Uzun zamandır yazamadım, çünkü bazılarınızında bildiği gibi bir okul için hazırlıklar yapmaktayım. Bugün size bunun hakkında biraz bilgi vermek istiyorum.
Bu okulu ben ve benim gibi altruistler hazırlamakta. Bu okulun esas amacı insanlara insan olmayı öğretmek. Basit ve mantıklı filozofiler doğrultusunda gelişmeyi ve anlamayı sağlamak. Bu filozofilerden en önemlisi blogdada sürekli belirtmekte olduğum "ne ekersen onu biçersin" modelidir. Bir diğeride "yaşa ve yaşat" tır. Bu nasıl bir okuldur diye soranlar için.... bu okul; duvarları cezaevi gibi 5 metre yüksek ve dikenli tellerle çevirlip ilerde toplama kampı olarak kullanılamayacak bir tanedir. Bu okul gerçek manada hayatı, evreni ve döngüleri anlamak isteyenler içindir. Bu okul nedenleri değil, nasılları öğretmek için kurulmakta. Gerçek "nasıl" bilgileri, öğrenenlerin ne yapmak istediklerine fikir sunacak ve daha ne öğrenmek istediklerini bilmelerini sağlayacak. Eş zamanlı realite kodu öğrenimi ve doğrudan pratiklerle ezber denen şeye ihtiyaç olmayacak.
Ben bu okulu türkiyede değil asyada kurmaktayım. Çünkü türkiyede bu tarz okulların açılmasına izin verilmiyor! Müfredata uygun olmadığından ve çocuklara otoriteyi sorgulamayı öğrettiğinden dolayı, bu tip okullara terörist sığınağı, din düşmanlığı aşılama merkezi, anarşist yada marxist düşünce aşılama ocakları olarak bakılıyor. Tabiki daima dediğim gibi koyunlar ne ise odur ve onları değiştirmek gibi bir niyetim yok. Ancak arada kaynamakta olan cevherler var - işte onlara gerçek bir şans tanınmalı ve yolları açılmalı.
Bir kaç ay evvel türkiyedeydim ve etraftan gördüklerim duyduklarımı aktarayım önce! Gezdiğim bölgedeki okulların neredeyse hepsi demir parmaklıklarla çevirlmiş, bazıları parmaklıkların üzerine cam kırıkları yada dikenli teller yerleştirmiş. Çoğu okulun camları yarıya kadar boyanmış, ki böylece kimsenin dikkati aldıkları doktrinasyon esnasında dağılmasın. Neredeyse tüm öğrenciler zorla gibi görünen servis araçları ile evlerine bırakılmak zorundalar. Dijital eğitiminde çocuklardaki yaratıcılığı nasıl yok ettiğinden bahsetmeyeceğim. Almışlar ellerine Ipad yada Android aletleri, bunlarla birşeyler öğrendiklerine inandırılıyorlar. Bu tip zırvalar sadece okul denen doktrinasyon merkezlerini çekici kılmak için yapılan propagandadan başka birşey değildir.
Bir başka şey ise ebeveynlerin davranışları.... hangi babayı dinlediysem aynı şeyi söylüyorlar: çocuğu televizyonun karşısına koymadan rahat edemiyorsun. Cartoon Network'u açtığın gibi susup baka kalıyorlar. Çalışan ebeveynler çocukları devletin kreşlerine bırakıp işe gidiyorlar... (bu kreşler ve kullanımı her sene dahada artmakta!) kısaca devlet her yönden yeni üniteleri gereksinimi karşılayacak şekilde programlıyor. Beta nesli tam olarak şu anda programlanmakta! Onlarıda hangi neslin takip edeceğini merak edenlere sadece "gamma" salakları diyorum!
Türkiyenin şuanki durumu bana neyi hatırlatıyor biliyormusunuz? Nazi zamanlarını! Boşverin Kurtlar Vadisi gibi zırvaları, gelin size avusturyada iken hitlerin neler yaptığından bahsedeyim. Belki böylece eldeki tarih kitaplarının eksikliğini ve tarihin nasıl tekerrür ettiğini görürüsünüz!
Öncelikle hitlerin almanyadan avusturyaya tank ve toplarla girdiğinden bahsedilir. Aslında hitler ekonomik olarak çökmüş olan ve işsizlik oranı tavan yapmış bu ülkeye seçim sandığından %95 civarı oy alarak girmişti. Zorla değil, teşvik ile! Neden %95 civarı? Tıpkı AKP seçilirken koyunların kafasına yerleştirilen "onlardan başka kim varki?" düşüncesinden dolayı! Hitler çözümün kendisi idi ve halkta bunu onayladı. Halk bankalara borçluydu, banka faizleri %25'i bulmuştu ve enflasyonda %25 civarlarında idi. Hergün işyerleri ve çiftlikler iflas bayrağı çekmekteydi. Sorun insanların çalışmama isteği değil, yapılabilecek bir işin olmamasıydı.
Almanyanın gidişatına imrenen halk hitleri sevgi gösterileri ile karşılamıştı. Avusturya halkı nazilerin temizlik operasyonlarından habersiz olarak üzerlerinde uygulanan propagandayı yemiş ve hitleri başa getirtmişti. Birkaç günlük eğlencenin ardından yeni hükümet işe koyulmuş ve aşevleri açıp aç halkı doyurmaya başlamıştı. Yaklaşık bir ay sonra işsizlik neredeyse ortadan kalkmıştı. Hitler aynı zamanda kadınlarında çalışması gerektiğini savunmaya başlamıştı. Evlendikleri için işlerini bırakan kadınlar devlet tarafından tekrar eski işlerine geri çağrılmaya başlandılar.
Okulda çocuklara din dersi verilmesi yasaklandı ve duvarda asılı haçların yerini hitlerin resmi ve nazi swastikası aldı. Dini ilahiler okumaktansa "Almanya, almanya.. sen en üstünsün" gibi şarkılar söylenmeye başlandı. Pazar günleri gençlik günü olarak ilan edilip, tüm gençlerin katılmaları zorunlu kılındı. Çocuklarını yollamayan aileler önce uyarılır, eğer sorun devam ederse yaklaşık 500TL lik ağır bir ceza ödemeye maruz kalır, sorunun tekrarında ise hapis cezasına mahkum edilirlerdi.
1939 yılında savaşın başlaması ile beraber gıda bankaları oluşturulmaya başlandı. Buradan yiyecekler ancak gıda fişleri ile alınabiliyordu. Çıkarılan yeni kanunlarla full-time çalışanlara rasyon kartları verilecekti. Yani bir işiniz varsa rasyon kartınız ve buna bağlı olarak gıda fişiniz ve yiyeceğiniz vardı. İşiniz yok yada çalışmıyor idiyseniz fişiniz yani yiyeceğinizde yoktu - kısaca ölüme terk edilmekteydiniz. Buna bağlı olarak birçok kadın erkeklerin yapabileceği ağır işlere girmeye başladı. Kadınların çalışmaya başlaması ile devlet kreşler açmaya başladı. Yaşlarına bakılmaksızın, bu çocuklar 7/24 devlet bakımı (doktrinasyon) altında idiler. Ebeveynlerin çocuklarla ilgilenecek vakitlerinin olmaması nedeniyle koskoca bir jenerasyon devletin istediği şekilde yetiştirilmiş oldu. Çünkü çocukları yetiştirenler ebeveynleri değil çocuk psikoloji uzmanları idi.
Hitler sağlık sistemini sosyalleştirdiği ve bedava kıldığı için doktorlar devlet maaşına bağlanmıştı ve artık herkes her ne sorunları olduğunu zannediyorlarsa doktora koşuyorlardı. Bu yüzden cerrahi bir operasyon için neredeyse bir-iki yıl beklemek gerekirdi. Devlet eldeki tüm parayı ilaca yatırmaktan araştırmaya fon ayıramıyordu. Bu yüzden eldeki tecrübeli uzman doktorlar ülkeyi terk etmeye başladılar ve geriye sadece pratisyen (yani deneme yanılma yöntemi ile iyileştirdiğini zannedenler) hekimler kalmıştı. Sağlığa bu kadar para akması halkın gelirinin %80 kadarının vergi olarak alınmasına neden olmuştu.
İşyerleride yeni kurulan bürolar vasıtası ile kontrol altına alınmaya başlandı. Standardlar koyulmaya başlandı. Mesela mekanlara kare değil yuvarlak masa konulmalıydı, olurda biri köşeye çarpıp canını yakabilirdi. Mutfak şöyle olmalı, lavabo böyle olmalı diye kurallar uygulamaya konuldu ve uygulayamayanların işyerleri kapatıldı. Çiftliklerede giden bu görevliler çiftçinin elinde neler olduğunun listesini çıkarıp neyi nasıl üretmesi gerektiği konusunda direktif verirlerdi.
Sakat kişiler yeni bir eğitim sistemi adı altında toplanıp ötenazi kamplarında yok edilirlerdi. Ailelerinide birer taziye mektubu yollanırdı.
Sonralarda artan şiddet olayları nedeniyle silahların kayıt altına alınmasıyla suçluların daha kolay bulunabileceği balonuna inanan herkes bürolara gidip silahlarını kayıt ettirdiler. Kayıt işlemlerinin bitmesinin ardından devlet herkesin silahlarını yakındaki polis karakoluna bırakmaları gerektiğine dair bir kanun çıkardı. Getirmeyenlerde cezalandırıldı.
Özgürlük geçmişten bir esintiydi. Kimse otoriteyi sorgulayamıyor yada baş kaldıramıyordu. Deneyenler, ister bakan, isterse rahip yaka paça paketlenip götürülürlerdi.
Bu düzen o halkın başına bir anda gelmedi! Bu gidişat yaklaşık 5 yıl kadar sürdü ve yavaş yavaş halk herşeyini kaybetti.
Bu yazdığım şey hikaye değil! Tarih kitaplarındanda alıntı değil... doğrudan avusturyalıların kendi ağızlarından. Buna gerçek tarih ve günümüzle karşılaştırıldığında, aynı şeyin tekrarı denir. Yukarıda yazılan herşeyi günümüz türkiyesi ile kıyaslayabilirsiniz... bulacağınız farklar var ancak yinede hepsi aynı şeyin farklı bir versiyonundan ibaret olacak. Bunlar acı gerçekler. Bu tekerrürler ilk defa olmuyor.... belkide 50 kere aynı şeyler gerçekleşti. İnsanlar daima artacak ve azalacak. Bu azalma ister doğal ister insan elinden olsun, sonuç olarak düzen bu! Denge sağlanmak zorunda.
Hatırlayan varsa hayırseverler Svalbard adasına bir tohum deposu yerleştirdiler! Çünkü yine denge kurma zamanı yaklaşıyor. Bu depo türünün ilk örneği değil, sonuncusuda olmayacak.
İşte bu yüzden, sadece tohumlar değil insanlarda orjinalliği barındıracak şekilde bilgilendirilmeli ve onu korumalıdırlar. İşte okul denen şeyin esas görevide budur: bilgiyi korumak ve doğru şekilde kullanılması için zemin hazırlamak. Edinilen bilgiler pratikte kullanılamıyorsa, bunların hiçbir değeri yada önemi olmaz. Bu yazıyıda müşteri toplama amaçlı bir reklam zannetmeyin! Bu tip bir okul zaman gerektiren bir işlem ve hemen yarın dikilmiş olacak değil. Ancak hazır olduğu zaman, ne için kurulmuş olduğu görülebilecek.
Şuanda ve ileride türkiyede baş gösterecek olan yeniliklerin kimin suçu olduğunu sanırım zaten artık biliyorsunuz: halkın kendisi! Naziler zamanında ABD ye gidip aynı doktrinasyonu oraya yerleştirdiler ve türkiyede ABD yi takip etmekte pek gecikmedi. Bu gidişatları görmek için astrofizik profesörü olmaya gerek yok, sadece tarihi gidişat şablonu yapmanız yeterli, böylece ne için ne kadar zamanınız var görebilirsiniz. Sakın unutmayın, tıpkı hitler zamanındaki gibi, hiçbirşey zorla düzene sokulmayacak - daima teşvik edilecek ve yenilikleri kabullenmeye alıştırılacaksınız. Finaldede bunların olacağını birilerinin söylediğini hatırlayacaksınız, o zamanda zaten artık birşey fark etmiyor olacak. Ütopya denen şey daima başlangıcın kendisidir, distopya ise ütopyadan arta kalandır.
Ne zamandan beri okulda çocuklara başörtü dağıtımı "normal" karşılanıyor?
Ne zamandan beri banka reklamlarında hayvanların insanlara akıl vermesi normal karşılanıyor?
Ne zamandan beri "bizi twitter/facebook tan takip edin" sloganı normal karşılanıyor?
Ne zamandan beri evdeki yada eldeki demirden eşyaların yerini plastik yada aluminyum alaşımlara bırakmak normal karşılanıyor?
Ne zamandan beri belli bir süre sonra bozulacağını bildiğiniz şeyleri almak normal karşılanıyor?
Ne zamandan beri cinsel taciz cezasının tecavüz etmiş olmaktan daha yüksek olması normal karşılanıyor?
Ne zamandan beri fişlenmiş olmak (vatandaş no) normal karşılanıyor?
Ne zamandan beri parmak izi yada damar izi vermek normal karşılanıyor?
........
Dahada devam edebilirim ancak konuyu uzatmaya gerek yok... sanırım ne demek istediğimi anlıyorsunuzdur. Konuyu dağıtmadan sadede gelmeliyim. Bu okulda normal hiçbir devlet okulunda öğretilmeyenler öğretilecek. Bu okul insanların hayvanlar gibi eğitilip ehlileştirilmesi için değil, sadece öğrenmeleri ve doğrudan uygulamaları için. Bir düşünün, kaç tane baba çocuğunu alıp nasıl avlanıp öldürmesi gerektiğini, yakalanan avı nasıl yenecek duruma getireceğini öğretiyor? Kaç tane ebeveyn çocuğuna acil durumlarla ilgili kendi bilgilerinin derlemesi olan bir bütün sunuyor? Nasılsa herşey Nat-Geo da gösteriliyor yada Vikipediada yazıyor değilmi? Kaç tane babanın çocuğu için gerçekten zamanı var artık? Kaç tane ebeveyn çocuklarının okulda ne öğrendiği ile gerçekten ilgileniyor? Tüm bunların göstergesi bölünme işleminin işe yarıyor olduğunun tasdiki. Bu nedenle bazı değerleri korumak için elit kesimin koyun kesimden ayrıştırılması ve gereken öğrenimi alması kaçınılmaz oluyor. İşte bende bunu yapıyorum! Buna ister ırkçılık densin, isterse ayrımcılık.... hiçbiri umurumda değil, çünkü düşünebilen herkes kaçınılmazın nasıl olabileceğini görebilir.
Yaklaşık 3 gün boyunca internette olacağım ve sorusu olanlarınkini cevaplamaya çalışacağım.
Bir sonraki Başbakan!
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilOkul zihni henüz ünite olmaya programlanmamış 9 yaş ve üstü çocuklara yönelik olacak.
YanıtlaSilOkulu bitirince nasıl hayatta kalman gerektiğini ve neyin ne olduğunu biliyor olacaksın. Buna değişim değil uyum demek daha doğru olur.
Bu okulda eğitimden şahsen birşey ummamalısın, çünkü bu okul umut teknesi değil, ilim akademisi. Pratik tecrübeler başarının anahhtarıdır, umutlar ve ezberler değil.
Okul sonrası herkes birbirini tanıyor olacak ve ona görede kendi ağınızı kurup avlanacaksınız.
Küresel felaketten kurtulmayı kimse öğretemez, sadece tedbirleri bilebilirsin. Çünkü başa neyin nasıl geleceğini asla %100 bilemezsin.
Okul ve internet basitçe imkansız bir bileşim. Ya ordasın yada yoksun.. bu kadar basit. Reklam olmayacak, facebook hesabı olmayacak. Sanallıkla bağlantı yok. Ya realitedesin yada değilsin. Seçim çok basit.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil9 havuzun var, aşmıştın hani? Neyin peşindesin lan?!
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilOkul 'bunlarla' uğraşmak için açılmıyor. Okul zaten durumu olanlar için açılıyor, sokaktan geçen edizük koyunun girip adam olacak hali yok. Yani tam olarak 'bunlarla uğraşmak' sayılmaz bu okul projesi. Aslında tam tersi. Burda bir karmaşa var sanırım? Enkinin altruismle kast ettiği açık, enki'nin koyunları adam etmek için uğraştığını nerede gördün? Bize(bana*) öğrettiği tam tersi değil miydi?
