15 Ocak 2018 Pazartesi

EVRİM KOMPLOSU

Merhaba moronologaritmalar,

Çocukluğunuzdan beri evrim teorisine bağlı olarak anlatılan kadın erkek eşitliğinden, eşit haklara sahip olmamız gerektiği yada kadınlara nasıl davranmanız gerektiği konusunda bir sürü beyin yıkama aşamasından geçtiniz. Eşit olduğunuza inandırıldınız. Bir elmanın iki yarısı olduğunuzu zannediyorsunuz. Ruh eşi zırvasının gerçek olması için dua ediyorsunuz. Sevgi ve aşkı bulabilmek için kıçınızı yırtıyorsunuz. Ve işin en canı alıcı tarafı ise aynı insan cinsi olduğunuzu zannediyorsunuz!

Çoğunuzu "dur bakalım ne saçmalayacak" diye şimdiden diye düşünmeye başladı bile değil mi? Merak etmeyin, sadece okuyup aklınızı kullanarak düşündüğünüzde anlayacaksınız ve tabiki her zaman olduğu gibi fazla jargon kullanmadan konuyu koyun lisanına indirgeyerek anlatacağım. Çünkü bugün beyin devrelerinizin cayır cayır yanacağı o günlerden biri.....

Çevrenize baktığınızda bir sürü canlı görüyorsunuz.... farklı cinsler ama aynı türden olanlar. Köpekler, kediler, kuşlar, tavuklar, tek toynaklılar, çift toynaklılar vs..... sonra bir zebra ile at çiftleşseler ne olur diye merak ediyorsunuz! Peki ya bir kurt ile Avustralya dingosu çiftleşseler ne olur? Ya bir kunduz ile tavşan?....... iki farklı türün birleşiminden ortaya yeni bir tür çıkardı değil mi? Bu yeni türün bulunduğu ortama ayak uydurması ilede ortaya yeni cinsleri çıkardı değil mi? Kar tavşanı ve kır tavşanı, vadi kunduzu ile bataklık kunduzu, kuzey ile güney kurtları, iran kedisi ile van kedisi yada boz ayı ile kutup ayısı gibi aynı türün farklı cinslerinin bulundukları ortama göre uyum sağlamış (çevresel adaptasyon) hallerini görüyorsunuz. 

Bu bağlamda kurt bir tür iken, tundra kurdu, kutup kurdu, savana kurdu yada alaska kurdu gibi farklı cinsleri mevcuttur, ancak sonuç olarak hepside birer kurttur!!! Cinsleri birbirlerinden ayıran özellikler çevresel adaptasyonlarının bir sonucudur. Boz renkli bir kutup kurdunun avlanması ne kadar zor ise, tundra kurdunun kutupta avlanmasıda bir o kadar zordur. Çevresel adaptasyon evrim değildir, sadece genetik bir düzenlemedir.

Evrim teorisinin Charles Darwin tarafından uydurulmasının nedeni kendisi ve ailesinin hümanist olmaları ve köleliğe karşı olmalarından kaynaklanır. Bu teori sayesinde artık herkesin aynı atadan geldiği zannedilecek, buna bağlı olarakta "hepimiz aynıyız ve hiçbir insan bir diğerinden üstün değildir" yalanı kabul görecekti, ki gördüde, çünkü Darwinde Linnean Topluluğu üyesiydi ve daha öncede belirttiğim gibi bu toplulukta Vatikana bağlı olduğundan ilerki "sizi kandırdılar" zihinsel operasyonu için gereken senaryonun temel taşlarından bir diğerini daha sisteme adapte edebileceklerdi. Vatikanın arzu ettiği şey "biz savunduğumuz yazıtlarda şimdi kabullenmekte olduğunuz herşeyi zaten barındırmaktaydık ve biz zaten doğru yolun kendisiydik" diyerek tekrar populerlik, güç ve kontrol elde etmek.

Darwinin evrim teorisindeki tek inandırıcı fakat varolmayan kanıt ise "Kayıp Link" idi. Kayıp Link olabilir diye birçok uyduruk fosiller ortaya atıldı ancak sonuç olarak hiçbirisi "o" değildi. Aslada öyle bir fosil bulunamayacak! Fakat bugün tüm bu evrim zırvasına bir nokta koyup neyin ne olduğu konusuna bir açıklık getireceğim. Yine duygularınızı inciteceğim ve yine hayallerinizi suya düşürüp tüm o tanrısal sanrılarınıza bir son vereceğim.... çünkü başka türlüsünü hak etmiyorsunuz!
Fosillerde ne görüyorsunuz? Aynı canlılar, hemde milyonlarca yıldır. Uğradıkları tek değişiklik ebatları. Günümüzdekiler o zamankilere nazaran daha küçükler, ki bunun nedenide atmosfer basıncı ve oksijen miktarındaki değişiklik. Bunlara bakarak maymundan evrildiğinizi zannetmek gibi bir gaflete düştüğünüzü çoktan kafanız basmalıydı! 

