler ve neden yeni bir başlık altında uğraşıp yazdığını anlayamadım. Aslında bu konuyu çok hızlı geçtiğimizi sanıyorum ve kimse sormayınca galiba sen de açıklama ihtiyacı duymadın. O zaman ilk soran ben olayım. Son zamanlarda O'nunla ilgili farkında bile olmadığımız önemli bir gelişme mi oldu? Afrin harekatı ve medyaya yansıyan diğer konular dışında? Kritik bir noktayı gözden mi kaçırdık? Kortizol Komplosu yazında onun bir lider gibi kendini feda etmekten kaçınıp alfalığını kaybettiğini ve suyunun ısındığını yazmıştın. Şimdi ise her şey tersine dönmüş gibi bir yazı yayınlıyorsun. Kafam karıştı açıkçası ve bu yüzden de bu yazının altında başka bir şeyler olduğunu düşünüyorum. Lütfen açıklar mısın?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu iki yazıda Gerçek Lider ve Diktatörün farkını anlattım. Sanırım bu nedenle yazılar sana çelişkili geldi. Artık ülke bir tanrı diktatörün elinde olduğuna göre kurallarında aynen buna göre değişip koyulacağını sanırım anlıyorsundur.

      Diktatör rejiminin halk üzerindeki en göze batan etkisi, diktatörün halkıda kendisi gibi yalnız bir paranoyağa dönüştürmesidir. Bunun sonucu olarakta ülke çürür ve kimlik krizine girerek yok edilir.

      Sil