SilVe içindeki altruiszmi öldürmek?! Hatırlarsan koyunlarla uğraşmamanı -hernekadar başka bir amaçla olsada- yazdığımda bana bir sayfa cevap yazıp şehrin dört bir köşesine devrim çağrısı gibi asmıştın(kilise bizi kandırıyorr!) :D Açıkçası bende bunu 'schindler's list'in finalindeki olaya benzetmiştim. (Bir kişide olsa sevaptır!!!) (Bkz. Michael sikkofiel gibi klasik illuminaticilerin tutumu.)
Welcome to the Club!
Bu arada bana Israel yazısı sözü vermiştin, tutmadan gittin, kırıldım :(
Bu yorum yazar tarafından silindi.
SilBir gün realitede görüşeceğiz, şimdilik başarılar!
YanıtlaSilBende aklımdaki bir iki soruyu yazayım.
YanıtlaSilAsya büyük bir kıta enki, tam olarak belirlenmiş bi bölge var mı? Yani hindistan civarı olacağını sanmam, çin'de mi olacak? Ücrete zaten değinmeyeceğim, öğretim tam olarak ne şekilde olacak en çok bunu merak ediyorum. Anladığım kadarıyla öyle basit bir sınıf sistemi olmayacak. Öğretim üyeleri senin gibi altruistlerden mi oluşacak? Eğitimde ezoterik(tam olarak doğru tanım olduğuna emin değilim) bilgilerde öğretilecek mi? Örneğin din konusunda bir eğitim verilecekmi? Dinlerin temeli, din felsefesi(dualite vs), dinler ile gökbilimin tam olarak bağlantısı gibi şeyler, veya yine ucu dine veya kültüre dayanan dilsel(etymolojik?) bilgiler? Bunun haricinde doğa ile ilgili pratik öğretimler içinde örneğin ciddi anlamda doğada yaşarken çevrenin nasıl kullanılacağı gibi(yani sırf teorik değilde, mesela çıkıp ormanın içinde çeşitli bitkilerin inceleneceği veya hayvanlar ile ilgili incelemelerin yapılacağı) şeylerde öğretilecek mi? Yoksa daha sembolik mi olacak doğa olayı?
(Temel olarak kastım örneğin; "Bir düşünün, kaç tane baba çocuğunu alıp nasıl avlanıp öldürmesi gerektiğini, yakalanan avı nasıl yenecek duruma getireceğini öğretiyor?" bu kısım mecazi mi yoksa gerçek anlamda mı?) Felsefe konusunda ne tarz bir eğitim düşünülüyor? Bunların haricinde öğrencilerin özgürlük durumları ne olacak? Örneğin okulda düşünce özgürlüğünün seviyesi ne olacak? Veya ne gibi yasaklar olacak ve sebepleri neler olacak?
Şimdilik bu kadar, Daha fazla detayı heyecanla bekliyorum.
Ha bide unutmadan en önemli soru; Tahminen bir daha ne zaman uygun olursunuz El'im?
Bu yul çevremde gözüme çarpan bazı şeylerde oldu, imkan bulduğumda, daha doğrusu toparlayabilirsem onları yazmaya çalışacağım.
Hindistan civarı değil... rusya ile çin arasında bir yer.
SilÖğretim üyeleri tabiki altruistlerden oluşacak. Yani amacı para kazanmaktan çok artlarında birşeyler bırakmak olan insanlar.
Eğitimde ezoterik, exoterik, teoloji, psikoloji, sosyoloji, dünya edebiyatı, jeoloji, astro-teoloji, astronomi, arkeo-astronomi ve diğer okullarda değinilmeyen dallar olacak: bir örnek olarak kütlesel levitasyon ve ESP diyebilirim. Sınıf içi öğrenim oldukça az, derslerin çoğu dışarıda gerçekleşecek. Örneğin astronomi yada doğa bilimi dalları sadece dışarıda gerçekleşebilecek dersler. Hayvan avlama örneğinde kast ettiğim ne ise onu yazdım, sembolik değil. Yani pc karşısına oturup angry birds oynanmayacak.
Her okul belirli bir düzene dsahip olacağından illaki bazı yasaklar olacaktır. İsteyen boş zamanında dışarı çıkıp gezebilir ancak bunu birine bildirmelidir, ki kimin nerede olduğu bilinsin... insanlardan sorumlu olmak kolay değil! Bahsettiğin yasaklar salak koyunları dahada salaklaştırmak için koyulur. Ne ekersen onu biçersin mantığı bu yasaklama alanındada mevcut. Yani yönetimin değil etrafındaki öğrencilerin bencil davrananlara koyacağı tavır olur. Günümüz düzenine bağlı olarak sorulan soruları anlıyorum, ancak bunların çoğu bu okulda önemsiz kalıyor. Bu okul hitler gençliği kampı yada asker ocağı değil - ilim akademisi. Kimse bu okula zorla sokulup zorla birşey öğretilmiyor. Davet edilenler gelir, görür ve kalıp kalmama kararını verir. Bu okulun işi eti senin kemiği benim diye ebeveynlerin çocuklarını getirip bırakacağı bir yerde değil.
Bu okul zaten düşünce özgürlüğü için kuruluyor! Neler öğrendiğini görenlerinde tekrar devlet okulu yada özel kolej gibi yerlere geri dönmek isteyeceklerinide pek sanmıyorum. Ancak gidipde dönen eziklerinde geri alınmayacaklarını belirtmem sanırım anlaşılır bir açıklama olur.
" Hayvan avlama örneğinde kast ettiğim ne ise onu yazdım, sembolik değil. Yani pc karşısına oturup angry birds oynanmayacak."
SilEvet, işte bunu umuyordum/tahmin ediyordum!
"Her okul belirli bir düzene dsahip olacağından illaki bazı yasaklar olacaktır. İsteyen boş zamanında dışarı çıkıp gezebilir ancak bunu birine bildirmelidir, ki kimin nerede olduğu bilinsin..."
Yasaklar konusunda merak ettiğim daha çok yine düşüncesel durumlar. Örneğin Verilen derslerin kiminde felsefik konularda elbette olacaktır(sanırım?), felsefe veya göreceli durumlar işin içine girince ortaya ister istemez fikir ayrılıkları çıkar. Elbette okula alınan öğrencilerin köylü ilkokul çocukları gibi kavga ediceklerini ima etmiyorum, yinede kimi problemler olması olası değil mi? Daha çok bu konuda idi merakım. Örneğin teorik olan konularda öğrencinin biri öğretilenin yanlış olduğu konusunda ısrar ediyor, bu gibi bi durumda atılan adım ne olacaktır? Öğrenci diğerlerininde öğrenimini etkileyebilir sonuçta..
"Günümüz düzenine bağlı olarak sorulan soruları anlıyorum, ancak bunların çoğu bu okulda önemsiz kalıyor."
Oi, elbette önemsiz kalıyor, fakat çok iyi anladığın gibi bizim aklımıza 'okul' kelimesi ile asker ocaklarından başkası gelmiyor, zira başkasını görmedik. Çevremizde farklı okul sistemlerinin örnekleri olmadığından, okul zihnimize belirli bir kalıp olarak yerleşmiş durumda, en azından biz, daha genç olan kesim için konuşuyorum.
Okulda ayrılıkçı tutumlar sergileyenler şu amca tarafından ilişiği kesilmek sureti ile gönderilecektir.
Silhttp://www.youtube.com/watch?v=3M_A9jXuqDU
(öyle bir okulda bunun olmaması zaten ironik olmaz mı?)
''Sonralarda artan şiddet olayları nedeniyle silahların kayıt altına alınmasıyla suçluların daha kolay bulunabileceği balonuna inanan herkes bürolara gidip silahlarını kayıt ettirdiler. Kayıt işlemlerinin bitmesinin ardından devlet herkesin silahlarını yakındaki polis karakoluna bırakmaları gerektiğine dair bir kanun çıkardı. Getirmeyenlerde cezalandırıldı.''
YanıtlaSilBir okuyandan dolaylı olarak aktarıyorum:
''Bu Paragrafa binaen türkiye de bireysel silahlanma karşıtı olan sivil toplum örgütleriyle ilgili olarak ne düşünüyorsunuz. Söylediklerinin dışında herhangi bir amaçları olabilir mi? Sizin bireysel silahlanma ile ilgili görüşleriniz neler?''
Benim düşünceme gelince;
Okul fikri güzel, her şey tamam. Kendine alturist diyorsun... Koyun yada elit diye dualitik olarak ikiye ayırıyoruz, biliyorsun koyunlarda kendi aralarında hireyarşik olarak ayrılıyor. Peki ya elitler? Senin elit yetiştiriciliğin ile bir koyunun koyunlar kümesine sahip olması arasındaki fark nerede? Bedavaya hiçbir şey yoktur! Şu cümle: ''Okul sonrası herkes birbirini tanıyor olacak ve ona görede kendi ağınızı kurup avlanacaksınız.'' Bu ağın ''Güneşi'' Great Teacher mı olacak? Kendi açımdan bakarsak zaten şuan okuluna gelme imkanım olsa halen kendi yolumda ilerlerdim. Bir ziyarette bulunurdum orası ayrı. Çocuğum olsaydı yollar mıydım? Ona da şuan karar vermek gereksiz, ancak yollardım herhalde iyice inceledikten sonra baktım ben daha iyisini yaptıramıyorum. Erken kalkan yol alır.
Eah! Aslında yazmak istediklerim var gerek yazı ile ilgili gerekse yazı dışı belki sonra ayrı bir yazı olarak atarım...
@Barış
Peki öldürebildin mi gerçekten içindeki alturisti? Bazen eylem amacı bulanıklaştırır. Sana şunu soracağım, okuldan beklenti ne şimdi?
Bu yorum yazar tarafından silindi.
SilSanırım konu dışına kaçmıyoruz; "Tamamen simüle hale gelmiş bir insanoğlu içinde ben Great Teacher olabileceğime inanmıyorum... Pes!!! ... Yapana da büyük saygım var..."
Silİnsanoğlu için bir Great teacher olmak ile tam olarak neyi kastediyoruz?
GOD, karamsar tavrın yanlış değil, sana hak veriyorum - fakat altruistlerin amacı koyun gütmekten çok koyunları kontrol altında tutmaktan ibarettir. Benim amacım Great Teacher olmak değil, aslında hiçbirimizin amacı bu değil, çünkü hepimiz gelip geçiciyiz ve ardımızda bırakabileceğimiz tek şey tecrübelerimiz, ister oral ister yazı yoluyla aktarılsın... bunlar ardımızda bırakabileceğimiz tek şey.
SilSanırım senin kafanda fetoş tarzı bir okul sistemi canlanıyor. Bizim gibilerin bu tip psy-ops okul açmaya ne hevesimiz nede isteğimiz var. Okulda vatanseverlik öğretiyorsan - propaganda yapıyorsun demektir.... bu kadar basit. Okul sonrasıda ninja kaplumbağaların senseisi gibi etrafa emir yağdıracakta değiliz. Okuldan çıkan herkesin görüşebileceği kişiler sadece okul arkadaşları olur, buna bağlı olarakta beraber iş yapmaları kadar normal birşey olamaz herhalde.
Herneyse umarım birgün kendin görüp farkı anlarsın. Herkesin kararına saygım var. Zorla güzellik olmaz.
Umarım, karamsarlığım konuya hakimiyetsizlikten olabilir.
Sil@barış
YanıtlaSilAnlıyorum, ben oldum olası bu konuda kaidesizlik olduğunu düşünüyorum. Bazen bir el şıklatması ile başarırsın bazen tüm zahmete rağmen başarısız olursun. Yapmak yapmamak tamamen kişisel. Ben henüz uygulama aşamasında çok yol katetmedim. Şimdi bile başkaları beni pek ilgilendirniyor. Anlama yolumdaki verilerden ibaretler.
Tüm zorunluluklarımı kaldırdığım zaman ne olacak bilmiyorum, şuan tecrübe konusunda enki ve senin kadar yaşanmışlık sahibi değilim. Zirveye çıkınca ip mi sarkıtırım, manzarının tadını mı çıkararım, yoksa kendimi aşağı mı atarım bunlar muamma. Kaldı ki çıkacağım zirve sadece bir tepe olacak aslında :D
Yaşanılası kılanda oyunun bitmemesi değil mi zaten...
Bu arada senin evrim yorumundan pay biç kendine, evrim kendini düşünürsün, bugün bencil ise yarın yardım sever paylaşımcı olabilir. Koşullara göre değişir.
Enki ve okul konusuna gelince kafamda henüz netleşmeyen şeyler var o konuyu zamana yayacağım...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilSence neden bunca bilgi asırlardır sembollerde, metaforlarda ve yazıtlarda gizleniyor? Evet birçok insan gerçeği arıyor olabilir ancak herkes değil. Senin bahsettiğin miktar zaten yaklaşık %15 lik bir kesim. Tarihte birçok kez bu bahsettiğin şey denendi ancak sonu hep hüsran oldu... yazarlar tutklandı, işkence gördü yada idam edildi.
SilEn basit örnek olarak yayınladığım e-kitap o kadar belirtmeme rağmen birisi tarafından internete koyuldu ve sonuç olarak bana gelen tehdit mailleri dahada bir arttı. İşte burada insanların bencilliği ön plana çıkıyor. "Hey woaaw bak, acayip bir kitap buldum, içinde muhteşem bilgiler vaaar, hadi hemen facebookta paylaşiim" tarzı düşünen salakta çok var.... işte bu tip bencillerin aslında ne yapıyor olduklarının farkında olmamaları ve bununla ilgilenmemelerinden dolayı senin bahsettiğin tarzda bir yayın imkansız. Böyle birşey asla olmayacak. Okulu bitirenlerde yanlarında herhangi bir yazılı döküman alamayacaklar - sahip olunan tek şey akılda ve tecrübede olacak.
Ayrıca benim bu okuldan yada öğretimden para kazanma derdim yok! Ya yerinde öğrenirsin yada öğrenemezsin - denklem oldukça basit. Kaç tane mimarlık videosu seyredip mimar oldun diye kendini kandırabilirsin? Bu okulun öğretimide bundan farklı değil - video olsa bile gereken malzeme ve ortama sahip olamayacağın için edindiğin bilgi ezberden ibaret olacak. Bildiğin gibi ezber benim en uyuz olduğum konulardan biridir.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
SilBuraya defalarca bir şeyler yazıp sildim, göndermedim. Eğreti duracağım çünkü, daha 20 bile olmadığımdandır. Gerçek üniversitelerden birinde inşaat mühendisliği okumaya başladım almam gerekenleri alıp gideceğim/uçacağım, self-defense de öğreniyorum ve İstanbul'da kendi evimde tek başıma yaşıyorum.! Birileri yetişiyor, yazılanları anlayanlar, dersler çıkaranlar var. Bunun için zekanın, algının üstüne büyük acılar çekmiş olmak gerekiyor bu gerçek, yoksa midesinin, pipisinin ve egosunun yönünden kim ayrılır. @Başka Bir Yer, Blog tutmaya şevkin ve zamanın olmasa da altruizmden pes etmemeli en azından buralarda okuyalım seni, iki üç yorumla bile simule hale gelmeyen milyonda bir olan azınlığın içinden birilerine ulaştın, kafalarda yeni pencereler açtın.
YanıtlaSilYazdım ama daha detaylı yazmak istiyorum.
YanıtlaSilBazı dershane hocaları vardır öğrencinin gözünü boyar kandırır. Gittiği yerlere de öğrencileri peşinden sürükler, dershane sahipleri de ohh adamı kullanalım diye düşünür hocayla anlaşır. Fakat o hoca giderken öğrencilerini de götürür, böyle salakça bir sistem. Hoca öğrenciyi sömürür.
Şimdi, tamam bu bir döngü ve sonu yok. Ama ben enki nin altında olmak istemiyorum! Enki de bir nevi elitleri sömürmüş olmayacak mı?
Sikerek sikmeyi öğretmek mi oluyor kaba tabiri ile? Bilmiyorum niyeyse beni rahatsız eden bir şey var.