Şimdide gerçek evrim nedir onu izah edeyim.....
Hiç neden 2 yumurtalığınız var diye düşündünüzmü? 1 tanesi yeterli iken, neden 2? Kadın yada erkek, eğer bir yumurtalığı kaybetse bile üreme fonksiyonlarını kaybetmiyorlar. Peki sevgili bilim insanları bu konuda ne diyorlar.... doğanın simetrik gelişimine bağlı bir dışa vurum olduğunu tabiki..... yani sadece bir tahmin. Çünkü 2 göz, 2 kulak, 2 burun deliği, 2 akciğer, 2 böbrek, 2 beyin yarısı, 2 kol ve 2 bacak gibi simetrik bir düzende 2 yumurtalığın olması bu açıklamayı destekliyor gibi. Fakat ortada önemli bir fark var: yumurtalıklar hiç olmasada hayatta kalabilirsiniz, ancak diğer simetrik organların eksikliği bu yetinizi oldukça kısıtlar. Cinsel organların tek bir amacı var, oda üremek ve genleri bir sonraki nesile taşımak, ancak bu üreme olayı hayatta kalmak ile alakalı değil. Üremek sadece varolan türden daha fazlasını otomatik olarak elde edebilmektir! Buraya kadar takip edebildinizmi? Tamam, devam ediyoruz!

Öncelikle kadınlardaki vajinaya bakıyoruz. Çünkü kadınlardaki vajinada dünyada diğer memeli türlerde var olmayan bir anomali mevcut! Evet bu anomali sadece insan türündeki kadınlarda mevcut ve onlara has.

Erkeklerin korkulu rüyası olan KLITORIS (Halk dilinde amcık). Peki kadınların bu cinsel organlarındaki anomalide neymiş? Tabiki bilmek istiyorsunuz, çünkü şimdiye kadar bu organın ne işe yaradığını ancak ya porntube da seyrettiniz videolarda yada seksologların köşe yazılarında okudunuz. Fakat kimse size klitorisin ilişki sırasında tavan yaptırıp üreme imkanını tetikleyeceği yerin vajinal kanalın içi olması gerekirken neden vajinal kanalın dışında olduğunu anlatmadı değilmi? Ne zaman bir kadını orgazma ulaştırmanız gerekse mutlaka o noktaya bir kaç darbe, baskı yada 8li dönüşler yapmanız gerekiyor ki kadın orgazma ulaşsın. Bunu yapmazsanız ya size trip yapacak yada performansınızı eleştirecektir. Bu anomaliye bir açıklama getiremeyen bilim adamları ise G-Noktası diye bir zırva uydurdu ve her kadın çok iyi biliyorki öyle bir nokta yok! Bir kadının cinsel olarak orgazma ulaşabileceği tek nokta klitoral yolladır..... bunun başka bir alternatifide yoktur. Kimi kadınlar orasından yada burasından (göğsüne tüy değince, boynundan öpülünce, kulak arkasına fısıldanınca, kıçına parmak girdiğinde yada ayak bilekleri yalandığında gibi...) tetiklenip orgazma ulaştığını iddia edebilir..... bunlar sadece iddiadır ve cinsel fizyolojinin düzenini değiştirmez!

Hiç aklınıza gelmedimi.... Yav ben bu kadına tüm galaktik gücümle belimi kırarcasına pompalarken, neden o sanki ben bir işe yaramıyormuşum gibi elini klitorisine atıp kendini tatmin etmeye çalışıyor? Neden fizyolojimiz diğer memelilerdeki gibi iki uyarıcı noktanın (penis ucu ve klitoris) sürtüşmesine olanak tanımıyor? Bu ne biçim bir yaratılış senfonisidir? Böyle bir vajina dizaynı hangi yaratıcının aklına geldi? Şakamı lan bu?......
Yukarıda 6 haftalık fetüsün cinsiyet değişim sürecini görüyorsunuz. Görebildiğiniz gibi erkeklerin penis ucu büyüyüp gelişirken, kadınlarınkisi küçülüp klitoris isimli minik penis olarak dışarıda kalıyor. Ve halen burada aslında neyin gerçekleşmekte olduğunu göremiyorsunuz!!