GOD, bu bahsettiğin bir öğrenim konusu ancak uygulamanın esas amacı değil. Sence düzülerek nasıl düzülünmekten korunuluru öğrenmek kötü bir fikirmi? Acı olmadan zevk aldığını nasıl bileceksin. Hüzün olmadan sevincini nasıl tanımlayacaksın? Eğer birisi önündeki yemeği çalarsa ve durumu şikayet edecek kimsen yoksa ne yapacaksın? Düzülmeye devammı edeceksin yoksa bu hırsızlığın nasıl gerçekleştiğini ve ne açıdan zayıf olduğunu idrak edip onu güçlendirip bu duruma sonmu vereceksin? Burada bahsettiğim şey kaba kuvvet değil, sadece pratik zeka! Kalem kılıçtan üstündür değilmi? Kılıcı tutan kuvvete tapar, kalemi tutan ise akla saygı duyar.
SilBahsettiğin konu ilginç ancak benimle uzaktan yakında alakası yok. Bunlar şehir denen havzalarda gerçekleşen simbiyotik davranışlardır ve konu sadece paradır. Ancak sende diğerleri gibi daima birinin altında olacaksın - doğanın hiyerarşisi böyle ve bunu es geçemezsin.
Eh haklısın yorumumu tekrar gözden geçirince anlık bir tepki olduğunu farkettim. Kanunlar... Kanunlar...
YanıtlaSilBu arada Darklight a mail attım.
YanıtlaSilTabii herkesin becerisine göre topluma vereceği destek farklı olur. Bu okul projesi de tüm okul projeleri gibi güzel. Yeri geldiğinde devlet okulunda bile bir şeyler öğrenebilirsin. Ben kimsenin gerçekten zorlama bir doktrinasyondan geçtiğine inanmıyorum. Gittiğin yerden sadece almak istediğini alırsın.
YanıtlaSilBu konuda GOD ın yorumuna katılıyorum: böyle bir ortamda düzen sağlanması çok zor çünkü zaten sürekli birbirine karşı gelecek elit tiplerden oluşturulacak.
Benim düşüncem herkesin doğal ortamında kendi haline bırakılmasıdır, kimisi çok acı çekerek öğrenecek, kimisi doğuştan daha yetenekli olduğu için zaten sonunda gidip elitleri bulacak. Yani onları hususi olarak aramak bir çözüm değil.
Kendimden örnek verecek olursam ben 'neden bu insanların arasındayım, benim suçum ne' düşüncesiyle ve birilerinin beni keşfedip bulması hayaliyle büyüdüm. Ve her zaman amacım kendim gibi ezilenleri tek tek bulup onları ayağa kaldırmak oldu. Benim de işte bundan dolayı bu tür ortamlar kurma ya da öyle ya da böyle kurulmuş olanlara katılma isteğim çok yüksekti. Sonuç olarak neredeyse girmediğim hiç bir ortam kalmadı diyebilirim. Fakat bunu kendi istediğim için yaptım. Çok zorlukları oldu fakat amacım buydu zaten.
Elitlerin gözetimi altında büyüme ayrıcalığı olanların da hayattaki sorumlulukları o kadar büyük oluyor. GOD'ın da belirttiği gibi hiç bir şey bedava değil. Fakat elitlerin gözetimi altında büyümek bir çözüm mü? Çözümden ziyade gelinen nokta bu. Yani bilimin ve teknolojinin gelişmesiyle artık herkes gözetim altında. Ve gözeten kesim sadece yüzde 10luk bir kesim. Aslında bu insanlığın elde ettiği bir başarı; kontrolun yükselmesiyle beraber geleceğe yön verme kabiliyeti de artıyor. Fakat gözeten kişilerin gerçekten doğru insanlar olduğundan emin olmak için ENKInin verdiği model gerekli olabilir. Yani bu tamamen Evren'in daha ileri bir yere gelebilmesi için yapılan bir proje.
Bende okulunuzda eğitim görmek istiyorum acaba bu mümkün mü ?
YanıtlaSilOkulunuz üçretli mi ?
Okul sadece 7-9 arası olanların başlayabileceği bir yer. Bu yaşın üzerindekiler çoğunlukla aldıkları çevresel ve ailesel doktrinasyonların etkilerinden kolaylıkla kurtulamayacaklarından, sadece zaman kaybı olacakları için henüz alınmayacaklar. Bu durum bazıları için her ne kadar hayal kırıklığıda olsa, bazı başlangıçlar ne yazıkki böyle olmak zorunda.
SilOkulun ücretli olup olmadığını sorman bile "belki bedavadır" düşüncesine sahip olduğunu gösteriyor. Bu hayalini ancak devlet okulunda gerçekleştirebilirsin. Bedavaya öğrenim mi? Bedavadan neden uzak durulması gerektiği konusundaki öğretilerimi dikkate almadığın belli.
Biraz realist ol ve "gerçek" öğrenimin nasıl ve neye mal olduğunu düşün!
Bana biraz tehlikeli göründü sizin eğitiminizi alan bireyler kendinlerini toplumdan dışlanmış gibi hissedebilirler ya da bu dünyadanın yabancıları gibi eğitiminizin temel amacı , misyon ve vizyonu hakkında biraz bilgi verir misiniz. Sizin eğitiminiz hangi alan üzerinde yoğunlaşıyor tarih, edebiyat, felsefe, matematik kendiniz hakkında biraz bilgi verir misiniz ?
YanıtlaSilYazılarınız gerçekten çok ilginç bir sonraki başbakan demişsiniz suat kılıç için bu ne anlama geliyor yoksa kafa mı buluyorsunuz ?
Sende aynı doktrinasyonlardan geçtiğin için, eğitim ve öğrenim arasındaki farkı göremiyorsun. Kendinden daha az gelişmiş olarak kabul ettiğin varlıkları, kendi ideallerine göre "eğitirsin"... bu tıpkı köpeğine ölü taklidi yapması için belirli direktifler uygulamaya benzer. Öğrenim ise bir varlığın senin herhangi bir emrini beklemeden ne yapması gerektiğini anlıyor hale gelmesine yardımcı olmaktır. Eğitim seni başkalarının istediği şekle sokar... öğrenim ise olup biteni anlayarak şahsi sorumluluk alıp hareket etmene yarar. Eğitimde input/output yoluyla programlanırsın. Kısaca bir sirk hayvanından farkın yoktur. Öğrenim alan ise eğitimi vermeye yetkili kişidir. Eğer karşındaki sığırların ömür boyu birer sığır olarak kalacakları gerçeğini anlayabilirsen, neden onların "eğitimi" için öğrenim görmen gerektiğini sanırım çözebilirsin.
YanıtlaSilOkulda seni eğitenlerin öğrenim gördüğünümü sanıyorsun sen?! Hepsi aynı klon fabrikasından çıkan ve verdikleri bilgilerin çoğunu tasdikleyemeyen tiplerdir. Tarih hocalarının çoğu adam gibi arkeolojik bir kazı bile yapmamış hatta tarihi bir bölgeyi bir gezmemişlerdir. Anlayacağın seni eğiten koyunlar okul bitiminde sen ne kadar salaksan, bir o kadar salaklar. Sana okulda kendi jeneratörünü yapmayımı öğretiyorlar yoksa jeneratörün neye benzediğinimi? Sana okulda sadece teorik bilgileri yüklerler ve bunların %95 ini ömrün boyunca kullanamazsın, çünkü sadece boş şeyler öğrenmişsindir.
Devlet okulu seni sadece oluşturulmuş normlara ayak uydurmaya ve iyi huylu ve itaatkar bir gerzek olmaya programlar. Aklı başında hangi öğretmene sorarsanda bunu sana tasdikler. Devlet okulunda askeri displini ve sosyal olmayı öğrenirsin... bu kadar. Hocana, müdürüne, müdür yardımcına yada dekanına artistlik yapamaz ve onların otoritesini sorgulayamazsın... denersen neler olacağını sanırım az çok kestirebilirsin.
Benim vizyonum kesinlikle eğitmek değil... öğretmek! Kimse zorla öğrenmek zorunda değil, seçilenlerin kendi kararlarına kalmış ve realiteyle başa çıkamayacaklarına karar verenler içinde kapı ardına kadar açık, ceza yok, yuhalama yok. Halkın en az %80 i koyundur ve bu ailelerinde çocukları ancak onlar gibi birer koyun olabilir. Bu insanlar benim vizyonuma dahil değiller. Koyunlar sadece güdülmek, kullanılmak ve zamanı gelincede mezbahaya yollanmak için vardır. Bunu doğanın her alanında görebilirsin.
Bu okulda öğrenilecek konular, edebiyat, felsefe, astronomi yada fizik olsun... hiçbir okulda görmeyeceğin yada duymayacağın konular. Ne zannetinki? Elitlerle koyunlar aynı öğrenimimi elde edeceklerdi?
Elitler kendilerini toplum denen koyun hazvasında soyutlarlar ve bu daima böyledir. Senin bahsettiğin korkulara sahip olanlara bu okulda zaten yer yok. Ya kendi cinsinle berabersin yada değilsin - bu kadar basit!
Blogu yeterince okumadan balıklama sorduğun oldukça belli. Buda kendi hakkımda neden bilgi sunmadığımın nedenlerinden birisi. Sabırsız insanlara laf yetiştirmek için yazmıyorum. Okumak bu kadar zor mu geliyor? Ana yazıda neler yazdığını ve neler öğretileceğini okudunmu?
Suat Kılıç için sadece bekle ve gör diyorum!! Ne yani bu konu twitter yada facebook gibi sazan havzalarında geçmiyormu? :)
Türkiye'de ki elit insanlar kimler onlar ne tür eğitimler almışlar yoksa onların elit olacağı kendinden öçnceki elitlerin soyundan gelmelerinden dolayımı elit olmuşlar sonradan elit olunuyor mu senin tabirlerinde bu elit konusunda biraz kafam karıştı gerçekten çok derin düşünceleriniz var. Bu okulunuzda anladığım kadarıyla elit olmayı öğreteceksiniz bunu tek başınızamı yapacaksınız benim için bi şans yok mu? Başbakan ve cumhurbaşkanının hayatlarına baktığımda pekte elitlik göremiyorum yoksa bunların arkasında başkaları mı var biraz açın herşeyi örtülü yazıyorsunuz düşünün bi ürün alacağınız zaman onun içeriğini bilmek isteriz sizinde düşünceleriniz çok şey saklıyor sizinle msn konuşmam mümkün mü böylelikle merak ettiğim soruları size sorabilirim .
YanıtlaSilElit kelimesinin sana ne ifade ettiğini açıkla önce lütfen!
SilSeçkin ve iyi eğitim almış herşeyi nedensellik ve olguculuk çerçevesinde değerlendiren birey ya da bireylere yön veren yönetici , yöneten olarak tanımlıyorum sizin tabiriniz nedir lütfen!
YanıtlaSilTamda beklediğim gibi bir çıkış yapmışsın. Tebrikler!
SilSenin gibiler daima bunu yapar. İstediğini yada beklediğini alamayınca saldırıya geçersiniz. Tam bir gün bile bekleyemeden saydırmışsın. Ne zannediyorsun, herkes senin gibi 24 saat online mı takılıyor? Belliki sabah kalkıp akşama kadar sayfayı sabırsızlıkla yenilemiş, cevap bulamayıncada küplere binmiş ve kızgınlığından hakarete başlamışsın. Ders 1: Sabır!
Başkalarının kendi ideallerini gerçekleştirmeye uğraşıyor olması seni oldukça uyuz ediyor olmalı, belliki bunu sen beceremiyorsun ve bu yüzdende bunu başarabilenlere çürük domateslerini sallıyorsun. Ben bundan bir kaç sene sonra okulun kapısında ilk öğrencileri alırken sen ne yapıyor olacaksın? Kübik ofisinde saatlerimi sayıyor olacaksın yoksa koyunların senin için çalışırken içinden gelenimi yapıyor olacaksın? Sanırım cevabı biliyoruz değilmi? Ders 2: Cesaret!
Buraya gelip beni aşağılamaya bir tek senmi uğraşıyorsunki, söylediklerin beni incitsin yada küçük düşürsün! Sende diğerleri gibi eksikliklerinin ve ezikliğinin verdiği acıyı başkalarına sadistçe davranarak bastırmaya çalışan birisin ve yenide değilsin. Ders 3: Ortada kendinden başka bükebileceğin bir şey yok!
Elit için yaptığın açıklama senin ideal olarak gördüğün şey, yani olmak istediğin ancak olamadığın ve olamayacağın şey. Sen birinin çıkıp sana altın varaklı kapının anahtarını doğrudan sunmasını bekleyen bir koyunsun ve bu seni daimi olarak bir koyun gibi başkalarının peşinde koşturacak. Şimdiye kadar belkide ancak 3-4 yazımı okudun ve buna bağlı olarak kafanda hayali beni yaratıp ona karşı bir savaş açtığını zannettin. Yandaş aradığımı zannediyorsun, çünkü esasında sen, ezik fearless, birilerinin yandaşı olabilmek ve buna bağlı olarakta elit olabilmeye çabalıyorsun, ancak bunun sonucu olarak daima hüsrana uğrayacaksın. Ders 4: Analitik ve objektif düşünme vasıtasıyla "ne ise o" olarak görme.
Senin tanımını yaptığın elit herhangi bir şirkette çalışan CEO dan başka birisi değil. Anlayacağın gibide CEO en baştaki adam değil! Senin tanımın sadece bir "görüntüden" ibaret, yani ideal olarak kabul edilen tabirin kendisi. Ki bu tabir dışardaki koyunların senin gibi programlı zihinlerine işlenmiş olanı. Ders 5: Çoğunluğun tersine hareket et.
Şimdi git biraz daha aynada kendini yumruklamaya devam et. Beni eğlendirdiğin içinde teşekkürler. :)
Ne oldu enki eleştirecek bişey bulamadın mı cevap yazmıyon yoksa cevap yazmaya değer görmüyor musun? Bence senin sorunun ne biliyor musun kendini çok zeki görmen ama burdan aptalın önde gideni olarak görünüyorsun yazıların düşüncelerin hep birbirleriyle çelişiyor bence yalanlarını aklında tutmayı öğren böylece ne söylediğini unutmazsın tek yaptığın ben farklıyım ben amaçlıyım ben koyun değilim ama yaşantına bi bak hatta kendine aynada bi bak nesin şirketleri olan yönetici mi ya da fabrikaları olan girişimci fabrikatör müsün okul projen bile senin gibi berbat çünkü kendini ifade edebilecek bi mesleğin olduğunu dahi düşünmüyorum orta gelirli başkalarının parasına karşılık emeğini satan herkesten nefret etmeyi kendine telkin eden embesilin tekisin hadi aç okulunu fetoş abin bile senden daha iyi o belki koyun ama senin gibi güdülmüyor güdüyor sen ise kendine yandaş edinemeyecek kadar olumsuz meziyetlerle kişiliklerle dolusun söylediklerinle yaptıkların hep yalan sanal ürünüsün sen may senden bi bok olmaz hatta gittikçe dibe batan bi ahmaksın ...Ne yani kehanetlerime inanmıyor musun face de bir sürü sazan uydurmaları var o da bunlardan biri say nasıl olsa kafana göre herşeyi uyduruyorsun biraz gerçekçi ol başarılı biri değilsin sadece öyle görünmek başkalarını kandıran embesilsin diğerleride senin gibi koyunları adamlarına verdiğin emirlerin mi yönetiyor ... :))) komik olma sen koca bi hiçsin kimse seni hatırlamayacak
YanıtlaSilEğer ruhlarınızı ortaya koyacaksak, senin ruhunla Enki'nin ruhu ortaya gelecekse, Allahımın üstüne yemin ederim ki senin ruhun Enki'nin ruhunun önünde diz çöker, tövbe ister.
SilBir gün büyük bi hayal ürünü olduğunu anladığında kendine ENKOŞ diyeceksin :)))
YanıtlaSilYav he he.
SilFearless.... bu hayatında senin gibileri duvara dizilmiş ve az sonra kafalarına yiyecekleri kurşunu sabırsızlıkla beklerken altlarına işer halde göreceğim. Bakalım o zaman o lakabını iki dudağının arasında çıkarabilecekmisin! Ben kor... kor.. korkus.. korkusuzum... ama altına işemişsin fearless, nasıl olacak şimdi? Sen klavye komandoluğu yapıp internette yanlış düşündüğünü zannettiklerini düzeltmeye uğraşırken sadece zamanını kaybediyorsun ve tıpkı diğer sığırlar gibi bunun farkında bile değilsin.
SilHomoseksüel aşağılamalarla sadece kendin ilgilendiğin bir konuyla kendini eğlendiriyor olduğunun bilincindesindir umarım! Gündüz vakti "kahrolsun nonoşlar" deyip gece vakti nonoş peşinde koşanlarıda gördüm. Aşağılayarak üstünlük kazanma çabası ancak politik koyunların ve eziklerin başarı olarak gördüğü bir iştir. Gördüğüm kadarıylada bu "işte" oldukça başarılısın.
Hadi bir daha yaz, geçir lafını... rahatla ve üstünede bir sigara iç. Beni halen etkileyebilmiş değilsin. Çünkü aynısınız, aynı kalıpsal zihin ve düşüncelerin bir karışımından ibaretsiniz ve karşımda tek gördüğüm şey meeleyen bir başka koyun!
Fearless.... bu hayatında senin gibileri duvara dizilmiş ve az sonra kafalarına yiyecekleri kurşunu sabırsızlıkla beklerken altlarına işer halde göreceğim. Bakalım o zaman o lakabını iki dudağının arasında çıkarabilecekmisin! Ben kor... kor.. korkus.. korkusuzum... ama altına işemişsin fearless, nasıl olacak şimdi? Sen klavye komandoluğu yapıp internette yanlış düşündüğünü zannettiklerini düzeltmeye uğraşırken sadece zamanını kaybediyorsun ve tıpkı diğer sığırlar gibi bunun farkında bile değilsin.
SilSENDE BANA CEVAP YAZARAK AYNI DURUMA DÜTĞÜNÜN FARKINDA BİLE DEĞİLSİN...
Aşağılayarak üstünlük kazanma çabası ancak politik koyunların ve eziklerin başarı olarak gördüğü bir iştir. Gördüğüm kadarıylada bu "işte" oldukça başarılısın.
SENDE FENA SAYILMAZSIN ÖZELLİKLE ÖĞRETİCİ KİMLĞİNİN YANINDA AKIL VERME DURUMLARINDA SÜPER HERŞEYİ BİLDİĞİNİ SANIYORSUN .....
Hadi bir daha yaz, geçir lafını... rahatla ve üstünede bir sigara iç. Beni halen etkileyebilmiş değilsin. Çünkü aynısınız, aynı kalıpsal zihin ve düşüncelerin bir karışımından ibaretsiniz ve karşımda tek gördüğüm şey meeleyen bir başka koyun!
ŞİMDİ BUNDAN SONRA NASIL TAMDA BEN İSTEDİĞİM OLDU DERSİN HANİ HERŞEYİ BİLİYON YA AMA İNSANLARIN İRADELERİNE SÖZLERİNLE ETKİLEMEZSİN SEN ETKİLEDĞİNİ SANIYON 5 PARMAGIN 5 DE BİR Mİ*** YA DA HERKES EKTİĞİNİ Mİ BİÇİYOR ....
Bu yorum yazar tarafından silindi.
SilBiz Great ENKI diyoruz.!
YanıtlaSilBu kadar bedava bilgi, açık seçik ortada ve gün geçtikçe daha çok insan giriyor, okuyor, bu durum hoşuma gitmiyordu ama görünen o ki anlayabilenler zaten özel olanlar. ENKI de bunu bilerek yazıyor tabi ki, her adımı yüce Satan'ın aynası.
Biz de greyt enki diyoruz pampa.sakin.
SilDaha kendi isminin ne olduğunu dahi söylemiyor kendide biliyor şizofren olduğunu her tarafını kuşku şüpecilik sarmış adam uçmuş istediğini yazsın kendi şuan rusya ve çevresinde düşen gök taşını inceliyordur ünlü fizikçi astroloğ enki .))) vu haaaaa vu haaaaa
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBüyük bir çaba ve emekle neler yapılabilir onu gösteriyor( neymiş bu büyük çabayla yapılanlar ya da başkalarının yaptığını anlatmak mı)...Enki insanlara kendi Oblomovluklarını hatırlatıyor. ( evet bütün insanlar enkinin gözünde aynı herkes aynı 5 parmağın 5 de aynı)...Ve insanlara kendi tembelliklerini de hatırlatıyor. Varsayalım ki sistemden kendini soyutlamış çeşitli insanlar yok (var tabi ki ;)) Haydi diyelim ki hepimiz internetin arkasına saklanıp bol keseden atıyoruz. Yine de Enki gibi bir karakter size neden ilham olmuyor da, ezikliğinizin nefret kılıfı içinde püskürmesine yol açıyor? "( ezik olduğumuzu nerden çıkardınız işte diyorum at gzlüğü var gözünüzde) Bu arada enki neden başarılarını sıralamıyor bizde bilelim onun başarıları karşısında tembelliğimizi ya da ezikliğimizi ....adam tamda tahmin ettiğim gibi diyerek başlar ama ben onun tahmin ettikleri aklımın ucundan dahi geçmedi ....şizofren..
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
Silanlaşılan sizin gibi şizofrenlerle uğraşılmaz hepiniz uçmuşsunuz kimse sizi takmıyor takmazda adam daha sorularıma ceva veremiyor anca örneklerle tahminlerle geçiştiriyor ben senin fikrin ne diyorum örnek veriyor anlamıyor sadece o değil sizlerde aynı nerenizle okuyonuz ..soru soruyorum bir sorunun cevabı na bak ders 1 sabır ders 2 cesaret vs vs nerenle okuyon olum
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
Sil@Barış
SilIn Internet slang, a troll (pron.: /ˈtroʊl/, /ˈtrɒl/) is someone who posts inflammatory,[1] extraneous, or off-topic messages in an online community, such as a forum, chat room, or blog, with the primary intent of provoking readers into an emotional response[2] or of otherwise disrupting normal on-topic discussion.
Bu çocuk pc başında bekleyip F5 i her 10 saniyede bir tuşlayarak cevap bekliyor. Ne bir açıklama yapmaya nede izahata gerek var. Getirisi nedirki? Boş yere zamanımızı harcamaya gerek yok. Konunun nereden nereye geldiğini görüyorsun sanırım!?
Bu arada enkinin yalakaları ortaya çıkıyor , bırakında enki cevabını versin , nede olsa hak edene cevabını veriyor...Enkinin götünü yalamayı bırakın artık.. Bende yaklaşık 1-2 ay önce enkiye nefret dolu bir mesaj attım ortaya bu çekirgeler zıpladı hemen :) amacım enkiye saldırmak değil bu çekirgeleri ortaya çıkarmaktı... moleküler biyolog bırak artık enkinin arkasında durmayı midemi bulandırıyorsun...................
YanıtlaSilEnkiyle hiç bir sorunum yok , benim uyuz olduğum enkiye birileri laf söleyince bunların böcek gibi fırlaması.
SilBırakında enkinin yarattığı yerde sorunlarıda enki çözsün...
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
Sil@Unidevil
SilOturupta zamanımı trollerin zırvalarına karşılık vererek harcayacak değilim. Boş zırvasal yazı kirliliği yaratıp bunun üzerine masturbasyon yapmak isteyenler için ortam yaratmaya hiç niyetim yok. Varsa adam akıllı birşeyler yazıp üzerine fikir almak isteyen, buyursun!
Nasıl oluyorda hiç görmediğiniz, tanımadığınız ve belkide asla hayatınızda yüz yüze görüşemeyeceğiniz birisi hakkında bu kadar bilgi istiyorsunuzda, kendi hayatınızı şekillendirebilecek, bakış açınızı değiştirebilecek konulara değinmiyorsunuz?
Çoğu takipçinin habersiz olduğu yada farkında olmadığı konuları yazarak kıyak yapıyorum.... ardından trollün biri çıkıp ortalığı bulandırıyor ve sanki tüm öğretiler bir anda unutuluyor ve "birşeyler yazmalıyım" diye gereksiz yere anlamsız sığırların oyununa geliyorsunuz.
Şimdiye kadar bir taneniz bile çıkıp: 2011 de bir gecede tüm kanallar "bizi twitter da takip edin" diye anons yaptıklarında, toplum düzeninde neyin değiştirlmeye başlandığı hususunda iki cümle kuramadı. Self-servis magazaların insanları neye sürüklediği hususundada bir fikir okuyamadım. Elektronik eşya kullanımındaki artışın ve buna bağlı enerji tüketimi ve fiyatların yükselmesi konusundada birşey göremedim.
Tamam o zaman bu konuları bırakalım ve bana odaklanalım, enki kimdir, ne yer ne içer, neleri var ve neleri yok, ideali nedir, bekar mı, tavla oynarmı? Tümünü öğrendiğinizde ne olacak? Ne değişecek? Bencillik konusunu boşunamı bu kadar uzun uzadıya anlattım! Kendi haricinde başkalarına odaklanan sığırların yeri daima mezbahadır.
Fearless gibi troller daima kendi ezikliklerinin faturasını başkasına yıkacak bir sebep bulmaya çalışırken, nasılın değil, neden in peşinde koşarlar.
Şimdi oturup düşünün, şimdiye kadar insanlara sunulan bunca makine ve alet edevatın getirisi haricinde götürüsü ne oldu? Örneğin, bir ajandaya kurşun kalemle buluşma gününü yazmakla, akıllı telefondaki ajandaya yazmak arasındaki enerji kullanımı farkı ve değeri nedir. Hangisi daha pahalıya geliyor? Hangi yöntem daha dayanıklı ve güvenli? Koyunları neyin köleleştirdiğini düşünün şimdi! Bu tip konular içinde yaşadığınız ortamın size dokunan ucunu anlamanıza yardımcı olur.
Bir ajandaya kurşun kalemle buluşma gününü yazmakla, akıllı telefondaki ajandaya yazmak arasındaki farkı düşündüm ama tam çıkaramadım, aklıma tüm enerji tüketiminin kontrol altına alınması mevzusu geldi.
SilAslında Kitapta da çok ilginç bir konu vardı, şu yeni gelecek olan CARBON para birimi.! Ama daha sonra blogda hiç sözü geçmedi. Tüketilen tüm enerjinin kayıt altına alınmasıyla, bu para biriminin geleceğinden bahsedilmişti.
Geçenlerde Anadoluda bir ilçede yaşayan ninemlere doğalgazın ulaştığını duyunca şaşırdım mesela. İzmir'de bizim oturduğumuz yere 2011 yılında gelmişti doğalgaz ve doğalgazı sadece Türkiye'nin başı çeken 5-6 ilinde kullanılan, kolaylık sağlayan bir yakıt olarak biliyordum. Meğer o yıllarda hatta daha da önce İzmir'le beraber Türkiye'nin bir çok yerine ulaştırılmış ve bugün 81 ilde de varmış. Her mahallede, ilçede, köyde olmasa da giderek yayılıyor. Kapınızın üstünde yani kafanızın tepesinde bir sayaç, ne kadar enerji tükkettiğiniz kayıt altında. Şu haberlere bakın.
http://blog.milliyet.com.tr/jeotermal-cennetinde-dogalgaz-kazigi-/Blog/?BlogNo=328578
http://www.diyadinnet.com/HABER-6083-a%C4%9Fr%C4%B1-i%C3%A7in-do%C4%9Fal-gaz-l%C3%BCks-jeotermal-israfm%C4%B1
Bunun gibi bir çok haberde ve altındaki yorumlarda sizin de fark edeceğiniz gibi doğalgazın bu desteklenişinin AKIL ALMAZ ve MANTIK DIŞI olduğu yazılmış. Koyunlar sabah 8'de e-5'i kitler, akşam 6'da metrobüs istasyonuna yığılır ve cumartesi gecesi eller havaya yaparken, birileri de akılcı planları adım adım işliyor. Koyunların aklının almadığı ve mantık dışı bulduğu noktalarda, daha önce öğrendiğim şeylerde fark ettiğim gibi hayırseverler devreye giriyor. Böyle yol mu yapılır, bu ne trafik, böyle stad mı olur, tuttuğum takımın başkanı nasıl bu kadar aptal olabilir gibi bir çok konudan koyunsal muhabbetlerde sürekli bahsedilir ve akıllarının almadığı ve yönetenlerin hep salak olduğu ve BİRİLERİNİN sürekli bunların üstünden zengin olduğu söylenir. Doğalgazın yayılması için de rant yaratılmış, bu sayede belediye başkanı ve diğer hafif çobanlar doğalgazın yanında. Koyunlar ise birileri zengin oluyor diye çığırıyorlar ve meselenin sadece bu olduğunu, paranın tek gerçek olduğunu sanıyorlar. Para işlevini burada da iyi bir şekilde gerçekleştiriyor.
Ve tabi ki elektrik sayaçlarının ÜCRETSİZ bir şekilde değiştirlmesi konusu da var
http://ekonomi.milliyet.com.tr/elektrik-sayaclari-2014-te-degisiyor/ekonomi/ekonomidetay/27.01.2013/1660892/default.htm
Bu haberler ENKI'nin bahsettiklerini doğruluyor. Sadece bu haberler de değil, artık ne zaman gazete okusam, input! diyorum. Geçen hafta pazar günü Habertürk'ün sürmanşeti, Rüzgar Erkoçlar gibi binlerce insan olduğundan bahsediyordu. Ondan önceki hafta zaten Hürriyet'in pazar ekinde Ayşe Arman'la röportajı yayınlatılarak, koyunların kafasına cinsiyet değiştirmenin, homoseksüelliğin artık normal olduğu sokuldu, ÇÖKÜŞ KANUNU neydi? :) Hayırseverler burada da mı kanun neyi gerektiriyorsa onu koyunlara sağlıyor?
SilŞimdi ENKI ve burada yaratılan ortam tabi ki Barış Akalın'ı da eklemek gerekiyor, olmasa ben bunların hangisine bu gözle bakardım, belki hala satanic masonlar dünyayı ele geçirmeye çalışıyor sanacaktım. Ha sen fark ettin çok bi halt oldu, bize ne diyebilirsiniz. Doğru herkes kendisi için yaşıyor. Barış Akalın'ın eskiden yazdıklarından "En son ne zaman kendi çıkarının tersi bir davranışta bulundun?" Önemli bir söz değil mi?
Bir de ekleyeceğim, koyunlar elektronikten anlamaz yazısına da hiç yorum gelmemişti ama benim gibi 20 yaşında olan birisi için o kadar aydınlatıcı oldu ki. Bambaşka bir yol çizdim kendime, herkes gibi tamamen elektroniğin cahiliydim, birileri yapıyor, kullanıyorum işte diye düşünüyordum.
Bu kurulacak okulda öğrenci olamayacağımıza da üzüldüm fakat umuyorum ki hayat boyu kırmızı hapın etkisinde yaşayacak olan ben 30 sene sonra o okulda hoca olarak bulunacağım.
https://twitter.com/aysegulcoruhlu/status/299253373201444864/photo/1
Bu da Problemler ve çözümler tamamen hayaldir yazısı için. Gördüğüm zaman direk aklıma o geldi, NOW, NOW, NOW.!
Aslında konuşulabilecek, o kadar şey var ki, bunlar dallanıp, budaklandırılır, GOD'un iki alttaki yazısında bahsettiği gibi yazmak da zor bir şey, kafandaki her şeyi toparlamak ve bunları zaten onlar da düşünüyor, neden yazayım, neden kendimi rezil edeyim, sen nesin ki zaten, düşüncelerini doğru düzgün toparlayamıyorsun bile, diyorum içimden. Umarım iyi reaksiyon alırım bu yazdıklarıma, yine eskilere atıf yapacağım, kurt olmak kolay değil, o kıllar kolay çıkmıyor. :)
Doctorrrr,
Silİçinde seni yediğini düşündüğün düşüncelerin varsa, bunların verdiği rahatsızlıktan kurtulmanın en iyi terapilerindne birisi yazmaktır! Dök kini yazıya, seni içten yemesin.
Çocuğun o yada bu okula gitmiş... bu durum önemli değil, önemli olan senin babalık yapıp çocuğuna realiteyi mealli, sembolik yada manalı konuşmadan iletip iletemeyeceğindir. Çocuğun fantazisini dar boğaza sokmadan yaratıcı olmayı öğret. Tabiki bu örneklerin çoğunda babanın kendisi dahi öğretmesi gerekenleri öğrenmemiş olduğundan, mutlaka ortaya bir başarısızlık korkusu çıkıverir. Buradaki en uygun tekniklerden birisi beraber öğrenmektir. Yahut önemli bilgileri bulduğun bir kitaptan çocuğa kısa ve öz lektürler vermektir. Çocuklar kulağa "ilginç" ve heyecanlı gelen şeyleri dinlemeyi severler. Doğru anlatımın yolu dinleyenin kafasında ne anlattığını canlandırabilecek bir uslüp kullanmaktır, yani detaylı. Fakat anlayacağın gibi kimse bu özelliklerle doğmuyor ve pratik gerekiyor.