Şuanda dünyada bulunan kadınlar bu fizyolojik özelliklerinden dolayı , diğer memeli canlılarla karşılaştırıldıklarında bu dünyadan olmadıkları bariz bir şekilde ortaya çıkar! Bunu buraya yazarkende ne ise o olarak yazdığımı bilmenizi isterim. Umarım bu göz önündeki bariz ipucunu şimdiye kadar görmemiş olmanızın nedenini bir gün anlarsınız. Diğer bir taraftan erkek ve dişi olarak farklı cinsel organlarla halen anlaşmaya çabaladığınız bu farklı cins ile sanki aynı varlıklarmışsınız gibi davranmaya zorlayan bir zihinsel mastürbasyonada hergün maruz kalmaktasınız. Hani mecazi bir laf vardır ya "Erkekler Marstan, Kadınlarsa Venüsten"..... bu cümle mecaziliğinin ötesinde aslında tamamen gerçeği yansıtır. Erkekler ve kadınlar aynı dünyanın canlıları değildirler. Zaten bu dünyadan olmadığımızı anlamak için fizyolojik uygunsuzluğumuza bir göz atmanız yeterli. Ancak ortadaki komplonun kendisi erkek ve kadın türlerininde aynı dünyadan olmayışıdır. Burada iki farklı tür görmektesiniz. Buraya getirilip çiftleştirilen farklı kan grubu ve farklı genetik özelliklerde olan en az 2şer (2 farklı cins kadın ve 2 farklı cins erkek) cins hemde. Bu kadarını çiğneyip yutabildinizmi? Güzel..... devam edelim.

Evrim olayındaki çok ince bir ayrıntıyı gözden kaçıranlar için tekrar ele alacağım. Yazının başında çift yumurtalıklardan bahsetmiştim. Şimdide buna bir açıklık getireyim.....

Bizim türümüzden çok önce var olan memeli tür asexüel idi. Yani ne erkek nede kadındı. Yumurtalıklarının birisi döllenme, diğeride dölleme için bulunmaktaydı. Ancak bu üremenin bir sorunu vardı, o da sürekli olarak aynı canlının sadece kendini kopyalayabilmesi idi. Buda türlerin çoğalımına engel oluyordu. İşte bu muammaya gerçek EVRİM son verdi. Bu asexüel tür kendi genlerini bir başka türe aktarabilecek olan canlıyı doğurdu. Bu genetik evrim sayesinde yaklaşık 10 ar yada daha az olan türler bugün milyonlara ulaştı. Asexüel varlık kendini dölleyen bir kadın iken, artık kendi genleriyle başkasını dölleyebileceği yeni bir tür doğurmuş oldu. İşte evrimdeki temel gelişimde budur: cinsiyet değişimi!

Bugün görmekte olduğunuz o iki yumurtalık, aseksüel annenin 2 adet birebir kopyasıdır. Bu aseksüel anne dölleme yetisini vücudunun dışına çıkararak kendinde döllenme yetisini barındırmıştır. Bu değişim sonucuda bedenindeki yumurtalıkların her ikiside tek işlevli hale gelmiştir. Bu annenin kalıntısı olarak her fetüs başlangıçta dişidir ve gelişim evresinin bir noktasında ya aynı kalmaya yada evrilip bir başka tür olmaya karar verir. Peki bu düzeni kim böyle yaptı? Tabiki Erkekler.... öncesinde olduğu gibi sonrasındada olacak şey hep buda ondan.
Darwin teorisinin yıllarca sizleri inandırmakta kullandığı "Kayıp link" aslında kayıp falan değil. Tam burada, bu dünyada ve hayatta. Onun bir ismide var: Kadın! Erkekler evrimde kadından bir adım öne geçen YENİ TÜR olarak gerçek evrimi kanıtlamışlardır. Bu yüzden bugün kadınlara göre kıyasladığınızda erkekler daha iri, daha hızlı, daha akıllı, daha güçlü ve daha yaratıcı..... çünkü cinsiyet evrimi tüm bu "daha" özellikleri yeni türe aktarıp bir sonraki cinsiyet evrimine kadar bir önceki varlığı hayatta tutmaya devam eder. Peki bir sonraki cinsiyet evrimi ne olacak yada neye benzeyecek? Sürpriiiiiizzzzzz!!!

Bu bahsettiğim cinsiyet evriminin aynı anda tüm canlılarda gerçekleşebiliyor olmasının temelinde Morfik Rezonans (Morphic Resonance) yatar. Bu rezonans sayesinde tüm canlılar aynı zaman dilimde evrilmeye başlayıp bir döngüyü bitirerek bir diğer döngüyü başlatırlar. Merak etmeyin bu döngünün bitimine daha çok var.... o yüzden henüz yumulabildiğiniz kadar vajinaya yumulabilirsiniz. 

Şimdi ne düşündüğünüzü tahminde edebiliyorum. Ama Enki kadınlarda birer canlı, onlarda saygı görmeyi hak ediyorlar. Oh Enki ben senin bu kadar kadın düşmanı olduğunu tahmin bile edemezdim. Fakat Enki bir bilim adamının dediğine göre kadınlar erkeklerden daha bla bla bla blaaaaaaaaa...... Bi defolun gidin lütfen!!!!! Veya kuytu bir köşeye geçip o anlamsız yaşamlarınıza son verin ve bunu yaparkende çevrenizi rahatsız etmeyin......

Siz hiç laf dinleyecekmisiniz? Hiç doğaya bakıp onun nasıl işlediğini öğrenecekmisiniz peki? Ya peki doğanın hak, adalet, saygı, sevgi ve özel olma statüsüne olan bakış açısını idrak etmeyi denedinizmi? Çoğunuz ne benim neyi açıkladığımın farkında, nede kendiniz doğanın nasıl işlediğinin farkında. Doğadaki varlıkların var olmalarının tek bir nedeni var: TÜKETİLMEK yada KULLANILMAK! Ya birbirlerini kullanmak yada bir üst ırk yada güç tarafından kullanılmak - hepsi bu! Buradaki evrimsel amaç sadece bu kullanımdaki kullanışlılığı düzenlemekten ibaret. Büyük ve küçük baş hayvanları besliyor, barındırıyor, sütünü yada yumurtasını alıyor sonrada öldürüp yiyiyor ve derisini yada tüylerini giyim amaçlı kullanıyoruz. Bazı koyunları genetik olarak düzenleyip yünlerinin daha yumuşak olmasını hatta kendi kendine düşmesini sağlıyoruz. Meyveleri aşılama vasıtasıyla orijinal hallerinden bugünkü yenebilir ve leziz hallerine sokuyoruz. Toprağı eleyip farklı bir ekim alanı yaratıyoruz. Bakteriler üretip onların özlerinden bio-yakıt üretiyoruz... Karıncalar ağaç bitlerini dallara yerleştirip onlardan şeker özü elde ediyor. Parazitler vücuda yapışıp kurbanın kanını emiyor..... Tüm bunlar doğal yaşamın işte bu basit nedeni ile işliyor: KULLANILMAK! 
 Neden bu köpekleri bu hale getirdik? Çünkü YAPABİLİYORUZ!!

Hepside insanların ihtiyacına göre modifiye edilmiş!!! Bunları bu yeni "kullanışlı" hallerine sokmak için birinden izin almamız gerektimi? Tabiki hayır! Çünkü türümüzün çıkarına olabilecek değişimlere kimse karşı olmaz. Karşı olunsaydı bugün halen o muz kabuklarının içinden çekirdek ayıklıyor, mısır tanelerini zahmetli bir şekilde çıkarıyor, şeftaliyi yüzümüz ekşiliğinden burula burula yiyiyor olurduk. Peki türümüz bu değişimleri neden yapıyor???? Neden doğayı ve onun "nimetlerini" olduğu gibi kabul etmiyoruz? YAPABİLİYORUZDA ondan!!!!

Kullanılan varlıklara ne oluyor? Enerjileri sonuna kadar kullanıldığında pillere ne oluyorsa o!!! Çöpe gidiyor ardında farklı bir şey olarak geriye dönüştürülüyorlar. Aynısı kadınlarında başına gelecek. Bir sonraki morfik rezonansla işlevlerini yitirecekler ve yok olacaklar. Aradan belki 10.000 sene geçtikten sonrada kimse onları hatırlamayacak bile, çünkü yeni evrilen tür kendinden 2 model eski olan tür ile olan bağını hatırlamayacak bile. O zamanda şimdiki erkek nesli bu yeni tür tarafından "kullanılan" durumuna geçecek. 