Benim yeğenlerim ben ne zaman onları ziyarete gitsem hemen etrafıma oturup ağzımı açmamı beklerler... birşeyler anlatmamı isterler.
Düzenin boktanlığına kafayı takmamalısın... yoksa sabah akşam bu düşünceler seni yer bitirir! Gördüğün her boktanlık sinir çıtanı bir üste kaldırır ve bir günde patlarsın! Başından beri anlatmaya çalıştığım şeyde bu boktan gibi görünen düzende nasıl yaşanılması, nasıl sömürülmesi ve nasıl yalan söylenilmesi gerektiği üzerine değilmiydi? Buna hayatta kalmak için adapte olmakta diyebilirsin.
Şehirlerin kurulma amacı asla barınma değildir! Şehirler konsept olarak birer köle hücreevi dizilimidir. Tabiki eğer köleler kendi hücrelerini yaparlarsa onlar için bu hücre artık bir anda "ev" oluverir. Bu nedenlede köleler hücreevlerini hayatları pahasına korurlar.... ellerindeki tek sahip oldukları şey bok bile olsa onu korumak için vahşi birer sığıra dönüşürler. anlayacağın yaşadığın hapishanenin içerisinde iken kurallar şimdiye kadar izah etmeye çalıştığım şekilde işler - acı ama gerçek!
Bir yerde bir şey artışa geçerken, ona bağlı bir başka şeyde düşüşe geçer. Buda dengenin korunmasını sağlar. Şehirlerdeki insanların sayısı artışa geçtikçede düşüş yaşam kalitesinde kendini göstermeye başlar.
Senden yazı yazmanı beklerim... bence denemelisin!
Şimdi oturup düşünün, şimdiye kadar insanlara sunulan bunca makine ve alet edevatın getirisi haricinde götürüsü ne oldu?Şirketler büyümek ve yeni ürünlere yaratıp pazar haçmini arttırmak isterler sen herşeyi tek bir temel üzerinden gittiğini sanıyon etrafına bak en basit mermer sektörü hergün yeni yapılan makinalarla yeni ürünler ortaya koyuyor , yada taşıma sektörü mercedesin yeni çıkan otobüsleri , arabaları insanlık ierliyor ve insanlar hayatlarının kolaylaşmasından yeni ürünlerle tanışmaktan memnun ...ılluminati dersin sen buna önceki yazılarında hep bunun üstünde duruyorsunya...
YanıtlaSilLa mal. Adam da biliyor bu çalışmaların getirisi olduğunu. GÖT(!)ÜRÜSÜNÜN ne olduğunu soruyor. Anladın mı takkeli çocuk?
SilSorulması gereken soru şu - Enki neden bu hödüklerle muhatap oluyor?
Bu yorum yazar tarafından silindi.
SilEvde yada işyerinde ne kadar çok elektrik yani enerji gereksinimi duyan eşya kullanırsanız, bir o kadarda enerji tüketiminiz artar. Bu tüketime bağlı olarak oluşturulan enerji sıkıntısı propagandası ilede (tasarruf kamu spotları koyunlara israfçı oldukları hissini vererek suçluluk duygusu aşılar) koyunlar ihtiyaçları olan enerjinin yükselen fiyatlarını normal kaşılamaya başlarlar. Ancak artan fiyatlarlada daha çok para kazanmaları gerekir ve bunu başaracak bir durum yaratılmadığından borç almaya teşvik edilirler.
YanıtlaSilBorca giren koyunlarda, borcun getirdiği suçluluk duygusu ile evcil ve itaatkar birer nazi kampı hükümlüsüne döndürülürler.
Eskiden bulaşık elde yıkanırken, şimdi makinede yıkanıyor. Yani evdeki bulaşık yıkayacak olanın enerjisi bir yanda tv seyretmek gibi boş bir aktiviteye ayrılırken, artık bir ihtiyaç gibi görülen makinelere zaten sahip olunan ancak kullanılmayan enerjinin faturası ödetilmeye başlanır. Elektrikli diş fırçası gibi minik görünen aletler dahi, tembelliğin daniskasi olacak şekilde kullanıma sunulup koyunların sahip oldukları enerji yerine hayırseverlerin sunduğu enerjinin tüketilmesi sağlanır.
Akıllı bir telefon yada tablet pc yi günde en az bir kere fişe takmak zorundasınız. Duvardaki priz deliklerinin görünümü dahi birşeyler vermek yerine almak için üretilmiş bir konseptir. Anlayacağınız, teknolojinin koyunlara sunulmasının amacı onları bu kolaylığın sağladığı masrafın karşılığını ödettirmek ve sisteme itaatkar şekilde bağlı kalmaları içindir.
15 sene evvel elektrik ihtiyacı olmayan ev telefonları, diş fırçaları, ağda gibi manuel epilasyon teknikleri yada tüpgazlı fırınlar var iken... bugün hepsi elektrikle işleyen aletler halinde kullanılmakta. Elektriğe olan ihtiyaç yükseltildikçe koyunların kontrolüde bir o kadar kolaylaşır. Heryerdeki kameralar, medyatik korku senaryoları ve terör ilede izlenmeyi normal algılayan moronlar, bir noktadan sonra izleyiciye dahi ihtiyaç olmadan bir birlerini kontrol etmeye ve gammazlamaya başlarlar. Bunu bugün zaten sosyal ağlarda yapmaktalar. Kendi suçluluklarını başka suçluları bularak örtbas etmeye uğraşmaktan başlarına neyin geliyor olduğundan habersizce sömürülmeye devam ederler.
Yani kendi yapabileceğiniz bir iş için gereken enerjinizi kullanmayı ret ediyorsanız, hayırseverlerin düzenine hoş gelir ve eliniz boş dönersiniz.
Bugün görmekte olduğunuz sosyal ağ denen zırva, bundan 20 sene evvelki atari yada commodore klavyelerinden yollanan 64k yazının aynısı... tek farkı biraz daha görsel efektlerle süslenmiş olmaları. Bugünün teknoloji mottosuda "stay connected" (bağlı kalın) olduğuna göre ve bu iki kelimenin manasının ne olduğunuda anladığınıza göre teknolojinin esas görevini çözmeniz fazla uzun sürmez.
Elinizdeki elektrikli eşyalara sahip değilsiniz! Esasında bu görüntü zarfında sadece kontrol altında tutulmaktasınız. 3 sene evvelde aynı şeyi söyledim, koyunları kontrol etmek için onlara zor uygulamaya gerek yok, sadece kendilerini köleleştirecek zırvaları onlara gerçekten ihtiyaçları varmış gibi sunun yeter. Buna köpeğin kendi tasması için para ödemesi demekte mümkün. "Hey boby, bak bu tasma yeni çıkmış, üzerinde janjanlı şeyler, navigasyon cihazı ve melodisi bile var - nasıl beğendinmi? Heevvv". Evet boby artık bu oyuncağı istediğin sürece boynunda asılı bırakabilirsin, çünkü o artık "senin"!
Heil Satan.....
Bu yorum yazar tarafından silindi.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilENKI, merhaba...2011 den itibaren takipçinim..
YanıtlaSilnot-for-sheeples.blogcu.com
unsheeples.blogcu.com
wonderlands.blogcu.com
Bunları baştan sona okudum, yorum yapmasam da yazdıklarını araştırdım inceledim ve kendi öğrendiklerimle harmanladım. Ve artık yazmayacağını düşünerek hayıflanmıştım tekrar seninle karşılaştığıma ne çok sevindim anlatamam.
Okul fikrinden bahsetmişsin, bir çocuğum olduğunda seve seve gönderebileceğim bir okul fikri beni heyecanlandırdı.Umarım bu proje mümkün olan en kısa zamanda gerçekleşir.
Bütün gün yaklaşık öğlenden saat sabahın 3üne dek bu blogu da okudum. Kadınlar hakkında önyargılı olduğunu düşünüyorum ancak beni bi kızkardeş olarak görmeni isterdim- "birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olan şu günlerde" sürekli yazmalısın :D
Saygı sevgi
Merhaba,
YanıtlaSilKütlesel levitasyon, esp, durugörü gibi ilimleri nasıl öğrenebilirim? Bu tip şeyleri kendi bencilliğim adına kullanmayacağıma emin olabilirsiniz, yaşını başını almış, ekonomik sistemden kendimi kurtarmayı başarmış biriyim. Yazılarınızdan yorumlarınızdan oldukça bilgili bir insan olduğunuz belli oluyor, acaba bu konuda bana yardımcı olabilir misiniz? Bunların nasıl işe yaradığını teorik ve pratik bilgi veren kitap tavsiyesi verebilir misiniz?
Bu yorum yazar tarafından silindi.
SilBarış, ya öğrendiğin bir ıslık metodu bazı materayaller üzerinde yıkıcı yada bozucu etkiye sahip olursa ne olacak? Bilimde sadece araştırıp öğrendiği kadarını biliyor, fakat herşeyide bilmiyor. Bilimdede birçok alanda istatistik yada eldeki malzemelerin "işe gelen" konfigürasyonuyla olmayan birşey varmış gibi kabul ettirilebiliyor. Mesela bilim adamlarının bir kısmı dünya soğuyor derken bir diğer kısmıda dünya ısınıyor diyor.... hepside bilim adamı ancak sonuçlar çoğunlukla amaca uygun olarak tasarlanan varsayımlardan ibaret olabiliyor.
SilBenim bahsettiğim şeylerde hokus pokus tarzı sihirler değil... hepsinin açıklaması var, bu yüzdende öğretmek mümkün. Tabiki benim bahsettiklerim hollywood tarzı telekinezi efektleri değil. Hutchison effect gibi anomalilerin bilim tarafından neden rafa kaldırıldığını zannediyorsun? Neden üniversitedeki astronomi ve (varsa) astrofizik evrenin elektriksel işlevine değinmiyor? Neden üniversitedeki antropoloji eldeki tüm verileri değilde, sadece müfredata uyanları seçerek eksik bilgi veriyor? Bir yandan nedeni anlayabiliyorum, ancak bu yinede var olanı görmemi engellemiyor. Benim bahsettiğim şeyler metafiziksel yada spiritüel zırvalar değil. Seninde öğrendiğin gibi bilim, yalnız sana okulda gösterilmeyenlerden.
Orgonitlerden ve kristallerden oluşturulmuş bir atom modeli şeklindeki düzenek ve onu çevreleyen bir çember paradoks düzeni ile nelerin gerçekleştiğini görmedin. Bunun ne resmini gösterebilirim nede kelimelerle ifade edebilirim. Demek istediğim sadece bilimin sürekli öğrenmeye devam ettiğidir! Bilimin önemide budur zaten, yeniliklere açık olması ve eski varsayımları kenara bırakarak evrilmesi.
Gizli diye birşey tabiki yok, bunun için illaki internette gerekmiyor... fakat bazı bilgilerin kitaplarla sunulamayacağı bir gerçek! Kelimelerle izah edemediğin bir şeyi kitap yoluyla nasıl anlatabilirsinki!? Örneğin helezon ve spiral bir düzenle yapılmış bir boru hattı ile tepeye su çıkarmak için sadece ses kullanmak yeterli olabiliyor, fakat bunun gerçekleşmesini tam olarak ne sağlıyor halen bilinmiyor. Yani su neden sırf bu sese maaruz kaldı diye yukarı çıkmak istiyor ve onu buna ne itiyor, halen bir muamma... çünkü başka yönlerede gidebilir. Kısacası bir şeyleri kullanabiliyoruz ancak halen gerçektende nasıl işlediğini bilmiyoruz... belki tecrübe ileride açıklayacak.
Yukarıdaki yorumu yazanada şunları söylemem lazım!
Durugörü bir bilim değildir.... bu zırva ile uğraşanların söyledikleri ile tutturma oranları, bir maymunun masadaki beş karttan doğrusunu seçmesiyle aynıdır. ESP zannedildiği gibi düşünce okuma yada zihin manipulasyonu değildir. Extra Sensory Perception, adı üzerinde ileri algı gücüdür, yani çayırda yürüyorken etrafta yeşilden başka nelerin yaşıyor olduğunun farkında olmaktır. Bu algı gücü insanların birbirlerini duygusal diye hitab edilen elektromanyetik alan vasıtasıyla anlaşmalarına yardımcı olur. Tüm bunlar filmlerdeki fantastik zırvalar değil, zaten yapmakta olduğunuz ancak yap(a)madığınıza inandırıldığınız şeyler. Hangi hissin arkanda birinin durduğunu söylüyopr sana? Hangi hissin tehlikede olduğunu hissettiriyor sana? Hangi hissin gözlerin kapalıyken başparmağını burnuna değdirmene yardımcı oluyor? Hangi hissin, gözlerin kapalı iken bir kapınınmı yoksa duvarınmı önünde olduğunu söylüyor?
Bu bilgileri sana ve senin gibi yeni yetme fantazicilere satan yüzlerce çakma yazar var. Fakat ne ilginçtirki hiçbirisi vaad ettiği bilgiyi kendisi kullanamıyor yada kullanırken kendini göstermiyor. Bu zamanın cincileri, bu tip spiritüel yada metafiziksel olduğu iddia edilen şeyleri bilip bu "gizli" bilgileri sizinle paylaşmak istediğini söyleyenlerden başka kim olabilir. Sanırım seninde boktan bir hayatın var ve sende onu fantazilerle istediğin şekle döndürmeye çalışıyorsun. Başka ne için bilmek istiyor olabilirsinki? Ya birilerini etkilemek için, yada güç kazanmak için. Neyi ne amaçla istediğini kendin dahi bilmedikten sonra edineceğin her bilgi senin içinde bulunduğun durumun daha bir beter hal almasına yardımcı olur. Üzgünüm kitap yada belge yok sana...
enki, F-A-I-L.
SilBoşver, insanlar birbirini göt edebilir.
bu ilimleri golgedeyasayarak öğrenemeyeceğin kesin.
SilBir yorum yaptın ve 3 gün sonra tekrar gelip aynı doğrultuda bir yorum daha yaptın, hiç aklından çıkmadı da üç gün sonra tekrar saldırma ihtiyacı mı duydun?
SilBlogdaki, anlamsız bir birini küçümseme yarışı devam ediyor...
Adam haklı..
Silyorumlar aynı doğrultuda değil la biri enkiye diğeri golgedesikişen miydi neydi ona yazıldı. Alt alta yazılı olduğuna bakma blogger'ın bok yemesi o.
Evet saldırma ihtiyacı duydum çünkü ben bir moronistanlıyım. Moronistanlı'ya zeval olmaz.
Küçümseme yarışı devam eder tabi. Çünkü buradaki "Elit"lerin başka bir bok bildiği yok. Kendine elit diyen bebeler birbirleriyle laf yarıştırıyor.(kimin hangi nickle ne yazmış olduğuyla ilgilenmiyorum. Dolayısıyla sen bu dediklerimi yapmıyor olabilirsin, genel konuşuyorum)
Tartışmalar yıkıcı değil yapıcı olmalı. Laf yarıştırma, laf sokma amaçlı değil öğrenme, zihinlerde yeni ufuklar açma amacıyla yapılmalı.
Sen niye bunları yapmıyorsun diye soracak mısın yoksa? Moronistanlıyım dedim ya la.
Aklıma gelmişken bir soru sorayım!
Enki yazılarını "zeki, anlayabilen" binde birlere yazıyorsa neden başlıklar "merhaba moronasauruslar, selam moronistanlılar" gibi başlıyor.
Bi açıklama bekliyom pampa. Mantıklı cevaplara açığım ve aşığım.
Aslında buradaki moronlar ellerindekilerin farkında değil, dünyada yılan tanrısı hikayesini bilen kaç kişiden biri olduklarını da bilmiyorlar gibi davranıyorlar. Görünen o ki zamanının, enerjinin kıymetini bilmiyoruz. Bunu ben buraya yazıyorum, neden yazıyorum, çünkü şikayet ettiğim şeyleri ben de yapıyorum.