Doğa devasa bir laboratuvar alanıdır! Hemde yok edilemez ve sonu olmayan bir alan. Bir canlının doğabilmesi için 250.000.000 aynı canlının (spermler) yok olmasına müsaade eden bir sistemde neyin hak, adalet, sevgi yada özelliğini tartışabilirsiniz. Her ağaç her sene binlerce tohumunu meyvelerinin içinde saklı bir şekilde sunuyor ve tek amacı belki bir tanesinin yeşerip türünün devam etmesi. Balıklar binlerce yavru salıyor ve sadece 10.000 de 1'i hayatta kalıp açık denize ulaşabiliyor. Yediğiniz tüm o fıstıklar, fındıklar, fasulyeler ve esasında tohum olan herşey birer doğmamış bebek. Fakat lezzetli bebekler, değil mi? işin içine lezzet ve açlık girince bir anda hak, adalet, sevgi, ve saygı kavramları sanki yok gibi..... değil mi? Savaşta ölen bir bebeğin haberini duyunca yas tutar gibi yaparken "kuzu" (başka bir canlının yeni doğan bebeği) tandır yemeyi pek umursamıyoruz. Aynı şekilde tereyağlı ekmeğin üzerine sürdüğünüz havyarların (balık yumurtası) ağzınızın içinde bir bir çıtlaması ne kadar memnun edici değil mi? Mmmmmmmmmmm.....
Bunların hepsi başkalarının çocukları!!!

Bunun gibi. "Sizin" olmadıktan sonra başkasınınki umurunuzda olmaz. Ha belki ufak bir "pssst yapma ayıp" dürtüsü olur ama yinede umurunuzda değildir. Tek yaptığınız şey sadece karşılıklı olarak birbirinizi kandırmaktır. Eve döndüğünüzdede "ohhh iyi benimkine bişey olmadı" diye mutlu olursunuz. Biraz psikopatça değil mi? Olsun, yinede komik......

Evren bizim eserimizidir! Biz ona şekil veririz. Biz olmadan anlamını ve gerekliliğini yitirir. 

30 yorum:

  1. Master, açık bir am paylaşmışsın ban yemeyelim ?

    ----
    Çok güzel bir nokta !
    Kadınlar düşünce, davranış, kaygılar genler vs.ler ile bizimle aynı canlı türü olamayacaklarını her gün kanıtlamaya devam ediyorlar. Ama çaktırmayın eşitiz. Onları olabildiğince ezin ve parçalayın. Sonra akıllarına ''bana neden böyle davranıyor ? '' gibi gizemler oluşturun. ( Ne yani başka nasıl davranacaktınız ? ). Ardından sizi ''ÇÖZMEYE'' çalışmalarının fırsatlarını değerlendirin. Nede olsa gerçekleri anlayabileceklerini mi sanıyorsunuz ? Burada bu yazıyı okuyan ''bayan'' :-) adlı yabancı cisimlerin kaçı ''gereksiz ve miyadı dolmuş'' olduğuna ikna olmuş olacak ? 1/10 ?

    Kulanım miyatları dolmuş olabilirler mi ?
    Yeni türümüzün temellerini atmaya başlamış olabilir miyiz ?
    http://www.hansonrobotics.com/robot/sophia/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bloga girmeden önce uyarı alıyorsun zaten, sonrada "anlıyorum ve devam etmek istiyorum" a tıklıyorsun. Ayrıca bu tip bir resmi "pornografik" olarak bile niteleyemezsin! Ayrıca https://tr.wikipedia.org/wiki/Klitoris adresinde çok daha ayrıntılı olanlarını bulmak mümkün.

      Hiç dikkat ettinmi peki, hep dişi varlıkların eti daha lezzetli oluyor. Dişi balıklar daha besleyici. Tavuklar daha leziz. Koyunlar koçlara göre daha yumuşak..... Erkekler yenmek için pek uygun değiller, demekki yenmenin haricinde başka bir şey için daha uygunlar!

      Sil
    2. Robotlar geleceğimiz değil.... en azından bugünkü tasvir edilen şekilleri ile hiç değil! Programları daima bir hata içerecek ve buda onları ileri vadede işlevsiz kılacak. Taki bilincin yer edebileceği robotlar yapılana kadar eldekiler oyuncaktan ibaret olacaklar.

      Sil
    3. Yapay zeka nın insanın insanlarda olan tam tarif edemediğim (sanırım özgür yaratıcılık) özelliğini üretmek biraz zor gibi. Yapay zeka ezberci çalışan bir beyin gibi aynı senin dediğin borg. Her ne kadar öğrenme programı yüklesende bilgileri birleştirmede , programın dışına pek çıkamaz.
      Yapay zekanın yaptığı resimler LSD tribi gibi(uyuşturucu kullanmıyorum), sanatla alakası yok.Ama yapay zeka zeka gerektirmeyen işlerde kullanılabilir.

      Sil
    4. Yapay zeka kendini bilinçsel kaynağa bağlamanın yolunu arayacak.... işte esas sorunda o zaman başlayacak.