SilŞu gerçeğin rutinine katlanma mevzusu. Yalnız yaşamaya başladığım bu sene, benim için bir hayat introductionu oldu. Sabah kalkıyorum, ev dağınık, tuvalet leş, çamaşırlar kirli ve tabi karnım aç. Dolaptan bir şeyler çıkarıp, tek başına kahvaltı yapmak berbat bir şey. O kahvaltı sanki görevmiş gibi geliyor. Kendini mal gibi hissediyorsun, sonra bir de pc başına oturup, hiç bir halt yapmadan akşam olmuşsa işte o zaman dünyanın en ezik insanı olmuyorsun da ne oluyorsun. Buraya yorum yazıp, bu kadar ENKI okumuş, yılan tanrısı hikayesini bilip, yine de dünyanın en ezik insanı gibi yaşayanlara lanet olsun.! :)
Ben bunları değiştirmek için planımı yaptım, uyguluyorum ve çevremdekiler, neden bi anda buna karar verdin, neden onu seçtin deyince, içimden çünkü TANRI olacağım diyorum.! Tıpkı neden yurtta kalmıyorsun, neden burger yemiyorsun dediklerinde olduğu gibi. Tabi böyle konularda aşırı sivrilmemek lazım, yoksa soruları bitmez, neden banyonda diş macunu yok, neden kariyer günlerine katılmıyorsun, neden o, neden bu.
Bir de ekleyeyim, artık ENKI'de ENKI diyenlere, şey edeyim ENKI'nizi diyeceğim. Soruları biraz kendinize sorun bence. ENKI'nin çok kullandığı bir kaç lafın peşinden gidin bakalım yabancı bloglarda neler bulacaksınız. Tabi hiç bir yabancı, bağlama çekmek tabirini kullanmıyor, ya da tavla oynar mıyım diye sormuyor? :):)
enki niye adamın yorumunu sildin. çocuk gibi davranıyorsun.
YanıtlaSilenkinin ne iş yaptığını merak edenler: http://www.enkiticaret.com.tr/
YanıtlaSilinşaatçı enki
doctor bunlar senin egonun bir ürünü.sabah kalkmak güzeldir,dağınık evi toplamak ve düzenlediğini görmek güzeldirr kahvaltı yapmak güzeldir! hiç bir bok yapmamakta güzeldir. tuvalet leş,temizlesene be kardeşim!
YanıtlaSilbunlar ezik insan gibi yaşamak sana göre.aydınlanmış kişiye göre ise sadece YAŞAMAK.yılan tanrısı....sadece bir hikaye.geçmiş bir olay,olmuş bitmiş ve gitmiş.neden geçmişte gelecekte takılı kalıyorsun ki,neden şimdi YAŞAMIYORSUN?
o kadar enki okuduk bende okudum amma anlıyorum şimdi enki bana hiçbirşey öğretmemiş.enkiden öğretmen olmaz nokta!inanmıyorum öyle profilinde ki gibii çok kitap okuduğunu da onun..atıyor boldan boldan koyun güdüyor kafasına göre.ruhsal olarak bir tatmin sağlamak bile binevi gütmektir tabii.ego benliğinin himayesi altına girmiş enki sizleride hasta ediyor haberiniz olmadan.zaten bataklıkta olanın daha hızlı batmasına yardımcı oluyor.
videoları paylaşıldı al sende oku biraz sarsıl kendine gel..kendinde olmadığın çook açık kardeşim http://www.wattpad.com/3386153-simdinin-g%C3%BCc%C3%BC-uygulama-kitab%C4%B1
Bu adamı ve böyle spirütüellikler okumadan önce,tam olarak bundan bahsediyordum,yarattığımız kişilikler.Ve onlardan nasıl kurtulunabileceğini arıyordum.Üzerinde çok ve derince düşünüp araştırılması gereken bir konuydu çünkü bu anlamasıda anlatmasıda içinden çıkmasıda çok zor bir iş.
SilAncak şimdi o burda...Buldum! Hazır,elimin altında,kullanılmayı bekliyor.Paylaşanlara teşekkürler.Aslında herkes kendi düşüncesini savunacağına böyle kaynaklar paylaşsa ve konu hakkında yorumunuda yapsa daha güzel olmaz mı!Neden kendimizi üstün görmek istiyoruz? Ben daha çok bilgiliyim,ben daha iyi bilirim,bakın ben biliyorum vs...
Hayırsever dediğiniz kişiler neden umursamıyorlar halkın ne bildiğini?Nasıl bilinçlendiğini. ortada kaosa götürebilecek bir liderleri yoksa elbette?gayet farkında bu aydınlanmış kişiler bu toplulukların egolarına köle olduklarını.
YanıtlaSilgüneş tutulmasını bilmek kimseyi aydınlanmış yapmadı.özel bilgilere sahip olmak,milyar dolarlarının olması,yüksek mevkilerde olmak,çok büyük güç sahibi olmak,başarılı olmak kimseyi aydınlanmş yapmadıı bunun böyle olduğuna inandırıldık ancak bu yanlıştı.kendi kendimizi sevgimize,nefretimize,korkularımıza,inançlarımıza,düşüncelerimize,fikirlerimize köle ettik.bunu bilinçsiz bir şekilde yaptık bilinçsizcede kendimizden nefret ettik.
illuminati oyun kartları NİYE var die düşündünüz mü!Geleceği söylüyorlar VAAAAY.Şimdiyi değil,geleceğii!
Senin gibiler var olduğu sürece, illumanti oyun kartları gibi "geleceği" gösteren oyunların yapılması ve piyasaya sürülmesi oldukça basit, çünkü öngörülmesi oldukça basit bir davranış matoduna sahipsiniz.
SilGünesş tutulması gibi basit bir hileyle aldatılmış olup bunun günümüzü NASIL etkilemiş olduğunu çözemeyen öküzler daima dönüp dolaşıp bu bilgiyi edindikleri hayırseverlere saldırırlar. Zannediyormusunki bu beni şaşırtıyor? Hayatının neden boktan olduğunu belki daha önce kimse sana benim anlattığım açıklıkta yüzüne vurmadı ve belkide aynı muameleyi yine özlüyorsun - yenilen pehlivan güreşe doymazmış derler!
Ne oldu erol istediğin arabaya binemiyor, istediğin lüks dairelerde kalamıyor, arzuladığın kadınlar sana vermiyor diye okuyupta uygulamasını beceremediğin bilgileri sana BEDAVA sunanmı suçlu oldu "yine"? Tabiki spiritüel kitapları okuyarak hayatını yaşadığın koyun havzasında renklendirebileceiğini düşünebilirsin - fakat sonuç olarak sadece fantazi diyarlarının kapılarında gezindiğini kabul etmemek için yeni bir günah keçisi arayışındasın. Tüm o kitaplarını okuyup bitirdikten sonra ne olacak? Aydınlanmışmı olacaksın? Artık elektrik ve su faturası ödemeyecekmisin? Borçlarınmı silinecek? Piyangodan zengin mi olacaksın?
Benim yazdıklarımdan, senin gibilerin, ne kadarına inanıp inanmadığı benim umurumdamı sanıyorsun. Ya senin gibi "şikayetçiler" benim umurumdamı sanıyorsun? Senin gibilerin vazgeçilmez şarkısıda budur:
http://www.youtube.com/watch?v=PvYAq-4ZHKM
Kıskanma, çamur atma, şikayet etme, suçlama ve üstünlük sağlama çabaları daimi olarak safi mandaların yaptığı bir davranıştır ve görüntü itibarı ile aynısını sende sergilemektesin ve her ne kadar "koyunların tersine hareket edin" diye yüzlerce kez uyarmış olsamda ne isen o olduğunu kanıtlamaktasın: bir başka sığırosaurus!
Şimdide tüm zamanını boşa harcayıp bana laf yetiştir... inanki sabırsızlıkla bekliyorum. İnan bana ne olurrrrrr.... inaaannnnnn
Ben gece büyük balık avına çıkıyorum... sende evinde klavye başında komandoluk yapıp internetteki insanların nasılda yanlış düşündüğünü onlara izah etmeye çalış. İkimizden birisi sabah olduğunda eve eli dolu dönecek diğeri ise hayali sorunları ile cebelleşmeye devam ediyor olacak. Başarı böyle oluyor erolcum, uğraşarak, pratik yaparak ve öğrenerek. Şikayet edenler daima en boktan işleri yapmakla yükümlü olurlar.... tıpkı teknede oltamın yemini takmak için bekleyen miço gibi.... küfür eder, şikayet eder ama sonuç olarak yemi oltaya zike zike takar. Çünkü parayı getiren ettiği şikayet değil sadece yaptığı iştir. İyi hizmet eden iyi bahşiş alır. Evet erolcum bak işte güneş tutulmasını bir kenara bıraksan dahi gerçeklerden birkaç kitap okuyarak o kadarda kolay kurtulamazsın.
Bilinçsizce onu bunu yaptık diye ağlıyor ve şikayette bulunuyorsun fakat aynı zamandada sana sunulan temel bilgileri algılamak yerine onları bilinçli bir şekilde gözardı etmeye uğraşıyorsun. Sende diğer embesiller gibi milenyanın en sağlam hilesinin bugün bile NASIL uygulanabileceğinin taslağını görmektense morpheusun gelip elini tutmasını bekliyorsun.
Bu geceki balık avında benim hedefim 2.5 metrelik bir kılıç balığı daha yakalamak. Arada birkaç tanede torik ve akya balığıda olması muhtemel... fakat sonuç olarak ben bir hedefle yola çıkmaktayım... ya sen? Yeni hedefin bir başka spiritüel kitabı okuyup yazarını aşağılamaya çalışmakmı olacak?
Boktan hayatında sana iyi eğlenceler.....
şimdi gerçeği görebiliorum.. sen çıldırmışsın.. seni ciddiye alanda mantıklı biri olamaz..
SilEnki araştırmalarını düzenli olarak takip edip taktir ediyorum fakat bazende kendimi kekleniyor-kandırılıyormuş gibi hissettiğim oluyor.Demek istediğim
Silolaylarda-düşüncelerde görmek istediğini mi görüyorsun yoksa sahidende bizi aldatıyormusun?
Burada paylaşıldığı gibi iki kitabınıda okudum,Eckhart Tolle'nin öğretilerinden faydalandığın açıkça ortada.Hatta tamamen kopya diyelim,peki niye aynı
şeyi yapan Erol'a böylesine saldırıyorsun?Eğer insanların seni karizmatik bulup,ciddiye almasını bekliyorsan onlardan daha iyi olabilmen gerekir.
Bildiğin ancak deneyimlemediğin bir çok şey olduğunu düşünüyorum ve yanıldığımı sanmam.Bilgi tecrübe eidlmezse gerçekten öğrenilemez.
http://www.youtube.com/watch?v=0jN1KVwMbZk
Eski bloglarını takip edenler nasıl bir dönüşüm geçirdiğini görebilirler.Bir ara not-for-sheeples'e rüyada başka boyutlardan varlıklarla iletişime geçmek için
NASA'da çalışan bir bilim adamının geliştirdiği bir videoyu paylaşmıştın.İzleyin diyordun,bende işe yaradı diyordun.O video'yu yapanın ruh hastasının teki olduğunu bulduğumu belirtmem gerekir mi?Daha bunun gibi birçok gariplik...
Gerçeklerden kimse kaçmıyor.Aksine,onlarla güçlü bir şekilde yüzleşiyor.Ya sen?Pekte bunu yapmak istediğini sanmıtorum.Şeytanın yaveri kendinide başkalarınıda
saptırmaktan hoşnut olur.Belki sen şehirlerde yaşamıyorsun,doğada kendi başınasın... birçok kişi öyle değil.
Senin yöntemlerin pek bir 'yaban'.Yinede bu bir çok olasılıktan tek bir olasılık,Erolun dediği gibi çıldırmışta olabilirsin.Belki'de bir çok olasılık birden eş zamanlı olarak bünyene etki ediyordur.Görünürde olan tek birşey var o'da; birşeyler senin karar verme,düşünme kabiliyetini olumsuz bir şekilde etkiliyor.
Üzgünüm,bilgiyi deneyimlemeden elde edilemeyeceğini yazdım.Bu yanlış.Bu durumun nasıl işlediğini Ramtha verdiğim vidyo'da açıklıyor.
SilOh yüce lucifer.... sendemi ramtha cılara yakalandın. :)
SilVideoda verilen eziklik ve eksiklik hissinin değiştirilebileceği tek yerde ancak onların okulu olabilir tabiki. Hocanızda 35.000 sene evvel yaşamış olduğu iddia edilen birini kanal vasıtasıyla algılayan birisi. Tabiki bu arkadaş JZ Knight Humanities Foundation ı kurandan başkasıda olamazdı. Dinlerken gıdığına masaj yapılan bir kedi gibi mırlayarak dinliyorsunuzdur sanırım.
Nedir bu aydınlanma ve aydınlatılma isteği?! Enlightened Master abiden hemde - woaaawww. www.ramtha.com adresine gidip tüylerini nasıl yolmak istediklerine baktınmı peki? Tabiki hayır, çünkü bunu görmüş olsaydın bu videoyu zaten postalamazdın.
Bu tip organizasyonlarla benim farkım şu.... sen onlara para verip öğrenmen gerektiğine inandırıldığın ürünü satın alıyorsun, ben ise sadece hobi olarak yazıyorum ve kimseden herhangi bir maddi yada manevi bir beklentim yok.
NASA da çalışan ve kafayı yemiş dediğin bilim adamını egale etmenin en iyi yolu onu küçük düşürmektir. Bu oyunları halen öğrenemedinmi?
Sizler henüz neyin peşinde olduğunuzu, ne öğrenmeniz gerektiğini ve öğrendiklerinizi nasıl kullanmanız gerektiğini bulabilmiş değilsiniz. Edindiğin bilgiyi kullanamıyorsan bu sadece zamanını öğrenmekle boşa harcamışsın demektir.
Bak şimdi... ramtha gibi ustaların anlattığı: öğrenmek istediğinde hocan seni bulur zaten baştan hatalı bir konsept. Öğrenci kendi ustasını bulur ve usta olanda usta olduğunu bilmez. Ramtha gibi gurusal tiplerin uyguladığı işlem otoriterciliktir. Her ne kadar bu böyle değil diye ifade etmeye çalışsalarda bu böyledir. Bahsedilen ustalığın bir derecesi ve ifadesi yoktur ve buna görede kimin usta olduğu bilinemez. Ben ustayım diyen yada kendisi için dedirten sadece yalan söylemektedir. Burada önemli olanda yalanı iyi söyleyebilmektir!! Öğrenilmesi gereken esas derste budur: nasıl yalan söyleyip dinleyeni tersine inanacağı şeye inandırarak kandırırsın.
Videoda konuşan şahısta Ramtha değil... sanırım bu kadarını anladın. Orada satılan şey kadim öğreti dizisinden ibaret. Kaynak: kanal!! Bu kadar safmısınız siz? anladığım kadarıyla evet. Duymak istediklerinizi söyleyen, fikirlerinizi destekleyen konuşmalar yada kitaplar yazanlar bir anda favoriniz olmuyormu? Bu ürünleri satanlarda zaten bunun peşinde değilmi: duymak istediklerinizi fısıldayıp sizi yandaşları ve müşterileri yapmak.
Burada bir enki klubümü var? Burada Enki Foundation diye bir vakıf mı var? Burada ben size duymak istediklerinizimi yazıyorum? İki satır yada cümle ile oldukça kolay manipule edildiğiniz belli. Ama manipulasyon aynı zamanda size huzur verdiği için gerçekte nelerin döndüğünü görmekten kaçınıyorsunuz. Bunların hepsi sadece bir business... amaç ne dünyayı değiştirmek nede insanları aydınlatmak. Kim size aydın olmadığınızı söyledi? Buna olmayan ürünü yoktan var edip ihtiyacın olduğuna inandırıp satmak denir.
UR tapınağını görmedikten sonra sümerleri okumuşsun ne yazar. Hindistana gitmemişsen mahabharata destanını okumuşsun ne yazar. Çine yada taylanda gitmeden naga asil ırkı hakkında okumuşsun ne yazar. Konuştuğun kelimelerin gerçekte ve kadim zamandan günümüze ne ifade ettiğini bilmeden konuşmuşsun ne yazar. Etraftaki kurnazlar daima bilgiyi ihtiyacı olduğuna inandırdıklarına satıp para yaparlar. Eğer ramtha yı izliyorsan ne anlattığına değil NASIL anlattığına bakacaksın. Bu nasıl olayınıda yüzlerce kez tekrarlamış olmama rağmen gelen yorumların çoğunlukla NEDEN e kitlendiği ortada.