      Sil
    5. Enki ne kadar bilinçsel olursa olsun çakra sistemi olmadığı için bilinci insanlar gibi olamaz. Önceki yazılarında insanın kozmik robotların elektrikle çalıştığından bahsetmiştin. Ama yine de toplumda insan zannedilebilir. İşgücü olarak kullanılabilir.

      Sil
    6. Robotların esas iş alanı: savaş ve madencilik sektörüdür! Geriye kalan hizmetçi yada yardımcı modelleri sadece koyunsal hayaller için üretilir.

      Saatte 140km hızla koşabilen, %95 hedef vurma kabiliyetli, görünmez kamuflajlı ve insan şeklinde olmayan bir robot taburu ile istediğin bölgeyi bir gecede ele geçirir, yapılan saldırıyıda herhangi bir terörist gruba yıkabilirsin.

      Yerin 8 km altındaki oksijensiz ortamda çok değerli madenleri aramak için özel üretilmiş olanları kullanabilirsin. Çevrede oluşan yüzeysel çatlak yada sarsıntılarıda fay hareketi olarak bahane edersin.

      İnsanlarada hasta bakımı yada seks için bir kaç model verip işine devam edersin.....

      Sil
    7. Robotlardan konu açılmışken nanobotlarla ilgili fark ettiğim bir şey var. Bir kaç ay önce youtube da video izlemiştim. Konu morgellon hastalığı. İnsan vücudından çıkan Fiber kablolar. Resimler ve örnekler gerçekse bu olay bunların nanorobotlardan ortaya çıktığı ihtimalini güçlendiriyor. Birde bu işte komik bir şey var bu durum için psikolojik sebepler düşünüyorlar.

      Sil
  2. Merhaba.Yine bildiklerimi ters yüz eden bir yazı yazmışsınız.yazdıklarınızın doğru olduğuna inanıyorum.bazı sorularım ve anlayamadığım bir yer var.Erkeklerin aseksüel kadından evrimleşen tür olduğunu söylediniz ama öncesinde erkek ve kadının iki ayrı dünyadan veya yerden getirilip çiftleştirildiğini(kimler tarafından?) farklı cinsler olduğunu yazdınız.hangisi doğrudur veya ben anlayamadım. Sonra ,Eğer ortak atadan gelmediysek ilk canlılar veya aseksüel türler nasıl oluştu? 3.olarak önceki konulardan,eğer yukarısı yani gökyüzüne doğru gidildiğinde yer yüzeyin devamına çıkıyorsa bir uzay boşluğu ve dünya dışı mekan yokmu ? Eski dev canlıların sonunu getiren terraform yapanlarr yine bu dünyanın canlılarımıdır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "kimler tarafından?"
      Biz erkekler tarafından. Bu evrimsel gelişme ilk defamı oluyor sanıyorsun? Bizler yaratıcılarız ve elimizdeki imkanlar ile var olan herşeyi yaratmaktayız. Hayata amaç verenler bizleriz.

      Sıralamayı karıştırmışsın bu arada.... asexüel kadından erkek evrimleşiyor, fakat bu sadece tek bir mekanda gerçekleşmiyor. Farklı mekanların erkek ve kadınları buraya getiriliyor ve burada çiftleştirilmeye başlanıyorlar. Afrika zebrası ile asya eşeklerini çiftleştirmen gibi. Kim ve ne zaman gibi sorular aslında manasız, çünkü tüm bunların varoluş nedeni sadece bilincin arzusundan ibaret. Bu arzudan dolayı çift yarık deneyi izlenirken ve izlenmiyorken 2 farklı sonuç veriyor. Bilinçsiz bir evren sadece hareketsiz bir dalga boyundan ibaret olurdu! Atom mühendisleri atomları görebilmelerinin tek nedeninin onlara bilinçli olarak bakmaları olduğunu biliyorlar.

      Uzay bir boşluk değildir. Boşluk olarak anlatılan yer sıvı ile doludur. Vakum ortamda ne bir ses dalgası nede enerjik bir kıvılcım olur. Daima birşey bir başka şey ile etkileşime girer ve bu etkileşim esnasında daima bir "arayüz" mevcuttur. Tüm bu boşluk ve küresellik sadece insanları zihinlerinde hapsetmek için oluşturulmuş bir hayali çit alanıdır. Astronot kıyafetleri radyasyon değil sıvı geçirmezdir!

      Sen halen sonsuz yeryüzü kavramına alışamadığın için "başka" dünyalımı diye sorduğunda bunun aslında aynı yeryüzü olduğunu hatırlatmam gerekir. As above so below..... Yukarıda gördüklerin aşağıdakilerin yansımasıdır! Ve tam tersi. Ülkeler ve onları ünlü yapan astronomik takımyıldızı sembollerine bak..... Orion, sirius, draco, büyük ayı..... bunların hepsi birer yansıma. Şunuda hatırlatayım "http://www.bilim.org/evrenin-sekli-nedir/" - "Ölçümler, evrenin şeklinin düz olduğunu gösteriyor"! Çünkü 2 Boyutlu bir evrendeyiz!!!!

      Onlar diye bir kavram yok.... Daima bizler varız. Bazılarımız orada, bazılarımız ise şurada ancak sonuç olarak sadece bizler varız.

      Tüm bunları bir blogda açıklamak oldukça zor olduğundan bu konuyu gerekli görsellerle bir kitaba yazmaktayım. Sanırım orada herşey netlik kazanır.

      Sil
    2. Bu kitabı okuyabilecek miyiz? Demek istediğim herkese mi yoksa belli bir kesime mi açık olacak? Aslında beni ilgilendiren şey, ben bu kitabı okuyabilecek miyim? Kitabınızı okumak isterim.

      Sil
    3. Herkes için ancak sanırım bu sefer bir ücreti olacak. Henüz bir karar vermiş değilim. Öncelikle kitabı bitirmem lazım.

      Sil
    4. Eğer kitabınızın scribd'de yayınlanmasını istemiyorsanız paralı yapmanız daha doğru olur. Siz de biliyorsunuz ki bedava dağıtılan şeyin değeri yoktur. Fakat paralı olduğunda kimse onu kolay kolay paylaşmak istemez.

      Ben bu paralı materyal konusunu size önceden de demiştim fakat "ben para için bu işi yapmıyorum" şeklinde bir cevap vermiştiniz. Gücenme yok fakat o yorumunuz bana tribüne oynadığınızı düşündürtmüştü. Demek istediğim, sizin para için yazdığınızı bilseler ne olur ki? Onlar kimin umrunda? Ne düşünürseler düşünsünler. Sizi bilen biliyor.

      Diğer taraftan yayınlansa da bir şey olacağını pek sanmam. Nobody gives a flying FUCK. Kimse bu konularla ilgilenmiyor. Bunu benden daha iyi siz bilirsiniz. Biraz okuyup "vay be" derler sonra aynı hayatlarına devam ederler veya sizi bir başka kafayı üşütmüş komplo teorisyeni vakası olarak nitelendirirler.

      Günün sonunda hiç bir şey değişmiş olmaz. Bir kaç adam verdiklerinizi alır, bunların bir kaçı da verdiklerinizi aldığını düşünür. Ve bu böyle devam eder... Olması gerektiği gibi.

      Sil
    5. İlk kitap bildiklerimin bir kısmını doğrudan kağıda dökmekti, fazla bir zamanımı almadı. O yüzden bedava verdim. İkinci kitap zaten dijital olmayacak ve internete koymak isteyen içinde oldukça zahmetli bir tarama işi olacak. Bu kitabın ücretli olmasının nedeni büyük ihtimalle araştırma ve tercümelere ayıracağım zamanın karşılığı olacak.

      Sil
    6. Kitap dijital olmayacaksa kimliğini yayınlamak durumunda olmayacak mısın? Bu istemediğin bir durum diye biliyordum

      Sil
    7. Bir çok yazar zaman zaman mahla yada rumuz kullanarak kitap yayınlamışlardır. Bu durumun çok önemli olacağını düşünmüyorum. Bence önemli olan Enki'nin gerçek kimliği değil paylaştığı bilgilerdir. Saygılar...

      Sil
    8. Kitabı basımevi vasıtaysıyla yayınlamayacağım, o yüzden kimlik açıklamak gibi bir sorunum yok.

      Sil
  3. Enki ikiden fazla insan türünün dişisiyle çiftleştirildiğinden bahsetmiştin. Bu olayın neden dünyada birden çok ırk olduğunu açıklıyor gibi.

    YanıtlaSil
  4. Ayrıca bir şey soracağım. Schumann rezonansıyla ilgili yazı yazacak mısın?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bedava bilgi kategorisi dışında kalıyor. Yani hayır.

      Sil
  5. Enki bu soru bedava değerinde mi bilmiyorum ama gözümüzün önünde olduğu için öyle olduğunu düşünüyorum. Mandela etkisi çakrasal sistemimizi değiştirmiş olabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çakra sadece etere bağlı bir enerji sarmalıdır. Bahsettiğin durumla bağlantılı değil.