Bana şikayette bulunmanın sana ve senin gibilere getirisi nedir, onu bir açıkla istersen! Size bir vaatte bulunmadım... sizden para almadım... hiçbirinizi zorla pc başına oturtup okumaya zorlamadım... ücretli seminar düzenleyip davette etmedim... Hadi açıkla bana sorun nedir yazdıklarımda? Neyi beğenemiyorsunuz? Aynı şikayeti ramtha ya yazarsan sana cevap yazacaklarına inanacak kadar safmısın?
Bana eckharttan alıntı yapmışsın diyorsun... "Çok uzun ve yoğun bir depresyonun sonunda birgün 29 yaşındayken büyük ruhani aydınlanmayı yaşadı. Bu tecrübeden sonra ruhani gelişimi devam etti ve zaman içinde kendini tamamen öğretmenliğe ve yazarlığa adadı.". Yani bir gün bir anda aydınlandı değilmi... sonrada kanalı yakalyıp başladı yazmaya ve bugün en ünlü spiritüel yazarlardan biri oldu. Ben okunması gereken kitapların listesini vermiştim .... onlara bir göz attığınızı bile düşünmüyorum.
SilRamthayı okudun yada dinledin... eckhartı okudun yada dinledin... peki ne değişti hayatında? Ben size, sizde gizli tutulan hayatın gidişatını ucundan anlattım sadece - bedavaya ancak bu kadar alabilirsiniz. Bahsettiğin şeytanın yaveri etiketi oldukça hoşuma gitti. Kuranda hep şeytan tarafından saptırılmaya karşı uyarmıyormu?
Hiçbirinize karşı bir sorumluluk taşımıyorum, buda bana ne istersem onu yazma hakkı tanıyor. Sende diğerleri gibi şeytan nedir ve kimdir gibi temel bilgileri aydın abilerinden ve onların kitaplarından öğrenemediğin için ancak konunun dışına sapabiliyorsun, o da aklının alabildiği kadarıyla. Ben size elitler gözünden realiteyi anlatıyorum, hepsi bu... ister beğen ister beğenme... Madem beğenmiyorsun o zaman neden gelip okumaya devam ediyorsun - bunu izah edebilirmisin? Seni ve senin gibileri bu bloga çeken nedir? Ben cevabını biliyorum, peki ya sen!!
Ayrıca benim iki değil sadece bir tane kitabım internette bedavaya duruyor. Bahsettiğin ikinci kitap nereden çıktı?
Onları,bunları,şunları elit-hayırsever olarak görünce kendini daha alt bir pozisyona sokmuş oluyorsun ENKI.
SilBir servis veriyorsan müşterilerini memnun etmen gerektiğinide bilirsin,sen satmıyorsun-memnun etme gereklilğinin olduğunuda düşünmüyorsun,anlıyorum belli zaten.
Eckhart,Ramshta.. sence bu kişiler yanlış yapıyor demek. İşlerini senden doğru yaptıklarını düşünüyorum,belki şikayet etmek yerine onlardan nasıl yaptıklarını öğrenmeye çalışabilirsin?
Kadın Atatürk kadar karizmatik,Tanrı olduğunu söylese kendine inandırabilir.Bu kadın bunu nasıl başarıyor ENKI?Böyle karizmatik olabilmeyi.. Üzerinde çalışarak mı yapmış bunu..Onun başarısıda insanları etkilemek-paralarını almak-negatif pozitif manipule etmek.Yaptığı işin ona zevk verdiği açıkça ortada,dinleyicileride mutlu.Yanlış olan şey nerede?
Öğrencinin aptal olması onun suçu mu?.. Sana göre öyle,yazdığına bakılınca.. Ondan hoşlanmadın, eckhart ve diğer bir çok gerçek aydınlardan'da.. Sanıyorsun bu kişiler senin bildiklerini bilmiyorlar mı,paraları yok,bilgisizler,cahiller?.. Elde edemediğin onca şeyi elde ettiler deneimlediler.. Yalan söyleyen biriside saimi olabilir.
Yeterince akıllı olan herkes yalanın gerekliliğini zaten bilir,, senin gibi.
Etrafa bakıp,insanları kendimden küçük görmek-kendimi büyük görmek hoşuma gitmiyor artık.Bu davranışlara ve psikolojiyede kötü bir şekilde yansıyor.Hepimiz tekilin kendini farklı bakış açılarıyla dışa vurumuyuz.Birimizin zihni bir diğerimizin zihninden farklı değil. Neye inandığın umrumda değil ENKI ANCAKK elitlerinin senin gibi nefret-öfke dolu birşekilde yaşamadıklarını her gün -görüyorum-.Kadına,paraya,mala mülke aç bir şekildede yaşamıyorlar senin empoze etmek istediğin gibi yukarıdaki yorumunda.. sadece kendini küçük düşrdüğün bir yorum olmuş okurken yüzüm istemsiz birşekilde buruştu.
Bundan sonra bende yaşamayacağım,, farkına varıyorum'ki bu öfkelenmeler dışarıya değil kendime karşı bilinçsiz bir oluşum..
Geçmişimizden(zihindeki) kişilik oluşturup,gelecek için mi yaşayalım yani.. Kadınlar,arabalar,evler.. Koyun dediklerin bunları elde etmek için yarışıyor(yaşıyor)!!. Ben daha fazla yarışmayacam. -Yapabilirsen- düşün bakalım bu anyalış neleri değiştirebilir?.. Senin kafana göre sende böylesin ancak bir şekilde böyle değilsinde.. Anlıyormusun?Bu yüzden sana şeytanın yaveri dedim,ya kendini ya başkalarını yada her ikisinide kandırmaya-bilinçsizleştirmeye uğraşıyorsun.İkilem yaratıyorsun kafalarda.. böyle yapacağına hçi yapma daha iyi olur.. world belgesi aç ona yaz..
Eğer -tecrübelerin- vasıtasıyla farkına -varabildiysen- ŞİMDİ'de gerçekten'de GÜÇ var. Tekilin zekası enki,eckhart ona varlık diyor.Bu kişileri dışsal birşey aydın yapmıyor - kendi zekalarını(aynı şekilde tekilin zekası) yaratıcı bir şekilde kullanabiliyorlar - düşünüyorlar- ve ilham gelir gibi bilgi geliyor. Bunu bende tecrübe ettiğim için bilmekteyim.. Tecrübe etmek demek;ona giden yoluda görmüş olmak demektir,tecrübeye giden yolu!.. İşte buda -bilgidir-.. Diyor dimi JZ Knight,doğru diyor. Araştırıp okumaktan ziyade bence senin baya bir sakinleşmeye,düşünmeye ihtiyacın var.. eski bloglarında daha zihni açık bir enki vardı.. şimdiki enki kendini zincirlemiş sanki. yinede senin bileceğin iş.
"Eckhart,Ramshta.. sence bu kişiler yanlış yapıyor demek. İşlerini senden doğru yaptıklarını düşünüyorum,belki şikayet etmek yerine onlardan nasıl yaptıklarını öğrenmeye çalışabilirsin?
SilKadın Atatürk kadar karizmatik,Tanrı olduğunu söylese kendine inandırabilir.Bu kadın bunu nasıl başarıyor ENKI?Böyle karizmatik olabilmeyi.. Üzerinde çalışarak mı yapmış bunu..Onun başarısıda insanları etkilemek-paralarını almak-negatif pozitif manipule etmek.Yaptığı işin ona zevk verdiği açıkça ortada,dinleyicileride mutlu.Yanlış olan şey nerede?"
Yaz bakayım bana bu çıkarımı nereden yaptın....
Ya yazılan yorumu adam akıllı okuyup cevap yaz yada boşver gitsin!!
"Eğer ramtha yı izliyorsan ne anlattığına değil NASIL anlattığına bakacaksın. Bu nasıl olayınıda yüzlerce kez tekrarlamış olmama rağmen gelen yorumların çoğunlukla NEDEN e kitlendiği ortada."
Bu işin nasılınıda sana burada bedavaya öğretecek değilim. Önce okumayı,dinlemeyi ve anlamayı öğren! Bana gelipte engin zeka taslamaları yapacağına işe yarar bilgi sun. Ben sadece bana bilgi sunana karşılık olarak bilgi veririm. Sabırısızca okuyup bir çırpıda cevap yazarsan sadece kaybedersin.
Ya sorun benden değilde senden kaynaklanıyorsa? Ya benden beklentilerin artmış ve bunun karşılığını göremediğin içi mızmızlanıyorsan? O zaman belkide sen bildiğin şekilde takılıp seni uyuz eden ben ile yazışmamalısın. Hepimiz aynı bilincin farklı bakış açılarının özgün dışa vurumuyduk değilmi.... neden o zaman aslında sen olan ben ile anlaşamıyorsun? Bana neyi ispatlamaya yada kabul ettirmeye çalışıyorsun? Tüm bu yorumlarının amacı nedir? Benimkisi hobi.. ya seninkisi nedir o zaman? Enkiye lafı soktun... ee sonra... madalyamı takacaklar sana? Eline ne geçmiş olacak, neyi başarmış olacaksın?
Senden zırvalama değil... objektif bir açıklama bekliyorum. Konu benim haklı olup olmadığım değil.... senin ne sebeple benimle yazışıyor olduğun! Bana ne anlatmaya çalışıyorsun, ondan bahset. Kısa ve öz lütfen. Bana teklik, özlük, üst benlik gibi subjektif şeylerden örnek vererek yazma. Benden beklentin nedir? Madem yazıyorsun, demekki bir beklentin var... neymiş o bakayım? "Hayır ben sadece fikrimi beyan ediyorum" diye saçmalamak istersende hiç yazma daha iyi. Ya realitedesin yada yoksun, seçimini yap ve bana tavsiye ettiğin "düşünme" yetini kullanıp yaz.
Kolay gelsin.....
Bloga ilk yorumlarımda böyle tepkilerle karşılaşmak beni çok şaşırttı,yaptığının hobi olduğunu daha önceden yazabilirdin.. aldatmak hoşuna gidiyor olmalı,bir kadından beklenebilecek tek şey gibi.. Gerçek hayatta çektiğimiz acılar bilgiyi getirir onu böyle basit bir şekilde paylaşamayız.Haksız değil,haklısın seni fazla büyük görmüşüm,tahmin ettiğim seviyede değilsin belkide hiç olamayacaksın.Matrixin sadece son bölümünü izlediğim için bir seçim yapmakta zorlanıyorum.. yinede seçimimi yaptım,, senden öğrenecek birşey kalmadı,, herşeyini paylaştığını biliyorum,, güle güle.
SilSenin gibilerin benden öğrenecek birşeyleri zaten yok! Basit bir soruya bile ancak bahanelerle cevap verip kaçmayı yeğleyen bir korkağın neyi öğrenmesi mümkündürki? Şimdiye kadar okuduklarından birşey öğrendiğini sadece zannediyorsun.... senin gibilerin kapasitesi ancak bu kadar... okuyup yorum yazıp kendini internette yani hayali ortamda ispatlamaya çalışma. Ne zaman birisi size yukarıdaki tarzda bir soru sorsa tıkanıp kalırsınız ve verilebilecek en alakasız cevabı sırf yazmış olmak için yazarsınız.
Sil"yaptığının hobi olduğunu daha önceden yazabilirdin.."
Blogu okumamış olduğun belli. Bu cümleyi onlarca kez blog içerisinde tekrarladım, fakat sende diğerleri gibi okuyup anlamayı değil, sadece okurken ilginç birşeyler bulmayı tercih ettiğin için "görememişsin".
Elveda minik kuzu.... senin gibi beceriksizlere öğretilebilecek birşey zaten yok. Sen kendinin sorunusun, benim değil. Hayat fırsatlarla doludur ve sen fırsatları burada çoktan 2 kere teptin... şimdide aynaya bakıp omzunu sıvazla ve kendinle gurur duy. Gözünün önündekini göremediğin asilzade yaşamında başarılar.
End of transaction.
End of transaction.! Hadi "I've got what you need" diyen hayırseverlerinizin kucağına, ENKI'nin buraya taşıdığı hazineden hiç bir şey alamamışsınız. Siz zaten okumaktan anlamaktan, bilgiye ulaşmaktan ne anlarsınız, yazdığınız her şeyden ne blogu doğru düzgün okuduğunuz, ne de kitaptan bir şey anladığınız belli oluyor.
SilYorumlardan birinde, ENKI'nin "paraya pula aç bir şekilde yaşamamız gerektiğini empoze etmeye çalıştığını" söylemişsiniz. Aptallar, Ferrari'nin sahibi Ferrari'ye binmiyor diyen kim? Tıpkı iki gün önce röportajını okuduğum İddaa'nın sahibinin, bir kolon bile İddaa oynamadım dediği gibi.!
Elitler gözünden realite, buna biraz çalışın derdim ama SİZ = bu kadar.!
bu blogdan beklentim hayatımı güzelleştirmesi beni dah yetenekli bir insan yapmasıydı ancakk bunun tam tersini yaptı!Hala enkiye güvenenler daha bir bok yaşamamışş görmemiş demektir!gerçeklerin hayali engin bilgilerinize nasıl sıçtığını görüceksiniz sizde yavru porsuklar.Bu egoyla bir pokta başarailecek değilsiniz kendinizi kaybetmişsiniz kendi hayal dünyanızda.hadii ben işe gidiyorum...
Sil200+ makale artı kitabın ardından halen hayatın sırrını altın tepside bekleyen bir sığır olarak bencede çok sevdiğin işine gidip zamanını efendin için öldürmelisin. Arada bir buraya bakıp benim gibilere olan nefretini yansıtmaya devam ederek koyunluğunu unutmaya çalışırsın.
SilSenin gibiler istiyorki birisi gelip göstersin, elinden tutsun, yasak ağacın meyvesini riske girmeden önündeki tabağa sunsun.....
Senin gibilerde cesaret olmadığından, ne bir atılım yapabilir nede riske girecek bir yatırımda bulunabilirsiniz. Yani ne isen o olarak kalacak ve etrafındakilere mızmızlanıp, şikayetlerde bulunup ömrünü tıpkı diğer dronlar gibi tüketeceksin.
Hangisi daha çok kafayı yiyen oluyor? Saati icat edenmi yoksa ona bakıp zamanı takip ettiğini zannedenmi? Ayrıca ne zaman yazdımki senin gibi eziklere "yardım" etmek istiyorum diye? Tüm yazılar boyunca bahsettiğim tipler senin gibilerdi, fakat bunu idrak etmektense "hayır ben farklıyım" diye kendini kandırmayı tercih ettin.... ve yine seneler sonrada olsa aynı ekranın karşısında ve aynı işte saatin önündesin. Saymaya devam et o zaman.... tik-tak-tik-tak.
Aslında hiç okumaman gereken şeyleri okuyarak boşuna zamanını kaybettin, çünkü eline geçenle ne yapacağını dahi bilemeyecek bir embesilosaurustan farkın yok. Nasıl oluyorda diğer "anlayanların" bazıları şuan hayatını değiştiriyor, radikal kararlar veriyor, risk alıyor ve uyguluyorlar sence? Buna bile cevap bulamıyorsan, demekki koyun olmak senin hoşuna gidiyor! Merak etme bu anlamda pek yalnız değilsin, etrafın senin gibi binlerce ile dolu.
Kendi hatasını itiraf etmekten kaçınanlar daima karşı tarafa saldırıp bu durumlarını örtbas etmeye çalışırlar... tıpkı senin yaptığın gibi. Bak bakalım yorumlara... bana adam akıllı sorulan sorulara, aynı şekilde adam akıllı cevap vermişmiyim vermemişmiyim. Bunun nedeni hep tekrarladığım "ne ekersen onu biçersin" kanunudur. Fakat senin gibiler bu basit kuramı dahi çözemedikten sonra, okumuşsunuz ne yazar. Hayatınız 4 satırlık bir düşünceden ibaret.
Seçimini çoktan yapmış olduğun Ezik hayatında sana başarılar Erol Asan.