      Sil
    2. Selam enki, yorumlarında bahsettiğin eterik ortam konusu hakkında bir yazı yazacakmısın?
      Bilimin olmadığını iddia ettiği lakin ilk çağlardan beri boşluğu dolduran hissedilmeyen madde olarak tarif edilen fakat işleyisi hakkında bilgimizin olmadığı bir konu.

      Sil
    3. Yayınlarımda ara sıra üzerine yazarım.

      Sil
    4. Teşekkür ederim.

      Sil
  6. Enki bütün bu çakışma işlemleri bitince kendi frekansımıza dönecek miyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorularını konu ile ilgili yayınların altına yaz lütfen

      Sil
  7. Kadının bir alt tür oldugu ondan evrimleştiğimiz gayet mantıklı.

    Peki sormak istediğim soru gerek eski sümer ve babil yazıtlarındaki kadının erkekten genetik mügendisliği ile biyokimya yoluyla oluşturuldugu algısı tamamen bir başka olaya mı işaret ediyor yoksa arkeolog yanlışı gibi tamamen yanlış yorumlanma eseri mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha açarsak bu biyolojik mühendislik açısından erkek kadından önce de var mıydı yoksa aslında hep bunu yapanlar başından beri kadına evrimsel işlevi dikte eden tanrılar(!) da aslında aynaya bakınca onu görürüz düşüncesi ile paralel mi? Aslında gayet mantıklı geliyor.

      Fakat senin de bu konu hakkındaki düşüncelerini merak ediyorum.

      Sil
  8. XX dişi, XY erkektir.

    Cinsiyet kromozomları cinsiyet dışındaki bilgiler de taşır. Bu ayrıntıya girmeden önce kromozomların ne olduğunu özetleyelim: Kromozomlar hücrelerimizin genetik materyalidir. Kromozomlarda bilgi taşıyan yapılar olan çok sayıda gen bulunur.

    Cinsiyet kromozomları, cinsiyetin yanı sıra başka bilgiler içeren genler de taşırlar. X kromozomunun yaklaşık 800-900 geni varken, Y kromozomunun 60-75 geni vardır. X kromozomu fetüsün hayatta kalması için zorunlu olan genler ihtiva eder. Bu yüzden fetüsün hayatta kalması için en az bir X kromozomu taşıması şarttır. Yani YY kromozomlu bir bebek, süper bir erkek değil, yaşama şansına sahip olmayan bir bebek demektir.

    İnsanlarda toplam 20 bin gen vardır. X kromozomu bireyin hayatta kalması için gereken DNA’nın yaklaşık %5’ine sahipken, Y kromozomu %2’sine sahiptir. Buradan da anlaşılacağı gibi X kromozomu taşımayan bir bebeğin hayatta kalması mümkün değildir.

    X kromozomu, bir protein olan distrofin oluşumundan sorumlu olan (DMD olarak bilinen) bir gene sahiptir. İskelet ve kalp kaslarının oluşumu için distrofin gereklidir. Kasları güçlendiren ve hasardan koruyan DMD beyin hücrelerinin sinirlerinde de az miktarda bulunur.

    Diğer bir önemli gen ise CYBB genidir. Bu, sitokrom b-245 olarak bilinen bir proteinin oluşumunu sağlar. Bu protein, bağışıklık sisteminin önemli bir parçası olan NADPH oksidaz adı verilen enzimin oluşumu için gereklidir. Bunlar Y kromozomunda eksik olan birkaç genden ikisidir.

    Ancak bir zamanlar Y kromozomunun bu genlerden yoksun olmadığını biliyoruz. 300 milyon yıllık evrim sürecinde Y kromozomu, genlerinin %95’ini kaybetmiştir. (Bunun nedenini başka bir makalede ele alacağız.) Açıkça görüldüğü gibi bu genleri taşımayan bir bebeğin hayatta kalması mümkün değildir. Bu nedenle her insanda en az bir X kromozomu olması zorunludur.


    (Kaynaklar
    Olağanüstü Kanıtlar. Erkeklerin Neden X Kromozomuna Ihtiyacı Vardır?. Alındığı Yer: olaganustukanıtlar.com.)Bu bilgilerin ışığında:XY kromozumuna sahip erkek(hem erkek hem de kadın özelliklerine sahip),bu asexüel tür kendi genlerini bir başka türe aktarabilecek olan canlıyı doğurdu,XX kromozomuna sahip olan kadını...Evrimle genlerinin yüzde 95ini kaybeden erkek,evrim devam ettiğinden, eninde sonunda dünya üzerinden yok olacaktır...

    YanıtlaSil