Ammada saçmaladın üç kuruş maaşımızla ne iş kuaracaz ne girişimi yapacağız,sokakta çiğ köftemi satayım? sanıyorsun daha çok mu kazandıracak! aanca konuşuyorsun ne yapılacağından seninde haberin yok takılıyorsun öylee... sen bulun de,felsefesi bu de bizde asıl kafayı biz kullanıp az miktarda parayla bir iş başlatıp tüm gücümüzü ona verelim he öyle mi?? oh ne güzel dünya sana,ver bol keseden herkese aklı siktiri çek sonradaa. çelişkili ifadeler kullan,kendini tam anlatama sonra gel senni yaptığın gibi yapıp kendini anlatamayan dahada kötüsü çelişki içine düşmüş okuyucuya saydır.embesilyusluk bu değildir nedir! senden akıl alandan bir pok olmaz afedersin asıl amacından saptırılmış dinler kadar çelişki barındırıyorsun .iki cümlenden birisi kesin yargı içermiyor,otorite içeriyor ancak kesin yargı içermiyorr.Otorite olduğunu düşünüyorsan buna uygun davranıpp kesin yargılarla kendini açıklayacaksın embesilyuss....pff.. git işine şeytan için bırak bu işi ayak yapmaa.şeytan şeytan olalı böyle rezilik görmemiştir.
SilSen sen ol, sakın elini kirli işlere bulaştırma! Temiz uniformanla efendinin isteklerini yerine getirmeye devam et. Senin gibilerden değil çiğ köfteci, teneke kutu toplayıcısı bile olmaz. Senin gibiler patronun sıcak kucağına alışık embesiller olduğundan, sorumluluk sahibi olmamak için her türlü bahaneyi uydurmaya hazırsınızdır. Bu yüzdende benim anlattıklarımı uygulayabilecek ne bir kapasite nede cesarete sahipsiniz.
SilSen benden bekliyordunki, senin gibilere hayatın, iş ortamının yada yatırım sektörünün gizemlerini açayım ve hooop diye zengin olun. Zannettinki tüm bu bilgileri sırf altruist takılıyorum diye öylece önünüze sereceğim. Dene bakalım bir ilüzyonisten numarasını bedavaya öğrenmeyi.
Eminimki yazdıklarımı bir çırpıda okuyup aradığın bir gizli bilgiyi bulmaya çalışıyorsun.... ancak kafan basmadığı için önündekini "düşünme" kabiliyetini seneler evvel egale ettiğinden dolayı göremiyorsun bile. Herneyse, sana 9-5 hayatında başarılar. Birde senin gibi şu sembolik şeytan lafını kullananlar yokmu.... ahahahaaahhaaaaaa... korkak tavuktan ne farkınız varki.
Heil Satan
konuyu nereden nereye çektin senin hayattaki tek derdin nihayi amacın bumu yanii köle olmadan para kazanmak kendini geçindirmek.Bumu senin insan olma yolundaki hedefin tek bildiğin şey erkekleri kamçılayarak para kazanmalarını sağlamaya çalışmak mı?Bunu yapak tek sen değilsin milyarlarca var senden kendini hiç büyük görme iner o göt yeminle.Bu lafların bumerang gibi sana dönüp kafana dannkk diye çarptığında göreceksin o çok sevdiğin şeytanın işini.Senden alturist bilmemde yanturist olacağı kesinn!
SilYaşayacağın başarılı geleceğini bekleme işindede sana aşarılar :) Kaybetme kaybetme zaman benim gibi koyunun teki için git git hadi gelecek seni bekliyor zaman kaybetmee...aferin ammada özelmişsin.
Enkinin savunduğu varsayımı çok iyi bir şekilde idrak edebiliyorum.Fakat,bu varsayımda anlaşılamayan bir nokta olduğunu gördüm.Birey bilinçli olarak,proton mu yoksa elektron mı olabileceğine karar veremiyor.Bunun nasıl işlediğini anlayabilmiş değilim,buna zekam yeterli değil.Bireye yapacağı iş öğretilebilir ve yapması için baskı uygulanabilir ama bu onu olduğu şey olmaktan alıkoyacaktır.Asla tam olamayacak...Gerçeğe kendisi uyanana kadar sadece kendisini kandırıyor veya deyim yerindeyse kandırılıyor olacak.Bu doğanın işleyişinin bir parçası,bunun olduğu gibi idrak ve kabul edilmesi gerekiyor.Bunun üzerinde daha fazla durmak,düşünmek,kendini paralamak sadece kendini kaybetmişliğin bir ifadesi olacaktır...Bundan daha yaratıcı,daha verimli olabilirim.
SilElektron yada proton olma konusunda şunu belirtsem belkide iyi olur!
SilBir elektronun yüzeyinde yaşıyoruz....
ve o bir protonun yörüngesinde hareket ediyor....
protonun kendiside bir atom çekirdeğinin etrafında hareket ediyor...
bu çekirdekte canlı bir organizmanın parçası....
bu canlı organizmada bir elektronun yüzeyinde yaşıyor....
ve o bir protonun yörüngesinde hareket ediyor....
protonun kendiside bir atom çekirdeğinin etrafında hareket ediyor...
bu çekirdekte canlı bir organizmanın parçası....
Bu dizaynı hayatın her alanında görebilirsin. Kendi içinde içten dışa ve dıştan içe mükemmel uyumda işleyen bir sistem. Bu iki unsur birbirini bütünlemekte ve biri olmadan ötekinin var olmasını imkansız kılmakta. Her ikiside birbirine bağımlı! Hangi tarafı seçersen seç, yanı düzenin parçasısın, seni diğerlerinden özel yada ayrıcalıklı kılan tek şey zihnin (senin ve karşıdakinin) bu durumu nasıl idrak ettiğine bağlı. Bu yüzden hayırseverler koyunların zihnini manipule ederler. Çünkü temel idrak öngörülen şekile sokulursa kontrol ve güç daima istenilen yerde sağlanır.
Savaşa giden askerler zihinleri manipule edildiği için ölmek istemiyormu? Sebep ister onur, gurur, haysiyet yada şeref gibi hayali kavramlar olsun, sonuç olarak bu elektronlar tıpkı elektrik prizinden aldığın elektriğin indükte edilmiş elektronları gibi yok olmaya doğru koşuyorlar. As above So below!
Baskı koyunların kendi üzerlerinde uyguladığı otoriter sistemdir.... doğa teşvik eder. Mesela bir volkan patlamadan evvel oradan ayrılman için çeşitli işaretler algılanmaya başlanır.... ısı artımı, depremler, volkanik kül artışı, hayvanların bölgeyi terk etmesi gibi.... bu teşviki göremeyen yada görmek istemeyenleri ise üzerlerine doğru gelen lava dalgası karar vermeye zorlar.... ani verilen kararlarda çoğunlukla zarar edilenlerdir. Ya kalıp volkanik bir kaya parçası olacaksın yada ardında herşeyini bırakıp kaçacaksın - her türlü zarardasın.
Her ne kadar proton olduğuna inansanda sonuç olarak diğer üst yada alt sistemlerin kurallarına uymak zorundasın.... parçası olduğun bir şeyi inkar edersen sadece kendini kandırmış olursun.
Sonsuz döngüsel bir sistem...Sonsuz hayat potansiyelini değil 'sonsuz hayatı' barındırıyor.İnsan zihninin algılarını yerle bir eden bir sistem.Sıradan insan kavrayışı onun anlayışının üstesinden gelemiyor.
SilDöngüden başka bir zaman kavramı türlüce işlev bozukluklarına yol açıyor.Nasıl söylenir bilemiyorum yada sadece şimdiyi yorumlayamamak.Bu hatayıda ancak şimdide bulunamayan biri yapabilir.
Beyin hücrelerinin içinde insan hayatının olduğu bizimki gibi evrenler bulunduğu düşünüyorum bazen. Bilmiyorum belkide bu tür garip fikirler benim cahiliğimdendir...
http://www.uludagsozluk.com/k/beyin-hucresi/
http://www.4shared.com/file/IceGeqg9/imdinin_Gc__wishdropper_.html
YanıtlaSilŞunu bir okuyun kavramsal ve varsayımsal hayatınızda hala biraz 'şimdiniz' kalmışsa,ölmezsiniz.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilO zaman bırakalım artık bunları. Hepimiz hayatımızda bir yığın yol kat etmişizdir, artık daha güçlüyüz, farklı yatırımlar yaptık, meyvelerini verdi, fiyatlar yükseldi vs. Günlük hayatımızda bir çok insanla karşılaştık, değiştik, farklılaştık. Hayat gerçekte yaşanırken, bilgisayarın karşısına oturduğumda buradaki kısır yorumları gördüğümde içimde bir anlamsızlık hissi oluşuyor.
YanıtlaSilMadem bu blogda yazmak bir elit aktivitesi, o zaman şu konuyu açayım
Dikkatinizi çekmiştir, Sabancı, Doğus ve Ülker, Olimpiyat konusuna fazlasıyla ilgili. Yaptıkları reklamlardan, söylediklerinden bu anlaşılıyor. İstanbul'un önceki adaylığında iş bu kadar ciddi değildi diye hatırlıyorum. Demek ki olimpiyatların bir misyonu olacak, tıpkı ENKI'nin yazdığı gibi, tekrar kriz günlerine döneceğiz. Ekonominin de her şey gibi döngüleri olduğunu biliyorduk. Bu yıllar istikrar yıllarımız, geçen sene borsamız dünyanın en çok yükselen borsasıydı, sular akıyor, hedefimiz de 2023, dünyanın en büyük ekonomileri arasında olacağız, diyoruz, gazı bol bol alıyoruz, düze çıkacağız derken, yine kriz günleri gelecek, hayat tabiki bu üretmeyen, kendine yatırım yapmak nedir bilmeyen, birbirinin kuyruğunun dibinde sabahı akşam, akşamı sabah eden koyun sürüsü için, bayram olmayacak. Belki de 2023 başbakanın arkasına bile bakmadan bu diyarlardan gideceği yıldır. Bir de Suriye mevzusu var tabi, fırının hem alt, hem üst ızgarasını çalıştıracaklar anlaşılan.
2-3 sene önce forumlarda borsa hakkında yapılan yorumlara baktığımda, endeks 60binken, insanların borsa şişti, borsa çok pirimli, artık girilmez dediğini gördüm. Bugün endeks 90bin, ve görünen o ki, 2020 yıllarına kadar 170binleri de görecek. ENKI geçen sene kitabında, benim gibi akıllılar fiyatı düşük hisseleri topluyor demişti, parasını geçen seneye göre en az ikiye katladığını tahmin ediyorum. Emlak fiyatlarına bakarsak da şu ara tam zirvede olduğunu düşünüyorum. Gazetelere özellikle pazar günü bakarsanız iki sayfada bir, tam sayfa bilmemnerede rüyalara layık bir yaşam, şurada yeni bir hayat yükseliyor ilanları var. Hangi koyuna sorsanız abi ev değerini kaybetmez, paran varsa en iyi yatırım ev veya dükkan almaktır diyeceğini de biliyoruz. Altının akıbeti ise belli, zirvesini yaptı ve düşmeye devam.
Bilmiyorum bunlar önemli fikirler mi, yoksa herkesin gördüğü şeyler mi ama bir geribildirim almak isterim.
Ek olarak blogda daha önce konuşulanlara paralel değişiklikleri, haber okurken her gün görüyorum, hem Migros'un hem Doğuş'un büyük et işleme çiftlikleri kurmaya hazırlandığını okudum. Yine son günlerde haberlerde dolaşan Google Glass, şu başbakanın bile denediği, bana Borg çağına doğru'daki resimleri hatırlattı.
hayırseverlerden bir belgesel,http://www.youtube.com/watch?v=lH7zv6AlXNI.esoteric agenda 2.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilDünyadaki para sistemi hakkında bir yazı yazabilir misin acaba?
YanıtlaSil:) Enki aslında gerçeği arayanlar için yazıyor. Bilgi dönüşümü de bunun bir parçası. bu dünya ya nın gerçekliğini sorgulayacak kadar cesur olanlar için bir parça ay ışığı oluyor. güneş mi, gerçeği bulup kendi güneşiniz siz olmalısınız yoksa güneş olana dek döne döne bu süreci yaşayacaksınız. eğer içinizde bu evrimleşme sürecinizde o noktaya gelmişlik varsa zaten bilgiler pazılın parçaları gibi yerine oturuyor. eğer henüz evriminiz bilinç basamağında ki o algılama sürecin de değilse sonucu yanlış algı ve Enki nin dediği gibi koyunluk moronluk ve bilumum diğer isimler.. Algılarının yükselmemiş ise yazdıkları size masal zırva yada hikaye şeytan ca gelebilir :) doğduğu günden bu güne dek dinin çevrelediği bir hayat yaşayan ve 7 yıllık imam hatip lisesi bitirmiş biri olarak bugün Enkinin yazdıklarını anlayabiliyor ve ona en azından bilişsel olarak destek olabiliyor isem bu benim bana verilen bilgiyle yetinmememden kaynaklanıyor olmasın. tesfırler hadısler ve bır çok fıkıh kıtabı.. sanırım yeterlı değildı aradıklarım için. en başından dunya hayatı çok basıttı. belkıde bır öncekı yaşamlardan aldığım ödevler ödüller bu yaşamı bu denli soyutlaştırıyordu. her tecrube alınan bır ders ve her ders bilincinizde ki yukselme. bilinciniz yükseldikçe olaylara daha geniş bakabilme ;) bılınç basamaklarını çıkmak tabı ıkı Enkı nın de söylediği gibi bedava değil. bu para ile ölçülecek bir değer de değil. tabı herkesin en kıymetlı sı ne ise o ;) karşılık beklemeden en son ne zaman bir iyilik yaptınız ^_^ bir iş için daima adaletli davranıp kısa yoldan gitmektense haddinizi bilip mücadele ederek size layık görülen muameleye bütün gemilerinizi yakıp son enerji siciminize kadar direnip tükettiniz, ve nihayetinde bütün kararlar aleyhinizde olduğu halde elinizden geleni yapmanın verdiği huzurla vazgeçip derin bir uykusuna daldınız ;) şunu hep hatırlayın bir şeyi okur ken aklınızda canlandırdığınız siz siniz, aslında anlatılmak istenen değil siz. taki önyargılarınızdan ve o güne kadar size yüklenen programlardan kurtulana dek. kurtulduğunuzda yeniden okuyun bakalım orada yine okuduğunuz da aynı şeylerimi mi anlayacaksınız ;) Enki nin de bahsettiği bu. siz doğduğunudan bu güne dek size yüklenen programlardan kurtulmadığını sürece gerçek avuçlarınız da olsa dahi bir işe yaramaz kıyemtını bılmezsınız. salt kendınız olun ondan sonra yola çıkın ;) gerçeği arıyor iseniz bulacaksınız. bu sizin maceranız. kendinizi bulma maceranız. kendinizi tamamlama ödevleriniz sizin 3. level dan 4. level a yükselmenizi sağlayacak. cennet denilen yere. 2. level a da dönebilir siniz. seçim tamamen size kalmış ;) özgür irade evreni ;) Enki nin yazılarını 2009 yılında okumaya başladığım ilk zamanlar dan buyana anlmadığım bir çok şey olmasına rağman hiç önyargılı olmadım. dini bütün denilen bir yaşamım olsa dahi. yıllar geçti ve bütün bilgiler ışığında Enki ye teşekkür etmeliyim. İyi ki varısn Enki. İyi ki bildikleirni paylaşmışsın. Dinin ötesinde bambaşka bir dünyanın gerçekliğini bilmeden mahzun mütevazi hayatıma teslim olmuş yaşıyor olacaktım. şimdi ne yi neden yaptığımı bilmek yaşama çok güzel. defalarca vaz geçtim nedemek istediğini anlmaktan. aylarca kabuslar gördüm. okadar aradım o kadar okudum ki yemek yemeyi unuttuğum günler gerçekliği kaybettiğim zamanlar bile oldu. tam vazgeçtim bulmayacağım anlamadan ölüp gideceğim dediğim ağlaya ağlaya uyuduğum gecelerin sabahında bambaşka uyandım nıye bılmıyorum hala :) bır şeyler var algıladığım ama kelımlere henuz vakıf olmadım. bugun bulunduğum yer neresı olur sa olsun benım tercıhım. tercıhlerımın sorumluluğunu taşıyacak kadar buyumelı kı ınsan varolmanın o muhteşem hafıflığını hıssedebilsin ;) TiaMu
YanıtlaSil